Tutumlar ve Ön Yargı
İnsanlar; sosyal yaşamlarında düşünsel bir bütünlük çerçevesinde soyut - somut, canlı -cansız, nesnelerle ilişkilerini gerçekleştirir ve sürdürürler. Sosyal psikolojide bu düşünsel bütünlük tutum olarak değerlendirilir. Çevreden gelen uyarıcılar zihnimizde önce düşünce ve inançlar oluşturur. Bu düşünce ve inançlar bizde olumlu kalıplar oluşturur. Oluşan bu kalıplar tutum olarak yaşamımızın şekillenmesine ve anlamlanmasına neden olur. Çünkü insanlar, tutumlar sayesinde çevresindeki her şeyle ilişki içine girer. Başka bir ifade ile, düşünce ve inançlar tutumların oluşum sürecinin ilk basamağını oluşturur.
Tutumlar psikolojik bir düşünce ve inanç oluşum içinde toplumsal değer, norm ve ilişkilerin etkisiyle oluşurlar. Tutumların bu oluşum şekli sosyal psikologların ve davranış bilimcilerin ilgisini çekmiştir.
Tutumların ilişkili olduğu bazı temel kavramlar vardır. Bu kavramlar şunlardır. Değerler, ideolojiler ve sosyal temsillerdir.
Tutum; kişinin sahip olduğu değerler sistemine bağlı olarak bir simgeyi, bir nesneyi bir kişiyi ya da dünyayı iyi veya kötü, faydalı ya da zararlı yönleriyle algıladığı bir ön düşünce şeklidir.
İnsanlar çevrelerindeki her şeye karşı tutum geliştirmeyebilirler. Çünkü insanlar genellikle, kendileri için psikolojik anlam ifade eden canlı, cansız, soyut ya da somut şeylere karşı tutum geliştirirler. Hakkında tutum sahibi olunan (canlı -cansız, soyut -somut) her şeye tutum nesnesi denir. İnsanlar, eşyalar, kurumlar, olaylar, fikirler, politik ideolojiler, dinler, çiçekler, hayvanlar vs . birer tutum nesnesidir. İnsanların tutumları çok olmasına rağmen yine de sınırlıdır. Çünkü dünyada o kadar çok canlı, cansız, soyut ya da somut şey var ki bunların hepsine karşı bir tutum oluşturmaları mümkün değildir.
Tutumların bilişsel (tutum nesnesi hakkında sahip olunan bilgiler), duygusal (tutum nesnesine karşı hissettiklerimiz) ve davranışsal (tutum nesnesine karşı sergilediğimiz davranışlar) olmak üzere üç temel bileşeni vardır.
Sosyal bilimciler kendi düşünce ve incelemelerine dayanarak tutumları kuramsal olarak açıklamışlardır. Tutumları açıklayan başlıca kuramsal yaklaşımlar şunlardır. Tutumları şartlanma ve pekiştirme yolu ile açıklayan yaklaşım: Bu yaklaşıma göre, tutumlarda tıpkı alışkanlıklar gibi öğreniliyor. Dolayısıyla kişi, çağrışım, pekiştirme ve taklit süreçlerinden yararlanarak tutum geliştirebiliyor. Yine insanlar olay, nesne ya da olgular konusunda nasıl şartlandırılırsa ona göre tutumlar oluştururlar. Tutumları özendirme ve çatışma yolu ile açıklama yaklaşımı: Bu yaklaşım göre insanlar ödüllendirici konulara olumlu, cezalandırıcı ya da cezalandırmaya götürücü konulara karşı ise olumsuz tutumlar geliştirirler. Tutumları işlevsellik yolu ile açıklama yaklaşımı: Bu yaklaşıma göre insanlar, genellikle psikolojik açıdan kendileri için rahatlatıcı fonksiyonları olan tutumları seçip kolay benimserler. Tutumları bilişsel tutarlılık yolu ile açıklama yaklaşımı: Bu yaklaşıma göre, insanların bilişleri arasında bir tutarlık eğilimi mevcuttur. Bu eğilim tutumların oluşmasına bir temel teşkil eder. Tutumları yükleme kuramı ile açıklama: Bu yaklaşıma göre, insanlar bilinçlerindeki farklı biliş ve duyguları gözden geçirdikten sonra bir değerlendirme yaparak kendi tutumlarını oluşturur ya da değiştirirler.
İnsanların nesnelere, olaylara, ülkelere, fikirlere, kısaca soyut ve somut veya canlı ve cansız şeylere karşı sadece tutumları değil; aynı zamanda ön yargıları da oluşur. Aslında ön yargı da bir dereceye kadar bir tutumdur. Ön yargı, insanların başka insanları ve onların tutum ve davranışlarını anlamaları ile yakından ilgilidir. Kısaca belirtecek olursak ön yargı, bireylerin grup içindeki diğer kişilere ve gruba dayalı olarak yaptıkları değerlendirmelerdir.