Nefrolojik Sosyal Hizmet

Kronik bir hastalık olan kronik böbrek yetmezliği; Sağlık Bakanlığı verilerine (2016) göre Türkiye’de 59.558 bireyi ve bu bireylerin ailelerini etkileyen ve tedavisi zor olan bir hastalıktır.

Kronik Böbrek Yetmezliği ve Tedavis

Bu hastalığın üç farklı tedavi yöntemi vardır. Bunlar; hemodiyaliz, periton diyalizi ve böbrek naklidir.

Periton diyalizi, hemodiyaliz kadar yaygın olmasa da son yıllarda kullanımı giderek artan bir tedavi yöntemidir. Bu yöntem kendi içerisinde farklı uygulamalara sahip olup en bilinen uygulama, hastanın karın bölgesine yerleştirilen bir tüp (katater) aracılığıyla hasta tarafından günde üç ya da dört kez ikişer litrelik solüsyonların uygulanmasıdır.

Hemodiyaliz ise, bir makine yardımıyla hastanın birtakım nedenlerle kirlenen kanının temizlenmesi işlemi olarak tanımlanabilir. Başka bir ifadeyle, böbreğin kanı süzme işlevinin bir makineye devredilmesidir. Son safhada böbrek yetmezliği olan hastaların yaşamda kalabilmeleri, belirli aralıklarla yapılan ve ömür boyu sürecek olan bu işleme bağlıdır.

Kronik Böbrek Yetmezliğinin Hastalar Üzerindeki Psikososyal Etkiler

Kronik böbrek yetmezliği, beraberinde getirdiği fizyolojik sorunların yanında çok sayıda psikososyal stresör hastaların psikososyal işlevselliklerine zarar vermekte, hastalığa ve tedaviye uyumlarını etkilemektedir. Bu stresörlerin bazıları; rol kaybı, değişen vücut imajı, finansal kaygılar, iş yaşamı ile ilgili kaygılar, sosyal ve evlilik ilişkilerindeki değişimlerdir.

Nefrolojik Sosyal Hizmet

Nefrolojik sosyal hizmet uygulamaları, kronik böbrek yetmezliği hastalarının ve ailelerinin psikolojik ve sosyal işlevsellikleri ile uyumlarını azami düzeye çıkarmayı ve hastaların hastalığın biyopsikososyal etkilerinden kaynaklanan psikososyal stresini gidermeyi amaçlar.

Nefrolojik sosyal hizmet sağlığın diğer alanlarındaki sosyal hizmet uygulamalarında olduğu gibi ekip çalışmasını gerektirmektedir.

Ekip çalışması doğrultusunda hastaların deneyimledikleri sorunlar ve gereksinimlerinin giderilmesi için nefroloji uzmanı hekim, hemşire, diyetisyen ve psikolog gibi meslek elemanları ile iş birliği yapılır. Bu nedenle nefrolojik sosyal hizmet ekip çalışması çerçevesinde çalışma becerisine sahip olmayı gerektiren bir alandır.

Nefrolojik Sosyal Hizmet Uzmanlarının Çalışma Koşulları

Amerikan Ulusal Sosyal Hizmet Uzmanları Birliği (2003)ne göre nefrolojik sosyal hizmet; farklı gereksinimlerin tespit edilmesi, ihtiyaç duyulan kaynakların temin edilmesi, ekip çalışması çerçevesinde planlama, hasta ve aileleri için savunuculuk, gerektiği takdirde havale, eğitim ve izleme çalışmalarını içermektedir.

Amerikan Ulusal Sosyal Hizmet Uzmanları Birliği (2003), ideal olarak her bir nefrolojik sosyal hizmet uzmanı başına 75 hastanın düşmesi gerektiğini belirtmektedir.

Türkiye’deki Yasal Durum

Türkiye’de nefrolojik sosyal hizmet genel olarak kamu hastanelerinde ön plandadır. Özel diyaliz merkezlerine ilişkin yasal düzenlemeler incelendiğinde; 23.06.1995 tarihinde yayımlanan Sağlık Bakanlığı Diyaliz Merkezleri Yönetmeliği’nde özel diyaliz merkezlerinde görevli personel kısmında “Cihaz sayısı 10’dan fazla olan her merkezde bir sosyal hizmet uzmanının bulunması gerekir.” ifadesine yer verilmiştir.

Günümüzde yürürlükte olan 14.02.2012 tarihinde yayımlanan yönetmelikte ise “Diyaliz merkezleri, ihtiyaç duymaları hâlinde psikiyatri uzmanı, psikolog, sosyal hizmet uzmanı unvanına haiz personeli, mesleklerine uygun görevlerde istihdam edebilir veya bunlardan hizmet satın alabilir.” ifadesine yer verilmiştir. Söz konusu yönetmelikle birlikte özel diyaliz merkezlerinde sosyal hizmet uzmanının istihdamı, merkez sahiplerinin inisiyatifine bırakılmış olup özel diyaliz merkezlerinde sosyal hizmet uzmanı istihdamı oldukça nadir olarak görülmektedir.