Spor ve Küreselleşme
Giriş
Küreselleşme modern toplumsal yaşamı her açıdan kuşatıcı karmaşık sosyal bir olgudur. Aynı zamanda içinde bulunulan ve dinamik bir süreçtir. Bu durumdan dolayı küreselleşme ile ilgili alternatif birçok düşünce ortaya çıkmıştır. Küreselleşme toplumsal yaşamın birçok yönüyle ilgili olduğundan dolayı spor alanındaki tartışmalara da yön vermeye başlamıştır.
Küreselleşmeyi Anlamak
Küreselleşme toplumlar arasındaki ekonomik, kültürel ve siyasi ilişkilerin ve etkileşimlerin artması neticesinde dünya çapında benzer hayat tarzlarının, alışkanlıkların ve düşünce tarzlarının ortaya çıkma sürecidir. Sosyal bilimlerde küreselleşmeye olumlu yaklaşanlar kadar olumsuz yaklaşanlar da bulunmaktadır. Küreselleşme taraftarları ülkeler arasındaki kutuplaşmanın azalacağını öne sürerken, karşıtlar ise küreselleşmenin kapitalizmin yeni bir formu olduğunu iddia etmektedirler.
Ritzer’e göre küreselleşme, insanların, nesnelerin, mekânların ve bilginin gittikçe artan hızda çok yönlü akışlarıyla oluşan bir süreçtir. Robertson ise küreselleşmeyi; yerel ile küresel arasındaki karmaşık ve çok aşamalı bir tarihsel süreç olarak görmektedir. Bauman’a göre küreselleşme kapsamında günümüz dünyasının en önemli özelliği hareketliliktir. Bu hareketlilik ise mekân savaşı ve akışkanlık olarak görülebilir.
Küreselleşme Teorileri
Küreselleşme ile ilgili teorik yaklaşımları aşırı küreselleşmeciler, dönüşümcüler ve şüpheciler olarak üç ayrı grupta görmek mümkündür. Aşırı küreselleşmeciler küreselleşmenin toplumsal hayatı tüm yönleriyle etkilediğini düşünmektedirler. Dönüşümcüler ise küreselleşmenin yeni bir süreç olmadığını ve dolayısıyla dönemler halinde incelenebileceğini iddia etmektedirler. Şüphecilere göre ise küreselleşme yeni bir fenomen değildir. 19. yüzyıldan beri zaten küresel ekonomik bütünleşme başlamıştır.
Küreselleşmenin Üç Boyutu
Küreselleşmenin ekonomik, politik ve kültürel olmak üzere üç farklı boyutu vardır. Ekonomik boyutu küreselleşmenin en görünür ve çoğu durumda en ön plana çıkan yönüdür. Küreselleşmenin ekonomik boyutu ile ilgili sosyolojik tartışmalar daha çok Marksist kuramla ilgilidir. Küreselleşmenin politik boyutu ile ilgili tartışma zemini ulus devlet üzerinde yoğunlaşmıştır. Birçok teorisyen küresel süreçlerin ulus devletin varlığını tehdit ettiğini düşünmektedir. Küreselleşmenin kültürel boyutu ise üç bakış açısından ele alınabilir. İlk bakış açısı kültürlerin küreselleşme sürecinden etkilenmediğini iddia etmektedir. İkinci bakış açısı küreselleşmenin kültürleri değiştirdiğini ve birbirlerine benzer hale getirdiğini savunmaktadır. Üçüncü bakış açısı kültürlerin karışması düşüncesini savunmaktadır.
Sporun Küresel Dönüşümü
İlk dönemde küreselleşen ekonomik sistem sporun küreselleşmesini sağlamıştır. Soğuk Savaş döneminde spor uluslar arasındaki rekabet için yeni bir alan olarak görülmüştür. En büyük kırılma noktası ise 1970’lerden sonra teknolojik gelişmelerle birlikte medyanın ve özellikle televizyonun spor organizasyonlarını büyük kitleler ile buluşturmaya başlamasıdır. Küreselleşme sporu profesyonelleştirmiştir. Profesyonel spor ise günümüzde medyanın güdümünde, tüketim odaklı ve küresel kapitalist sistemin işleyişine dâhil olmuştur. 20. Yüzyılın başlarında uluslararasındaki askeri ve ekonomik rekabete spor da eklenmiştir. 20. yüzyılın ikinci yarısından itibaren spor alanında dünya çapında şirketleşme yaşanmış ve spor bir gösteri haline gelmiştir.
Küresel Akışlar ve Spor
Appadurai’de akışlar olarak kavramsallaştırılan küresel süreçler küreselleşmenin farklı açılardan gelişimini, dönüşümünü ve yerel -küresel arasındaki zıtlıkları ve hareketleri ortaya çıkarmaktadır. Küreselleşme süreci farklı alanlardaki bu akışlar üzerinden sürüp gitmektedir. Appadurai bu akışları etnik, teknolojik, ekonomik, medyatik ve ideolojik olmak üzere beşe ayırır. Spor da bu akışlar çerçevesinde farklı açılardan görülebilir.