Kamu Yönetimi Disiplininin Gelişimi

Kamu yönetiminin bağımsız bir disiplin olma yönünde geçirdiği süreçler her bir ülkede farklı olmuştur. Bu süreçler, ABD, Avrupa ve Türkiye başlıkları altında ele alınabilir.

ABD'de Kamu Yönetimi

ABD’de yirminci yüzyılın ilk çeyreğinde siyaset yönetim ikilemi sürece hâkim olmuştur. 1887 yılında Woodrow Wilson tarafından yazılan “The Study of Admisinistration” (Yönetimin İncelenmesi) isimli çalışma öncü çalışma olarak kabul edilebilir. Ona göre devlet yönetimi ile siyaset farklı alanlar olduğu için kamu yönetimi bağımsız bir bilim dalı olarak ele alınmalı ve incelenmelidir.

Wilson'un yanında Frank Goodnow, 1900 yılında yazdığı “Siyaset ve Yönetim” isimli kitabında siyaset ve yönetimin mutlaka ayrılması gerektiğini ifade etmiştir. Bu anlayış, Frederick W. Taylor’un “Bilimsel Yönetim” anlayışı ile Max Weber’in hiyerarşik kontrol düşüncesini de arkasına alarak 1960’lı yıllara kadar kendisini kabul ettirmiştir. 1930’lu yıllarda Elton Mayo yönetiminde Hawthorne’da ve French-Coch tarafından Harwood işletmelerinde yapılan deneyler, beşerî ilişkilerin önemini ortaya koymuş ve böylece kamu yönetiminde davranışçı model çalışmaları da başlamıştır.

Disiplin, 1970’li yıllara kadarki süreçte paradigma değişikliğine gitmiş ve siyaset bilimi ile olan ilişkisini ön plana çıkarmıştır. Kamu yönetimi 1980’lerle birlikte ise Yeni Kamu İşletmeciliği anlayışının etkisi ile paradigmasını tekrar işletme yönetimi tarafına çevirmiştir. Ancak, 1990’lı yılların ikinci yarısından itibaren dünyada esen etkileşimli yönetim anlamına da gelen “yönetişim” kavramı çevresinde kamu yönetimi disiplini yönünü tekrar siyaset bilimi ile ilişkisinin ağırlık kazandığı eksene doğru çevirmeye başlamıştır.

Avrupa'da Kamu Yönetimi

Avrupa’da kamu yönetiminin gelişimine bakıldığında ilk gelişmelerin 17. yüzyılda Prusya (Almanya) üniversitelerindeki Kameral ve Kameralistik bilimlerin öğretimine yer veren kürsüler olduğu söylenebilir. Avrupa’da kamu yönetimine ilişkin diğer incelemelerin Fransa’da Charles Jean Bonnin tarafından yapıldığı görülmektedir. 19. yüzyılda özellikle Fransa’da İdare Hukukunun önem kazanmaya başlaması Kamu Yönetimi disiplininin gelişimini olumsuz etkilemiştir. Yönetim olgusu Kıta Avrupası'nda idare hukukunun etkisiyle 1950’li yıllara kadar hukuki boyutuyla ele alınmış, yönetimin hukuk dışı yönleri üzerinde genellikle durulmamıştır. 1950’li yıllardan sonra ise idare hukukundan ayrılarak bağımsız bir disiplin olarak incelenmeye başlamıştır.

Türkiye'de Kamu Yönetimi

Türkiye’de kamu yönetimi 1950'li yıllara kadar idare hukukunun bir alt dalı gibi görülmüş, yapılan çalışmalarda yönetime hukuki yönden bakılmıştır. Dolayısıyla kamu yönetimi adı altında verilen eğitim daha çok hukuk eğitimi ile sınırlı kalmıştır. 1960’lara gelindiğinde Türkiye’de yönetim anlayışının, planlama ve kalkınma kavramları ile birlikte değerlendirildiği söylenebilir.

Bazı dönemlerde farklı disiplinler altında ele alınmış olsa da kamu yönetimi, bağımsız bir disiplin olarak gelişimini sürdürmüştür. Bugün kamu yönetimi, gerek öğretim olanaklarının yaygınlığıyla gerek yetişmiş insan gücüyle ve gerekse oluşturulmuş muhteşem kamu yönetimi literatürü ile bağımsız bir disiplin olmuştur. Fakat şunu da ifade etmek gerekir ki, bu süreçte kamu yönetimi siyaset, yönetim ve hukuk üçgeninde dolaşarak kimliğini aramaya devam etmiştir.

Nitekim bugün tartışılan, kamu yönetiminin bir disiplin dalı olup olmadığı değil, özellikle 1980’li yıllardan sonra kamu yönetimi yazınına egemen olan yeni İşletmecilik anlayışının bu disiplini nerelere sürükleyeceğidir.