Türkiye’de Enflasyon ve Enflasyonla Mücadele Politikaları
Enflasyonun Tanımı
Enflasyon genel fiyat düzeyindeki veya fiyatlar genel seviyesindeki genel, kapsamlı ve sürekli yükselmedir. Enflasyon, bir ekonomide paranın değer kaybetme sürecidir.
Enflasyonun Fiyat Endeksleriyle Ölçülmesi
Enflasyon fiyat endeksleriyle hesaplanmaktadır. Endeksler piyasada üretime ya da tüketime konu olan mal ve hizmetlerin ortalama fiyatlarının değişimlerini ölçmektedirler. Türkiye’de GSYH Deflatörü, Tüketici Fiyat Endeksi (TÜFE) ve Üretici Fiyat Endeksi (ÜFE) hesaplanmaktadır. GSYH Deflatörü ekonomide üretilen tüm mal ve hizmetleri içeren geniş kapsamlı bir fiyat endeksidir. Tüketici Fiyat Endeksi (TÜFE), belirli bir dönemde, hanehalklarının tüketimine yönelik mal ve hizmet fiyatlarının zaman içindeki değişimini ölçmektedir. 2005 yılından itibaren TÜİK tarafından hesaplanan TÜFE sepetindeki bazı ürünler çıkarılarak “Özel Kapsamlı TÜFE endeksleri hesaplanmaktadır. Fiyat endeksinin hesaplanmasında baz alınan sepet üretim mallarından oluşuyorsa buna üretici fiyat endeksi denir. Türkiye’de 2014 yılından itibaren Avrupa Birliğine tam uyumlu endeksler üretebilmek ve diğer göstergelerle karşılaştırılabilir olması amacıyla Yurtiçi Üretici Fiyat Endeksi (Yİ -ÜFE), Yurt Dışı Üretici Fiyat Endeksi (YD- ÜFE), Tarım Ürünleri Üretici Fiyat Endeksi (Tarım -ÜFE) ve Hizmet Üretici Fiyat Endeksi (H -ÜFE) yayımlanmaya başlanmıştır.
Enflasyonun Hızına ve Nedenlerine Göre Türleri
Yıllık artış hızına göre enflasyon sürünen, yüksek ve hiperenflasyon; nedenlerine göre ise maliyet enflasyonu, talep enflasyonu ve enflasyon beklentileri olarak sınıflandırılabilir.
Enflasyonla Mücadele Politikaları
Enflasyonla mücadelede istikrar politikalarına ihtiyaç duyulur. İstikrar politikaları, Ortodoks ve Heterodoks politikalar olarak sınıflandırılabilir. “Ortodoks istikrar politikaları “enflasyonla mücadelede sıkı para ve maliye politikalarını; “ Heterodoks istikrar politikaları” para ve maliye politikasının yanında ücret ve fiyatlara doğrudan müdahaleleri içeren politikaları önermektedir.
Türkiye'de Dönemler İtibariyle Enflasyonun Tarihi
Enflasyon tarihi dönemleri: Cumhuriyet Dönemi ve II. Dünya Savaşı Yılları, Liberal Politikalar Dönemi, Planlı Karma Ekonomi Dönemi, 1980- 2001 Dönemi ve 2002 Enflasyon Hedeflemesi ve Güçlü Ekonomiye Geçiş Programından Günümüze şeklinde sıralanabilir.
Cumhuriyet Dönemi ve II. Dünya Savaşı Yılları (1923 -1949): Cumhuriyetin ilk yıllarında (1923- 1929) fiyat istikrarı, bütçe denkliği ve dış ticarette denklik konularına yoğunlaşılmış, sıkı para ve maliye politikalarının desteğiyle hedefler gerçekleştirilmeye çalışılmıştır. Bu dönemde para sistemi kurulmaya çalışılmış, sanayileşme için ilk adımlar atılmış ve sonuçta enflasyonist süreç yaşanmamıştır. Türkiye II. Dünya savaşına (1939 -1945) girmemesine rağmen savaşın en belirgin etkisi fiyatlar üzerinde hissedilmiştir. 1939 yılından itibaren fiyatlar artış göstermiştir. Bu yıllara kadar sıkı bir şekilde uygulanan mali disiplin terk edilmiş ve Merkez Bankasının büyümenin finansmanında para yaratıcı rolü fark edilmiştir.
Yükselen enflasyon ve savaş sonrası döneme ayak uydurma çabaları sonucu Türk lirası ilk defa 1946’da devalüe edilmiştir. Devalüasyon sonrası uygulanan sıkı para politikası ve arzdaki daralmaların geçmesiyle enflasyon tek haneli rakamlara düşmüştür.
Liberal Politikalar Dönemi (1950 -1960): 1950- 1953 yıllarında önemli fiyat artışları olmamıştır. Fiyat artışlarının 1954 yılından sonra başladığı görülmektedir. Fiyat artışlarındaki belirleyici faktörler genellikle dönemin iktisat politikalarının sonuçlarıdır. Bu dönemde üretim önceliğinin yerini tüketim almış, borç alma kalkınmanın temel unsuruymuş gibi algılanmıştır. Türkiye 1950’lerin ikinci yarısında ekonomik sorunlar yaşamaya başlamıştır. 1954 yılında tarımsal üretim düşmüş, enflasyon artmış ve ödemeler dengesi bozulmuştur. 1958 devalüasyonuyla birlikte İstikrar önlemleri alınmıştır.
Planlı Karma Ekonomi Dönemi (1961 -1979): 1961- 1969 döneminin yıllık ortalama enflasyon oranı TÜFE’de %4.5, TEFE’de %5’dir. Enflasyon 1970’li yıllarla birlikte artmaya başlamıştır. Dış konjonktürde 1973 yılındaki petrol şoku,1974 Kıbrıs Barış Harekâtı iç konjonktürde yaşanan istikrarsızlıklar, kamu bütçe açıkları, hızla artan iç ve dış borçlar enflasyonu giderek artırmış ve Türkiye ekonomisini kriz ortamına taşımıştır.
1980- 2001 Dönemi: Türkiye ekonomisi 1980 yılında ağır bir krize girmiş, enflasyon oranları üç haneli rakamlara ulaşmıştır. 1980 -1990 döneminde ortalama yıllık enflasyon iki haneli olmuştur. 1991 yılında Körfez savaşı ve ülkenin seçim ortamına girmesiyle uygulanan seçim ekonomisinin neden olduğu kamu kesim açıkları ve bu açıkların Merkez bankası kaynaklarıyla finansmanı talep düzeyini, maliyet unsurlarını ve bekleyişleri etkileyerek ekonomide belirsizliği artırmış ve enflasyonu yeniden tırmandırmıştır. 1994 yılında ülke finansal bir krize girmiş, enflasyon oranı ekonomide ikinci kez üç haneli rakamlara ulaşmıştır. Krizin yarattığı sorunları çözmek için 5 Nisan 1994 tarihinde “Ekonomik Önlemler Uygulama Planı” yürürlülüğe konulmuştur. 1998’ de Türkiye, IMF ile “Yakın İzleme Antlaşması”, Aralık 1999’da da “Enflasyonla Düşürme Programı” adı altında stand -by antlaşması imzalamıştır. Program önceden artış hızı belli olan döviz kuruna dayalı olarak enflasyonu kontrol altına almayı hedeflemiştir. Ancak beklenen gelişmeler olmadığından Kasım 2000’de likidite sıkışıklığı yaşanmış, 19 Şubat 2001’de siyasi istikrarsızlıkla birlikte yeniden krize girilmiştir. 22 Şubat 2001 de Türk Lirası dalgalanmaya bırakılarak, serbest dalgalanan kur rejimine geçilmiştir.
2002 Enflasyon Hedeflemesi ve Güçlü Ekonomiye Geçiş Programından Günümüze: 2001 Kriziyle birlikte dalgalı kur rejiminde enflasyon hedeflemesine geçilmiş, Merkez Bankasının Kanunu’nda önemli değişiklikler yapılmıştır. 2002 yılında “Güçlü Ekonomiye Geçiş Programının kararlılıkla uygulanması ve IMF’den alınan ek kaynak sebebiyle enflasyon oranı hızla gerilemiştir. 2002- 2005 döneminde “örtük enflasyon hedeflemesi” rejimi uygulanmıştır. 2006 yılından itibaren uygulanan “Açık Enflasyon Hedeflemesi” çerçevesinde enflasyon hedefleri ile gerçekleşmeler birbirini tutmamıştır. TCMB, enflasyon hedeflemesi rejimini 2010 yılının sonlarından itibaren finansal istikrarı da gözetecek şekilde genişletmiş ve araç kümesini çeşitlendirmişse de 2011- 2021 döneminde de enflasyon hedefleri sağlanamamıştır.