Özel Eğitime İhtiyacı Olan Çocuklar
Doğum öncesi, doğum anı ve doğum sonrası vücut fonksiyonlarında meydana gelen bozukluklar, yaşamsal becerilerde kısıtlılık(lar) yaratarak yetersizliğe veya engele neden olabilir. Hamilelik öncesi, doğum anı ve doğum sonrası dönemlerde anne ve bebekle ilgili yaşanan çeşitli derecelerde ve tiplerde sağlık sorunları, özel eğitime ihtiyacı olmaya neden olur. Çocuklarda meydana gelen fonksiyon bozuklukları, tıbbi ve eğitsel tanılama yapılması amacıyla sınıflandırılmıştır. Fonksiyon bozuklukları; zihinsel fonksiyon bozukluğu, işitme fonksiyon bozukluğu, görme fonksiyon bozukluğu, dil ve konuşma bozukluğu, fiziksel fonksiyon bozukluğu, ruhsal ve duygusal fonksiyon bozukluğu, çoklu fonksiyon bozuklukları, üstün zekâlılık veya yeteneklilik ve süreğen hastalıklar başlıklarında sınıflandırılmaktadır. Dünya Sağlık Örgütü tarafından yetersizlik ve engele sahip 18 yaş ve üzeri bireylerin oranı %15,6, Türkiye’de ise %12.29 olarak bildirilmiştir. Özel eğitim, yetersizlik ve engelliliğe sahip bireylerin kapasitelerini eğitim yoluyla arttırmaya yönelik verilen hizmetler bütünüdür. Özel eğitimin temel amacı, bireylerin yetersizlikleri nedeniyle temel yaşamsal ihtiyaçlarını karşılamaları için gerekli yardım ve destekleri bütünsel bakış açısıyla sağlamaktır. Özel eğitimin temel ilkesi, özel eğitim ihtiyacında olan bireyleri en erken dönemde tanılayarak yine en erken dönemde özel eğitim uygulamalarının başlatılmasıdır. Özel eğitim sürecinde, multidisipliner çalışma ve sürece ailenin de dâhil edilmesi, elde edilecek başarıyı arttırır. Tanılama sonrasında, bireysel eğitim programı uygulamalarına başlanmalı ve çocuk hazır olduğunda grup eğitimi de verilmelidir. Özel eğitim alanında değerlendirme, çocuğun gelişimi ve potansiyeli hakkında meslek personeline bilgi sağlar. Belirli aralıklarla yinelenen değerlendirmeler, özel eğitim sürecinin gidişatı hakkında önemli bilgiler verir. Özel eğitimde, yetersizliği veya engeli olan çocukların ihtiyaçlarına cevap verecek eğitim programları ve uygulamalar hazırlanmıştır. Okul öncesi dönemde, özel eğitim ihtiyacında olan çocukları değerlendirme destekleme ve bir üst eğitim programına hazırlamak için geliştirilmiş programlara erken müdahale ve eğitim programları denir. Kaynaştırma uygulamaları ve programları, özel eğitim ihtiyacında olan çocukların normal gelişim gösteren akranlarıyla aynı ortam ve koşullarda aldıkları bir eğitim türüdür. Aile eğitimi programları, ailelerin özel eğitim ihtiyacında olan çocuklarına anne-babalık yapabilme, iletişim kurabilme ve onların eğitiminde etkin olabilmelerini sağlayacak bilgi, beceri, yöntem ve teknikleri içeren programlardır. Ev merkezli eğitim, özel eğitim ihtiyacında ve zorunlu öğrenim çağındaki çocukların eğitim-öğretim kurumlarına devam edememesi durumunda, ev ortamında eğitimin verildiği bir eğitim türüdür. Özel eğitim ihtiyacında olan çocukların okulöncesi özel eğitim kurumları, özel eğitim ilköğretim okulu, kaynaştırma eğitimi sınıfları, özel sınıflar ve özel eğitim ve rehabilitasyon merkezlerinde aldığı eğitim kurum merkezli eğitimdir. Milli Eğitim Bakanlığı tarafından, özel eğitime ihtiyacı olan çocuklarda uygulanmak üzere hazırlanan destek eğitim programları; Bedensel Yetersizliği Olan Bireyler İçin Destek Eğitimi Programı, Dil ve Konuşma Bozukluğu Olan Bireyler İçin Destek Eğitim Programı, Görme Yetersizliği Olan Bireyler İçin Destek Eğitim Programı, İşitme Yetersizliği Olan Bireyler İçin Destek Eğitim Programı, Öğrenme Güçlüğü Olan Bireyler İçin Destek Eğitim Programı, Otizm Spektrum Bozukluğu Olan Bireyler İçin Destek Eğitim Programı ve Zihinsel Yetersizliği Olan Bireyler İçin Destek Eğitim Programı’dır. Özel gereksinimi olan bireylerin mesleki, teknik, sosyal veya kültürel alanlarda ilgi alanlarına göre bilgi ve becerilerin kazandırılması yaygın eğitim yoluyla sağlanır.
Özel eğitime ihtiyacı olan çocuklardan zihinsel performans düzeyi 70 Z.B. ve altındaki çocuklar zihinsel olarak geri kabul edilirler. İşitme fonksiyonu bozukluğu hafiften çok ileri dereceye doğru giderek artan düzeylerde görülebilir. Bu bozuklukta en çok dil ve konuşma gelişim alanı etkilenir. Görme fonksiyonu bozukluklarında, az görenler ve körler şeklinde sınıflandırılır ve bağımsız hareket edebilme becerileri çeşitli düzeylerde etkilenir.
Dil ve konuşma bozuklukları sözel iletişimi çeşitli derecelerde etkileyerek bireyin iletişim becerilerinde kısıtlılıklara neden olur. Fiziksel bozukluklar, bireylerin hareket ve işlevlerinin çeşitli derecelerde etkilenmesine neden olur. Özgül öğrenme bozuklukları; bireyin okuma, matematik ve yazılı anlatımda sorunlar yaşamasına neden olan nörogelişimsel bir bozukluktur. Otizm spektrum bozukluğu, 3 yaşından önce ortaya çıkan sosyal iletişim eksiklikleri ve tekrarlayan duyusal-motor davranışların görüldüğü özel eğitime ihtiyacı olan gruplardan biridir. Birden fazla yetersizliğin bir arada olması çoklu fonksiyon bozuklukları olup, yoğun eğitim ve rehabilitasyona ihtiyaçları vardır. Üstün zekâlılık, zihinsel performansı 110 Z.B. ve üzeri olan bireyler için kullanılan bir terimdir. Üstün yeteneklilik müzik, resim, matematik gibi alanlarda akranlarından daha üst düzeyde performansa sahip bireyler için kullanılır. Bireylerin uzun süreli tedavisini ve hastanede yatışını gerektiren, yaşam boyu devam eden sağlık problemleri süreğen hastalık olarak isimlendirilir. Fonksiyon bozuklukları, bireylerde özellikle çocuklarda yetersizlik ve engele neden olsa da doğru yaklaşımlarla uygulanacak özel eğitim ve rehabilitatif desteklerle toplumsal hayata katılabilmeleri olanaksız değildir.