Sosyal Psikolojide Temel Kuramlar
Sosyal bilim alanında çalışanların, kişiler ve sosyal çevreleri konusunda oluşturdukları kuramların, modern sosyal psikolojinin gelişmesinde çok önemli katkıları olmuştur. Ancak, sosyal psikolojide her geçen gün yeni kuramlar geliştirilmekte ve insanın, diğer insanlar ve sosyal çevre ile olan ilişkisi hakkındaki bilgilere yenileri eklenmektedir. Davranışsal ve bilişsel alana ilişkin psikolojik bulgularla oluşturulan bu kuramlar geliştirildiği dönemin bakış açısı, bilimsel bilgi düzeyi ve algı çerçevesini yansıtması bakımından tarihseldir. Bu anlamda da gösterdiği gerçeklikten daha ötesini anlatır. Bu açıdan sosyal psikoloji kuramlarının toplu olarak incelenmesi, hem sosyal psikolojinin içeriğinin sınırlarını hem de gelişim evrelerini anlamak açısından önemlidir.Çağdaş sosyal psikoloji kuramlarının gelişmesine zemin hazırlayan üç psikolojik kuram bulunmaktadır. Bunlar psikoanalitik kuram, davranışçılık ve bütüncül psikoloji yaklaşımıdır.
Psikoanalitik kuramı geliştiren Sigmund Freud, davranışın cinsellik ve saldırganlık gibi içsel dürtülerden kaynaklandığını öne sürmüştür. Davranışçılar, çevrenin hayvan davranışlarını nasıl etkilediğinden hareketle insan davranışının kaynağının da geçmiş öğrenmelerinin bir sonucu olduğunu iddia ettiler. Almanca bütün anlamına gelen Gestalt kelimesi ile anılan bütüncül psikologlara göre ise çevre toplamından fazla bir şeydir ve insanlar durum ya da olayları parçaları ile ya da ayrı ayrı değil, dinamik bütünler olarak algılamaktadırlar.
Karar kuramları insanların hayatta sürekli bir şeylere karar vermek zorunda olduklarından hareketle geliştirilmiş kuramlardır. Bilerek ya da bilmeyerek yaşanan karar verme süreci, aslında akılcı bir süreçtir ve farklı seçenekler arasından bir tercih yapmayı içerir. Vroom tarafından geliştirilen Beklenti Değer Kuramı, karar kuramları içerisinde en çok bilinenidir.
Rol ve norm kuramları sosyal psikolojinin sosyal boyutunun önde olduğu kuramlardır. Buna göre insanların sergiledikleri davranışlarda esas belirleyici sahip oldukları roller ile içinde yaşadıkları grup ve toplumlardır.
Atıf ya da yükleme kuramı, insanların çevrelerine ilişkin rollerinin pasif izleyiciler değil, aktif yorumlayıcılar olduğundan hareket eder. Heider’in nedensellik kavramından yola çıkarak oluşturulmuş atıf ya da yükleme kavramına ilişkin en önemli kuramlar kendini algılama, küp, uyuşan özellikler, başarı bağlılığı, grupsal ilişkiler ve duygusal etiketlendirme kuramlarıdır.
Kişiliğin ne olduğu, nasıl şekillendiği ve benliğe ait bilgilerin hangi şekilleri aldığına ilişkin kuramlar kişilik kuramlarıdır. Bireylerin sergiledikleri davranışların, onların kişisel özelliklerinden kaynaklandığını savunur. Oldukça geniş kapsamlı bu konu altında benlik şeması, işler benlik, benlik karmaşıklığı, benlik etkililiği ve benlik farkındalığı gibi farklı konular ele alınmaktadır.
Karşılıklı bağımlılık kuramları, bireyin davranışlarından daha çok insanların etkileşimleri üzerine farklılaşan davranışlar üzerine kurulu kuramlardır. Bu kuramın temelindeki karşılıklı bağımlılık kavramı; insanların karşılıklı etkileşim içinde, birbirlerinin tercih ve davranışları üzerindeki etkilerinin gücü ve niteliğini tanımlar.
Darwin tarafından temelleri atılan Evrimsel Yaklaşım evrim ve ilkelerinin, davranış ve toplumsal yaşamın da anlaşılması için kullanılabileceğini öngörür. Kurama göre insanın kuşaklar boyu koruyup sakladığı kalıtsal özellikleri hayatta kalmasının ve toplum olarak sürekliliğinin nedenleridir. Son olarak Sosyal Nöroloji, davranışlarımızla biyolojik bir organizma olarak özelliklerimiz arasındaki ilişkiyi inceler.