Yoksulluk ve Çocuk
Yoksulluk Kavramı: Yoksulluk sosyolojik açıdan maddi kaynaklardan ve bazen de kültürel kaynaklardan yoksun kalındığını ifade eden bir durum olarak tanımlanmaktadır.
Yoksulluğun Boyutları: Maddi mahrumiyet, güçsüzlük, izolasyon, fiziki zafiyet, katılımın yetersiz olması, zamanın yetersiz olması, çevre kirliliği ve çevrenin bozulması yoksulluğun boyutlarıdır.
Yoksulluk Türleri: Başlıca yoksulluk türleri mutlak -göreli yoksulluk, nesnel - öznel yoksulluk, gelir yoksulluğu -insani yoksulluk, kırsal -kentsel yoksulluk şeklinde sıralanmaktadır. Bunların yanı sıra Amartya Sen tarafından geliştirilen yapabilirlikten yoksunluk ve son dönemde gündeme gelen yeni yoksulluk kavramlarından söz edilmektedir.
Mutlak Yoksulluk: Kişinin hayatta kalmasını sağlayan gıda düzeyinin asgari seviyesi olan açlık sınırını ifade etmektedir.
Göreli Yoksulluk: Ortalama refah düzeyi ile ilgili olarak bireylerin diğer bireylere göre ortalamanın altında gelir düzeyine sahip olmasını ifade etmektedir.
Nesnel (Objektif) Yoksulluk: Tespit edilebilir ve doğruluğu kanıtlanabilir standart ya da standartlar setinin aşağısında kalma durumudur.
Öznel (Sübjektif) Yoksulluk: Bireylerin toplumdaki bazı olanaklardan yararlanamadıkları, hedeflerine ulaşmak için yeterli gördükleri gelire sahip olmadıklarını hissetmeleri şeklinde tanımlanmaktadır.
Gelir Yoksulluğu: Yaşamı sürdürmek veya asgari yaşam standardını karşılamak için kişi veya hane halkının ihtiyaç duyduğu gerekli gelir düzeyinin elde edilememesi durumu olarak tanımlanmaktadır.
İnsani Yoksulluk: İnsani gelişme ve insanca yaşam için parasal olanaklar yanında temel gereksinimlerin karşılanabilmesi için iktisadi, sosyal ve kültürel bazı olanaklara da sahip olmanın gerekliliği üzerinden tanımlanmaktadır.
Kırsal Yoksulluk: Ağırlıkla tarım ve hayvancılıkta ortaya çıkan yoksulluktur ve sanayileşmenin bir sonucu olarak özellikle gelişmekte olan ülkelerdeki ekonomik dönüşümün ürünü olan tarım sektöründeki çözülme sonucu gizli işsizliğin açık işsizliğe dönüşümüne dayanmaktadır.
Kentsel yoksulluk: Kırsal yoksulluğun kent yaşamına taşınması ile ilgili olup kentteki gelir eşitsizlikleri ve sosyal eşitsizliklerle su yüzüne çıkmış bir olgudur.
Yapabilirlikten Yoksunluk: Yoksulluk olgusunu genellikle gelir düzeyi ile ölçen yaklaşımlar yerine " kabul edilebilir bir hayat düzeyine ulaşmak için temel yapabilirliklerden yoksun olma "şeklinde tanımlayan bu görüş Amartya Sen tarafından geliştirilmiştir.
Yeni Yoksulluk: Küresel sermayenin 80 sonrası toplumsal yapılarda derin farklılaşmalara sebep olması ile devam eden işsizlik, gettolaşmanın/gecekondulaşmanın yaygınlaşması ve aile yapısındaki değişiklikler gibi yeni problemlerin ortaya çıkması ile gündeme gelmiştir.
Çocuk Yoksulluğu: Çocuğun; yaşama, büyüme ve gelişmesi açısından gerekli maddi, manevi ve duygusal kaynaklardan yoksun olmasıdır.
Çocuk Yoksulluğunun Sebepleri: Yoksulluğun sebepleri konusunda iki temel yaklaşımdan söz etmek mümkündür. İlki yoksulluğun sosyo -ekonomik ve yapısal sorunlardan kaynaklandığını ileri sürer. İkinci yaklaşım ise kişisel beceri ve yetenekler, çalışma azim ve disiplini, kişisel kararlar ve hatta şans faktörü gibi yoksul kişilerin kendisinden kaynaklanan nedenleri yoksulluğun gerçek sebebi olarak ön plana çıkarır.
Çocuk Yoksulluğunun Toplumsal Sonuçları: Çocuk yoksulluğunun toplumsal açıdan görünürlük kazandığı alanların başında sokak çocukları, çocuk işçiliği ve suça itilen çocuklar gelmektedir.
Sokak Çocukları: Sokak çocuğu, yaşamı ve yaşam kaynakları için sokağı kendine mesken haline getirmiş olan, sorumlu yetişkinlerin gözetiminden ve yönlendirmesinden yoksun olan, henüz yetişkinliğe ulaşmamış kız ya da erkek çocuk olarak tanımlanabilir.
Çocuk İşçiliği: 15-24 yaş grubunu genç işçi olarak kabul edilirken, 15 yaşın altında aile bütçesine katkıda bulunmak ya da yaşamını kazanmak amacıyla çalışanlar “çocuk işçi” veya “çalışan çocuk” olarak adlandırmaktadır.
Suça İtilen Çocuklar: Dünyada ve ülkemizde yapılan araştırmalar, çocuğu suça yönelten etkenler arasında sosyo -ekonomik koşulların rolünü vurgulamaktadır. Buna göre yoksulluğun suç üzerinde dolaylı ve doğrudan etkileri söz konusudur.
Dünyada ve Türkiye’de Çocuk Yoksulluğu: UNICEF’in 2021 yılında yayımladığı rapora göre 2020 yılı itibariyle dünyada 365 milyon çocuk aşırı yoksulluk içerisinde yaşamaktadır. Türkiye İstatistik Kurumu’nun 20 Nisan 2022’de yayınladığı "İstatistiklerle Çocuk 2021"raporuna göre de ülkemizde her üç çocuktan birinin yoksulluk içinde olduğu ifade edilmektedir.
Çocuk Yoksulluğuyla Mücadele: Yoksullukla mücadele 2.Dünya Savaşı’ndan sonra devletler ve uluslararası kuruluşlar nezdinde sistematik yapıya kavuşmuş ve politika aracına dönüşmüştür. Savaş sonrası dönemden 80’lere kadar refah devleti anlayışı devletler bazında yoksullukla mücadelede benimsenen temel yaklaşım olmuştur.