Spor Sosyolojisi Nedir?
Toplum, farklı yaşam tarzlarını bir arada toplayan, belli bir mekânı paylaşan, kendilerini bir bütün olarak tanımlayan insanların, karşılıklı ilişki ve etkileşimlerinin sonucunda ortaya çıkan bir yapıdır
Spor, “bedeni veya zihni geliştirmek amacıyla kişisel ve toplu olarak gerçekleştirilen, bazı kurallara göre uygulanan hareketlerin tümü” şeklinde ifade edilmektedir.
Her ne kadar sporun tarihi oldukça eski dönemlere uzansa da, modern toplumların en yaygın ve etkili kurumlarından biri olarak spor, insanın bedenen, ruhen ve sosyal gelişmesine katkı sunan bir olgu olarak kabul edilmektedir.
Kültür, insanın çevresiyle kurduğu ilişki ve kendi potansiyeli üzerinden inşa ettiği ve sonraki kuşaklara aktardığı inanç, duygu, duyuş, düşünce ve davranışların tamamına verilen isimdir. Kültür, insanoğlunun kendi hayatının sürekliliğini sağlaması noktasında geliştirdiği araçlardan üretim tekniklerine, düşünce sistemlerinden kurumlara kadar uzanan geniş bir yelpazeye denk düşer. Maddi ve manevi olarak insanın hayatına aktardığı her şey bu bütünlük içinde değerlendirilir.
Spor ise birçok kültürel değeri bünyesinde barındıran ve bu değerleri bireylere aktarabilme potansiyeli nedeniyle toplumsal bir olgudur. Toplumsal bir olgu olarak ise spor, toplumsal sistemin ve toplumsal yapının temel parçalarından biridir. Dolayısıyla spor, toplumun kimi özelliklerini yansıttığı için kültürün hem bir parçası hem de kültürün taşıyıcılığını yapan sosyal bir unsurdur
Bir eğitim vasıtası olarak spor çocukların gelişmesinde ve farklı toplumsal rolleri öğrenmesinde oldukça önemlidir. Spor ve sportif oyunlara bir grubun üyesi olarak iştirak etme, çocuğun sosyalleşmede ilk adımlardan biridir. Çocuğun kendini ifade edebilmesi, olumlu bir benlik imajı ile güven kazanmasında ve toplumun değer dünyasını ve toplumsal yaşantının kurallarını öğrenme de spor temel bir unsur olarak karşılık bulmaktadır.
Modern toplumlarda spor, bir taraftan sağlıklı bireyler yetiştirmenin, eğitimde, sosyalleşmede ve değer aktarımında temel bir unsur olduğu gibi aynı zamanda sahip olduğu devasa ekonomik potansiyeli nedeniyle de ayrı bir kapitalist endüstri alanı olarak karşılık bulmaktadır.
1871 yılında yaşanan ekonomik krizle birlikte spor kitlesel bir karaktere dönüşmüştür
İlk profesyonel takımlar ve sporcular Avrupa ve Amerika’daki fabrikalardan çıkmıştır
Sporun temel amacı bireylerin fiziksel, zihinsel, sosyal ve motor gelişimlerine katkı sağlamaktır
.Spor, sosyal bir kurumdur ve sportif aktiviteler ve organizasyonlar toplumsal ortamda gerçekleşir. Tüm sporlar zamanla kendilerine has birer alt kültür oluştururlar. Spor, sosyal bir kurum olmanın ötesine geçerek kendine has değerler, normlar ve ilkeler geliştirmiştir. Spor hem sosyal yapıyla hem de sosyal değişme ile doğrudan veya dolaylı etkileşim içerisindedir. Bu haliyle spor, toplumdaki birçok kurumu etkilediği gibi kendisi de bu kurumlardan önemli ölçülerde etkilenir.
Spor sosyolojisi bir yanıyla sporun farklı yön ve yansımalarını sistematik olarak ele alan, diğer yanıyla da belirli sosyolojik kuramlardan hareketle farklı bilim alanlarıyla işbirliği yaparak spordaki sosyal yapılar ve sosyal davranışlar ile sporun sosyal etkilerini araştıran bir bilim alanıdır.
Sporun tarihi oldukça eski tarihlere dayansa da spor sosyolojisi yeni bir disiplin alanı olarak yaklaşık 60 yıllık bir birikime sahiptir.
. Spor sosyolojisi üzerine ortaya koyulan ilk çalışma ise Heinz Risse’nin Spor Sosyolojisi (Soziologie des Sports) adlı eseridir.
Toplumsal boyutlarda sporu ele aldığımızda sporun genel bağlamda toplumla özel olarak ise, sosyalleşme, grupsal ilişkiler, toplumsal hareketlilik, toplumsal değişme, eğitim, aile, siyaset, kültür vb. alan ve kurumlarla iç içe olduğunu görebiliriz.