Temel Hareket Eğitimi'nin Tarihi ve Felsefesi
Fiziksel eğitimin teslim metodu olarak hareket eğitiminin gelişiminde ulusal içerik standartlarının uygulanmaya başlanması önemli olaylardandır. Bu standartlar hareket eğitimi ile direkt olarak ilişkilendirilebilir. Herhangi bir hareket eğitimi programının başarısının kökeninde, onu öğretenlerin hareket eğitimi felsefesinin özünü somutlaştırması yatmaktadır. Hareket eğitiminin ortaya çıkışı ve literatüre katkı sağlayanlar Delsarte, Diem ve Rudolf Von Laban'dır. Stanley (1977) ve Logsdon ve arkadaşları (1984) hareket kavramlarını dört elementle nitelendirmişlerdir. Vücut (Eylemin aracı olarak sunulmak üzere), mekân (vücudun hareket ettiği yer), efor (hareketin icra edilmesindeki nitelik) ve ilişkiler (vücut hareket ettikçe kurulan bağlantılar -nesneler, kişiler ve çevre ile). Logsdon ve arkadaşları (1984) çocukların fiziksel eğitim öğrenim deneyimlerinden kazandıklarının, öğretmenin hareketin içeriğini anlama, yorumlama ve uygulama kabiliyeti ile bağlantılı olduğunu öne sürmüştür. Bu alan ile ilgilenen profesyoneller zaman ile ilkelerin gerçek manasını ve kullanımları hakkında fikir ayrılıklarına düştüler. Bunun sonucunda, insan hareketini konseptleri ve HET’in ilk varyasyonları göz korkutucu ve pratik bağlamda kullanılamaz hale geldi. Bu belki de hareket eğitiminin ivme kaybetmesinin ve zaman içinde başka müfredat taslaklarının yerini almasının yegâne sebeplerinden biriydi. Eleştirmenler 1960, 1970 ve 1980’lerde popüler olan hareket eğitiminin artık yok olmaya yüz tuttuğunu dile getirmektedirler. Hareket eğitimi öğrencilerin hareket uygulamaları yaparken yeteneklerini geliştirebilecekleri geniş bir temel yaratmakla ilgilidir. Bu geniş temeli oluşturmak için hareket eğitimi yaklaşımı hareketi sınıflandıran ve öğrenenlere hareket dağarcığı kurmalarında, bunlara müteakip tüm hareket aktivitelerinde uygulanabilen belirli bir taslağa uymaktadır. Hareket edebilmek için hareketin bir amacı olmalıdır. Vücut ve her bir parçası basit ya da geleneksel anlamda yapılan her hareket, taslağımızın kökünün merkezindedir. İçeriğin sunumunda belirli yaklaşımların kullanılması çok önemlidir. Hareket eğitimi ile ilgili yapılan yeni çalışmalarda ise hedeflenen, fiziksel eğitime en basit yaklaşım olan hem fiziksel eğitmenlerin hem de sınıf eğitmenlerinin fiziksel eğitimi sağlamak amacıyla arayışlarına en basit ve yararlı taslağı sağlayan bu yaklaşımı yeniden diriltmektir. Hareket eğitimi programlarındaki çocuklar yalnızca yetenekler edinmekle kalmaz, hareket elementlerini ve hem basit hem de karmaşık hareket problemlerine çözüm bulma yeteneğini elde ederler. Bu hareket aktivitelerinin her birini açıklayan ve bunlar için gerekli yetenekler üzerine ipuçları barındıran çalışma kartları hazırlanabilir. Keşif sürecini baz alan bir yöntembilimin ve problem çözme tekniklerinin kullanımı çocukların hareket hakkında problemleri çözerken kendi yöntemlerini yaratmalarına yardımcı olur. Yaratıcı düşünce gereklidir, bireylerin sorunları ve bu sorunları çözerken kendilerine özgü yöntemler kullanmalarına sadece müsaade değil aynı zamanda teşvik edilmelidirler. Hareket Eğitimi Taslağı tek başına yetersizdir, Biyomekanik, Motor Beceri Gelişimi, Egzersiz ve Egzersiz Psikolojisi’ni de irdelemek gerekir.