Spor ve Şiddet

Şiddet, dünya çapında önemli fiziksel ve zihinsel sağlık sonuçları olan yaygın bir sorundur ve kamuoyunun dikkatini çekmeye devam etmektedir. Şiddet sözcüğü Arapça kökenli olmakla beraber, Türk Dil Kurumunun ifadesi ile bir gücün, hareketin derecesi, sertlik ve yeğinlik anlamına gelir. Yeğinlik ise bir etkinliğin veya gücün derecesidir.

Şiddetin tanımı yapılırken karşılaşılan güçlük ve söz konusu olgunun karmaşık bir yapıya sahip olmasından dolayı, çeşitli sınıflandırmaların yapılması ve farklı türleri ile ele alınması gerekmektedir.

Öncelikle şiddeti, şiddete maruz kalan gruplara göre, şiddet tipine göre ve ekolojik model perspektifinde sosyal etkileşime göre olmak üzere üç gruba ayırmak mümkündür.

Şiddetin karmaşık yapısından kaynaklı türleri ile ilgili birçok sınıflandırma yapılmış, şiddet içerdiği düşünülen eylemlerin farklı başlıklar altında değerlendirilmesi gerekliliği ön plana çıkmıştır. Hatta bu hususta Fransız bir araştırmacı olan Jean-Claude Chesnais'in şiddet tipolojisi önemlidir.

Ona göre şiddet iki genel başlık altında değerlendirilmelidir. Birincisi özel şiddet, diğeri ise kolektif şiddettir. Özel şiddet ise cürümsel ve cürümsel olmayan şiddet olarak kendi içerisinde sınıflandırılmaktadır. Cürümsel şiddet içerisinde cinayet, suikast, zehirleme gibi ölümle sonuçlanan; bilinçli bir şekilde darbe ve yaralamaların olduğu bedensel şiddet; tecavüz etme eylemi ile ortaya çıkan cinsel şiddet bulunmaktadır.

Cürümsel olmayan şiddet ise intihar ve kazalar olmak üzere ikiye ayrılmaktadır. Kolektif şiddet türü üzerinde duran Chesnais bu şiddet türünün içerisinde üç farklı kategorinin olduğunu düşünmektedir.

Birincisi bireylerin devlete yönelik oluşturduğu şiddet olarak terör, grev ve ihtilallerdir; ikincisi devletin vatandaşına yönelik şiddeti şeklinde kabul edilen devlet terörüdür; üçüncüsü ise bir şiddet türü olarak savaşlardır.

Şiddetin bir başka boyutu spor alanı ile ilgili karşımıza çıkmaktadır. Dolayısıyla sporun aktörlerinin içinde olduğu, saha içinde veya dışında şiddet içeren davranışlar, seyircilerin neden olduğu ve içerisinde çeşitli şiddet türlerini barındıran eylemler, spor ve şiddet ilişkisine yönlendirmektedir.

Sporda şiddet, birçok olgunun ve aktörün içinde bulunduğu, tanımlanması basit olmayan bir kavram olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu bağlamda bazı kavramsal ve teorik çerçeveler, sahada fiziksel şiddet veya antrenörlerin sporculara yönelik taciz edici davranışları gibi belirli bağlamlarda deneyimlenen şiddet türlerini ele almıştır.

Bazı yazarlar, sporda şiddet konusunu, birçok boyutunu daha iyi anlamak ve onun hakkında genel bir anlayış geliştirmek için daha geniş bir şekilde kavramsallaştırmaya çalışmışlardır.

Sporda şiddet, oyun kuralları içinde veya dışında yer alan kişilerin, hayvanların veya malların yaralanmasına/zarar görmesine neden olan doğrudan fiziksel şiddet eylemleri; spor bağlamında gerçekleştirilen, yaralanmayı tehdit eden veya yaralanmaya neden olan veya insan yargılarını ve sivil özgürlükleri ihlal eden zararlı veya potansiyel olarak zararlı eylemler olarak tanımlamak mümkün olmaktadır. Bu konuda Spaaij’in disiplinler arası bir sentez çalışması sonucu sporda şiddeti, yedi farklı kategori ile ele aldığı görülmektedir. Ona göre spor şiddetinin yedi ana kategorisi tanımlanabilir.

Bunlar; saldırı, dövüş, sözlü taciz, saha istilası, madde atılması, vandalizm ve terörizmdir. Sporda şiddet, farklı aktörleri içinde barındıran, spor alanı veya ortamlarında, bunun yanı sıra farklı mekânlarda gerçekleşen kimi durumlarda ölümle sonuçlanabilen vakalar toplamıdır.

Özellikle modern sporların hızla gelişen bir endüstri haline gelmesi ile birlikte finansal açıdan da önemli bir sektör kimliğine büründüğü muhakkaktır. Bu sebeplerden ötürü spor dalları içerisinde daha fazla mücadele ve daha yüksek performansların gösterilmesi elzemdir.

Özellikle spor ile birlikte gerçekleşen şiddet, saha içi ve saha dışı unsurlar ile tetiklenmektedir.

Saha içi unsurlar, sporcunun söylem ve davranışları, spor faaliyetini yöneten hakemin kararları, rakip taraftar grupları, antrenörlerin söylem ve davranışları olarak; saha dışı unsurlar ise sosyal medya, spor medyası, semt kültürü, spor yorumcularının ve kulüp yöneticilerin söylemleri olarak sıralanabilir.

Irkçılık günümüz dünyasında da özellikle toplumsal problemlerden biri olarak varlığını sürdürmektedir. Irkçılığın kendini gösterdiği en önemli alanlardan biri de spordur. Dünyanın çeşitli ülkelerinde, çeşitli stadyumlarında ırkçılığı destekleyen grupların ve ırkçılığa maruz kalan sporcuların olduğu bilinmektedir. Öyle ki ırkçı saldırılar ile sadece psikolojik değil aynı zamanda fiziksel şiddet varlığını sürdürmektedir.

Fanatizm ise bağnazlık olarak tanımlanırken, bağnazlık ise bir kimseye veya bir şeye aşırı düşkünlük ve tutkuyla bağlılık, taassup olarak kabul edilmektedir. Belirli bir kişiye, gruba, eğilime, sanat eserine ya da fikre karşı hararetli bir bağlılıkla ilişkili davranış olarak kavramsallaştırılan fanatizm, çoğunlukla, halk arasında olumsuz bir çağrışıma sahiptir.

Türk Dil Kurumuna göre holigan, özellikle futbolda fanatizmi besleyen, aşırı davranışlarda bulunan ve çevreye zarar vermeye eğilimli taraftar olarak tanımlanmaktadır. Futbol stadyumlarının içinde ve dışında yaşanan kalabalık olaylar olarak tanımlanan futbol holiganlığının, sporu olumsuz etkilediği yaygın olarak kabul edilmektedir.

Genel olarak holiganizm, spor seyircilerinin saldırgan davranışlarının birçok spor dalında ve birçok ülkede büyük bir sosyal sorun haline geldiğini gözler önüne seren bir olgu olarak anlaşılmaktadır.