Terapötik Beceriler

Sosyal hizmet görüşmesinde belki de en önemli boyut müracaatçıyla kurulan ilişkinin niteliğidir. Bu ilişki, müracaatçı için kendisini sosyal hizmet uzmanını görmeye iten nedenler doğrultusunda iyileştirici, sağaltıcı ya da terapötik bir ilişki olup müracaatçının süreçten fayda sağlaması için sosyal hizmet uzmanının birtakım beceriler konusunda yetkin olmasını gerektirir.

Yakından ilgilenme, müracaatçının sosyal hizmet uzmanı tarafından kendisine saygı duyulduğunu ve söylemlerine önem verildiğini dolayısıyla sosyal hizmet uzmanıyla kurduğu terapötik ilişkide kendisini değerli hissetmesini amaçlar. Eğer müracaatçı bu şekilde hissederse sosyal hizmet uzmanı karşısında kendisini daha rahat bir biçimde ifade edebilecek ve böylelikle sorunun çözümünde önemli bir aşama kaydedecektir.

Konuşmaya açık davet, müracaatçının kendisini daha iyi ifade edebilmesini amaçlayan açık uçlu soru sorma becerisidir. Açık uçlu sorular, görüşmede sosyal hizmet uzmanın müracaatçının anlatacaklarıyla ilgilendiğini gösterir. Açık uçlu bir soru, basit bir "evet" veya "hayır" cevabı veya sadece birkaç kelimeyle cevaplanamayan bir sorudur. Bu tür kısa cevaplarla ilgili sorulara "kapalı uçlu sorular" denir.

Asgari düzeyde teşvik görüşme sırasında sosyal hizmet uzmanından ziyade müracaatçının konuşması ya da konuşmaya teşvik edilmesidir. Sosyal hizmet uzmanı görüşmedeki amaçlarından biri müracaatçının kendisini ifade etmesinin sağlanmasıdır. Bu bağlamda müracaatçının ifadelerinin devamlılığı esastır. Görüşmede müracaatçı için ayrılan süre ne kadar artarsa sosyal hizmet uzmanı değerlendirme yapmak için o kadar bilgi toplama imkânı bulur. Bu nedenle sosyal hizmet uzmanı aynı zamanda müracaatçının kendini yalnız hissetmemesi ve dinlenildiğini anlaması için birtakım tepkilerde bulunur. Bu tepkiler; baş sallama, tek kelimelik pekiştireçler, belli başlı anahtar sözcüklerin tekrarı ve kısa sorulardır.

İçeriğin yansıtılması, müracaatçının söylemlerindeki anlamın yansıtılmasıdır. İçeriğin yansıtılması; müracaatçının anlatımlarının belirginleşmesini, sosyal hizmet uzmanının kendisini anladığını hissetmesini sağlar ve sosyal hizmet uzmanının müracaatçının anlatımlarını doğru anlayıp anlamadığını kontrol etmesine olanak sağlar.

Duyguların yansıtılmasındaki temel amaç müracaatçının duygularının açığa çıkarılmasıdır. Bununla birlikte duyguların yansıtılması aracılığıyla sosyal hizmet uzmanı müracaatçının duygusunu doğru anlayıp anlamadığını da test etmiş olur. Duyguların yansıtılmasının bir diğer amacı ise müracaatçının sosyal hizmet uzmanı tarafından anlaşıldığını düşünmesinin sağlanmasıdır.

Kişiselleştirme, müracaatçının söylemlerinin derinine inilerek sosyal hizmet uzmanı tarafından söz konusu söylemlere eklemelerde bulunulmasıdır. Kişiselleştirmenin kullanımı özellikle 4. ve 5. düzey empatik tepki verebilmek için şarttır. Kişiselleştirme; anlamın kişiselleştirilmesi, sorunun kişiselleştirilmesi ve amacın kişiselleştirilmesi olmak üzere üçe ayrılmaktadır.

Özetlemenin amacı, yardım etme süreci içerisinde parça parça elde edilen bilgilerin işlevsel olarak birbirine bağlanmasıdır. Özetleme becerisi dört farklı şekilde sınıflandırılmaktadır. Bunlar; görüşme sırasında üzerinde durulan hususları başka bir konuya geçmeden önce özetleme, müracaatçının verdiği ayrıntılı bilgilerin birbiriyle ilişkisini ortaya koymak amacıyla özetleme, her görüşme sonunda görüşmede üzerinde durulan konuları özetleme ve görüşmeler arasında bağlantı kurmak amacıyla özetlemedir.

Bağlama, sosyal hizmet uzmanının daha önceki görüşmelerde müracaatçının ifade ettikleri ve yaşadığı duygular ile görüşme esnasında ifade ettikleri ve yaşadığı duygular arasındaki parallellikleri ortaya koymasıdır.