Sokakta Yaşayan Çocuklar

Sokakta yaşayan çocuklar, son dönemlerde sık sık gündeme gelen önemli toplumsal sorunlardan birini oluşturmaktadır. Aslında sokak çocukları konusu yeni olmayıp sanayi devrimiyle hızla kentleşen ülkelerde gittikçe yaygınlaşan önemli bir sosyal sorundur.

Gün geçtikçe sokakta yaşayan çocuk sayısındaki artışın sebepleri olarak plansız kentleşme, ülke içinde yaşanan çatışmalar, göç, işsizlik, yoksulluk, yetersiz beslenme, barınma ve eğitim alanındaki problemler sıralanabilir.

Büyük bir kısmı henüz gençlik çağına gelmemiş ancak sokakta yaşamak zorunda kalan çocukların önemli bir kısmı ya aileleri tarafından yeterli ilgi ve sevgi görmeyen çocuklardır ya da çıkar grupları tarafından kullanılan çocuklardır.

Ailesi tarafından yeterli sevgi ve ilgi görmeyen, şiddete maruz kalan çocuklar sokakta yaşamaya yönelmektedir. Ailesinde şiddet gören veya ailesi tarafından dışlanan ya da ailesinin kendisini dışladığını düşünen çocuklar ile parçalanmış ailenin çocukları ilgi hatta sevgiyi dışarda arayarak sokakta yaşamayı tercih edebilmektedir.

Sokakta yaşamaya başlayan çocuklar zamanla bir çeteye karışabilmekte, madde bağımlısı olabilmekte ve suç örgütlerine katılabilmektedir. Kuşkusuz bu durumda çözümü gittikçe zorlaşan önemli bir toplumsal problemle karşı karşıya kalınmaktadır.

Sokakta yaşayan çocuklar, kendilerinden sorumlu ebeveynleri tarafından yeterince korunamayan, ebeveynleriyle iletişimi az veya hiç olmayan ve 18 yaşının altında bulunan kısa/uzun süreli sokakta yaşayan çocuklar olarak tanımlanmaktadır.

Çocukların sokakta yaşamalarına sebep olan birden fazla etmen vardır. Bu etmenler aile içi ve sosyo ekonomik etmenler olarak iki grupta incelenebilir. Aile içi etmenler; aile içi şiddet, üvey anne baba, aile içi istismar ve sorunlu ebeveynler olarak sıralanabilir. İkinci grupta yer alan sosyo -ekonomik etmenler; yoksulluk, eğitimsizlik, göç ve kentleşme olarak belirtilmektedir.

Çocuklar yaşamlarında karşılaştıkları zorluklarla tek başlarına başa çıkma becerilerinden yoksun olup, çocukluk dönemlerini tamamlayana kadar ailenin korumasına ihtiyaç duyarlar. Ancak bu korumadan yoksun olarak sokakta yaşayan çocuklar hayatta kalma mücadelesi vermekte ve birçok problemle karşılaşmaktadır. Bu problemler; madde kullanımı, eğitimsizlik, sağlık problemleri, yaygın hastalıklar, yetersiz beslenme, fiziksel, duygusal ve cinsel istismar olarak belirtilebilir. Bu problemler, sokakta yaşayan çocukları sonraki yaşam süreçlerinde fiziksel, psikolojik, sosyal ve bilişsel birçok tehlikelere maruz bırakabilmektedir.

Sokakta yaşayan çocuklara normal bir yaşama devam edebilmeleri için çocuklara yönelik; ıslah edici yaklaşım, rehabilite edici yakla şım, sokak çalışması yaklaşımı ve önleyici yakla şım olmak üzere dört tür yaklaşım bulunmaktadır.

Sokakta yaşayan çocuklar zararlı alışkanlıkları kazanma da genellikle savunmasız oldukları için risk etmenleriyle karşı karşıyadır. Sokakta yaşayan çocukların risklerden kurtulmasına yardımcı olarak topluma kazandırmaya yönelik hizmet veren kuruluşlar bulunmaktadır. Bunlardan bazıları Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı, İlk Adım İstasyonları, Çocuk Destek Merkezleri, Çocuk ve Gençlik Merkezleri ve Milli Eğitim Bakanlığı'dır. Ayrıca gönüllü kuruluşlar ve gönüllü aileler de bu konuda yardımcı olmaktadır.

Genel olarak çocuklar; sokakta yaşamalarına sebep olan ailesel veya çevresel sorunlarla ailelerinden kopmakta ve sokakta yaşayıp çalışmak durumunda kalabilmektedirler. Sokakta yaşamak zorunda kalan çocukların gelecekte toplumun en tehlikeli bireyleri olma potansiyeli yüksektir. Çünkü sokaklar çocuklar için fiziksel, psikolojik ve sosyal sorunların yaşanabileceği korunmasız ve riskli bir yerdir ve her türlü tehlikeye açıktır. Çocukları olumsuz koşullardan korumak sadece devletin değil, başta yukarıda belirtilen kurumlarda çalışanlar olmak üzere bütün toplumun görevidir.