Geleneksel Kamu Yönetimi Yaklaşımı

Geleneksel kamu yönetimi; 19. yüzyılın 2. yarısından başlayıp 20. yüzyılın son çeyreğine kadarki dönemi kapsayan paradigmanın adı olarak ifade edilmektedir. Geleneksel kamu yönetiminin ilk ortaya çıktığı dönemlerde büyük bir reform hareketi olarak kabul görmüştür. Geleneksel modelle kamu yönetimi liyakatin esas olarak temel alındığı profesyonel bir meslek hâline gelmiştir.

Geleneksel Kamu Yönetiminin Öncüleri ve Temel Özellikleri Arasında Yönetim-Siyaset Ayırımı

Kamu yönetiminin yönetim ve kamu yönetimi olmak üzere iki temel bileşeni bulunmaktadır. Yönetim başta insanlar olmak üzere mevcut üretim faktörlerinin amaçlar doğrultusunda etkili ve verimli bir şekilde kullanılmasıdır. Thomas Woodrow Wilson’un 1887 yılında ABD’de yayımladığı “The Study Of Administration-Yönetimin İncelenmesi” başlıklı makalesiyle kamu yönetiminin ortaya çıkışındaki en önemli adımı olduğu ve kurucusu olduğu kabul görmüştür. Makalesinde; kamu yönetiminin ve siyasetin birbirinden ayrı bilimler olduğunu savunmuştur.Wilson’nun başlattığı siyaset ve yönetim ayrımı üzerine yazılar Frank J. Goodnow’un 1900 tarihli “Siyaset ve Yönetim” eseri ile devam etmiştir.

Leonard D. White kamu yönetimi üzerine ilk bilimsel çalışmayı ele almıştır.

1927’li yıllara gelindiğinde bu dönemde “Kamu Yönetiminin Temel İlkeleri” kitabı ile W. F. Willoughpy ile karşılaşılmaktadır.

1937 yılında Luther H. Gulick ve Lyndall Urwick’in birlikte kaleme aldıkları “Yönetim Bilimi Üzerine Notlar” kamu yönetimi alanında yazılan önemli bir eserdir.

Geleneksel Kamu Yönetimi ve Refah Devleti Anlayışı

Geleneksel kamu yönetimiyle sosyal refah devleti anlayışının bir araya gelmesi ile beraber, her alana müdahalesi olan birçok bizzat faaliyet gösteren bürokratik ve büyük bir devlet meydana gelmiştir.

Refah devleti yirminci yüzyılda sosyalist devlet ile liberal devlet arasında bir üçüncü yol olarak ortaya çıktığı kabul görmektedir.

Refah devleti anlayışı, vatandaşların tamamına en az asgari yaşam koşullarına göre yaşamlarını sürdürmelerini öngörmektedir.

Modern anlamda kabul edilen refah devletinin başlangıcı, ilk olarak 1883 yılında Bismark tarafından getirilen sosyal sigorta uygulamasıdır.

Geleneksel Dönemde Etkili Olan Yönetim Yaklaşımları

Geleneksel bir diğer adıyla Klasik yönetim kuramı adı altında üç önemli yaklaşım incelenmektedir. Bunlar; Frederick Taylor önderliğindeki Bilimsel Yönetim Yaklaşımı; Henri Fayol önderliğindeki Yönetim Süreci Yaklaşımı ve Max Weber önderliğindeki Bürokrasi Yaklaşımı’dır.

Bilimsel Yönetim Yaklaşımı: Frederick Winslow Taylor, Bilimsel Yönetim Yaklaşımının temel kurucusudur. Bilimsel yönetimde amaç, üretimi arttırmaktır. Bilimsel yönetim, yönetimdeki verimliliği sağlamada girdi çıktı kavramlarını temel bir ölçü olarak ele almaktadır. Yönetim veya örgüt, temelde teknik bir sorun olarak görülmektedir.

Yönetim Süreci Yaklaşımı: Yönetim süreci yaklaşımı, bilimsel yönetim yaklaşımı gibi ekonomik etkinlik ve rasyonellik fikrini esas almaktadır. Yönetim süreci yaklaşımının kurucusu Henri Fayol’dur. Fayol yönetimi, birbirini takip eden çeşitli fonksiyonlardan meydana gelen bir süreç olarak kabul etmektedir. Bu süreci, planlama, örgütleme, yürütme, koordinasyon ve denetleme olarak anlatmaktadır.

Bürokrasi Yaklaşımı: Bürokrasi yaklaşımının öncüsü Max Weber'dir. Max Weber, bürokratik yapıyı, etkinlik ve rasyonalizasyon açısından ideal bir organizasyon yapısı olarak şekillendirmektedir. Weber, ideal bürokrasi olarak tanımladığı etkili bir organizasyon yapısını ve ayırt edici niteliklerini şöyle sıralamaktadır: Hiyerarşik yapı, iş bölümü ve uzmanlık, biçimsel (resmi) bağlılık, soyut kurallar dizisinin varlığı (ilke ve yöntemler), kanunilik, yasal yetkinin uygulanması, teknik yetenek temeline dayalı personel seçimi ve terfi, organizasyona dış müdehalelerin önlenmesi, memur ile görevin birbirinden ayrılması, çalışanlara maaş ve aylık verilmesi, çalışanların iş güvenliklerinin sağlanması dır.

Diğer Önemli Yaklaşımlar

Massie geleneksel yönetimin bireylerin daha çok biçimsel faaliyetleriyle ilgilendiğini belirtmektedir.

Douglas McGregor, geleneksel yönetimi “X teorisi” adı altında incelemiştir.

Mason Haire, geleneksel yönetimde insan modelini incelemiştir.

Frank ve Lillian Gilberth, tuğla döşemeciliğindeki gereksiz hareketleri aaltacak ve iş yükünü hafifletecek yöntemleri keşfetmenin doğruluğu üzerinde çalışmalarını derinleştirmişlerdir.

H.L. Gantt, Taylor’un yakın arkadaşlarından biridir. Gantt, iş ve işletmecilikteki sosyal sorumluluğa daha fazla mesai harcamıştır.

R.C. Davis, Yönetimin temel felsefesi üzerinde durmuştur. Bu konu ile çeşitli eserler ele almıştır.