Gelişimsel Krizler ve Çocuk
Kriz, düzenli giden durumda meydana gelen bir bozukluktur. Krizlerin türü ve şiddeti önemli ölçüde değişebilir. Yaşamın çeşitli dönemlerinde büyüme ve gelişme sürecinin bir parçası olarak ortaya çıkan gelişimsel krizler olabildiği gibi ani ve beklenmedik kazaları ve doğal afetler gibi durumsal krizler de olabilir. Kriz, aslında patolojik bir durum değildir, her insan yaşamının belirli yaşlarında bir krizle karşılaşılabilir. Kriz yaşanması bir engel, travma veya tehdit oluşturabildiği gibi bazen kriz yaşanması; olumlu gelişim veya ilerleme için bir fırsat sunabilir.
Gelişimsel krizler; bir kişinin yeni davranış biçimlerini keşfetmesini gerektiren, bazen başa çıkmakta zorlandığı, zaman zaman sosyal çevresini ve benlik algısını sorgulamasına neden olan yaşamdaki geçiş dönemlerini kapsar. Evlenme, gebelik, çocuk sahibi olma, emeklilik gibi durumlar gelişimsel kriz olarak değerlendirilir ve bir yaşam döneminden diğerine geçiş yaşantılarıyla ilişkili kriz çeşididir. Durumsal krizler ise bireyin biyolojik, psikolojik veya sosyal bütünlüğünü tehdit eden, önceden kestirilemeyen hastalık, kaza, ameliyat, ölüm, ilaç veya alkol bağımlılığı, iş kaybı, deprem, savaş gibi travmatik stresli olayların yaşanması ile ortaya çıkar.
Krizler sadece olumsuz duygu ve davranışlar yaratmaz. Başa çıkma çabaları, gerektiğinde fedakârlık yapma, öz değerlendirme, kabullenme ve kararlılık ya da durumu farklı açılardan değerlendirme gibi olumlu tepkiler gösterilebilir.
Ailelerin kültürel değerleri, kök ailelerin bireylere yönelik aktarımları, aile dinamiklerinde değişimler bireylerin yaşamında gelişimsel krizlerin yaşanmasına neden olabilir. Çevre baskısı, sosyal çevrenin bireyden beklentileri, toplumsal normlar, akranların ve öğretmenlerin yönlendirmeleri, kriz yaşanmasına neden olabilecek boyutta baskı yaratabilir. Aynı zamanda bireyin yeterli ekonomik desteğinin olmaması nedeniyle de kriz yaşanabilir. Bunun yanında doğal afetler, yalnız bireyleri değil, toplumun genelini etkileyen olağan dışı durumlardır.
Kriz; durumsal kriz, varoluşsal kriz ve gelişimsel kriz olarak sınıflandırılmaktadır. Durumsal krizler hastalık, ani kayıp, cinsel saldırı, boşanma, taşınma, araç kazası, ameliyat, ölüm, ilaç veya alkol bağımlılığı, iş kaybı, deprem, savaş gibi travmatik stresli olayların yaşanması ile ortaya çıkan durumlardır. Varoluşsal krizler, bir kişinin amacına ve gerçekleştirmeye erişmesine, derin bir kişisel tatmin duygusuna ilişkin daha geniş kavramlara dayanır. Genellikle varoluşsal krizler, pişmanlık veya hayatın onları geçtiğine dair inanç durumlarıyla ilgilidir.
Gelişimsel krizler ise çocukların yaş dönümleri (bebeklik, oyun dönemi, erken çocukluk dönemi, okul çağı çocukluk dönemi, ergenlik) geçişleri; yeni bir bebeğin dünyaya gelmesi, mezun olmak, gebelik, anne babanın evinden ayrılmak, iş değiştirmek, kariyer yapmak, evlenmek, emeklilik gibi aile yaşam döngüsü süreçlerini kapsar.
Gelişimsel krizler Erikson tarafından sosyal gelişim ile bütünleştirilen ve “psikososyal gelişim dönemleri” olarak tanımlanan bir kuram ile açıklanmaktadır.
Erikson insan yaşam döngüsünü “temel güven -güvensizlik (doğum ile 1 yaş arası); özerklik -utanç veya şüphe (2 yaş -3 yaş); girişimcilik -suçluluk (4 yaş -6 yaş); çalışkanlık -aşağılık duygusu (7 yaş -11 yaş); kimlik duygusu -rol karmaşası (12 yaş -18 yaş); yakınlık -yalıtılmışlık (19 yaş -40 yaş); üretkenlik -durgunluk (40 yaş -65 yaş); ego bütünlüğü -umutsuzluk (65 yaş ve üzeri)” olmak üzere sekiz dönemde tanımlar.
Her gelişimsel kriz dönemi farklıdır, ancak krize yönelik reaksiyonları azaltmak ve bireyleri kriz öncesi fonksiyonlarına geri getirmek için doğru müdahale gerekir. Birçok insan gelişimsel kriz durumlarında ne yapacağını bilemez, önceden var olan zihinsel sağlık koşullarının semptomlarını kötüleştirir ve kendine ya da başkalarına zarar verebilir.