Anadolu Selçuklu Öncesi Ve Selçuklu Dönemi Türk-İslam Mimarisi
XI.yüzyılın ortalarından başlayarak Anadolu'ya gelmeye başlayan Türk boyları, Selçuklu sultanı Alp Arslan'ın 1071'de Bizans ordularını bozguna uğratmasından sonra adım adım yeni bir kültür ve sanat ortamını yeşertmeye başladılar. Anadolu'nun fethinde yardımcı olan Türkmen komutanlar, kısa sürede aldıkları bölgelerde ilk beylikleri kurarak bu topraklara damgalarını vurmak için imar faaliyetine giriştiler. XII ve XIII. yüzyıl Anadolu Türk sanatı, zaman ve kavram olarak Danişmendli, Saltuklu, Artuklu ve Mengücüklü gibi Erken Türk Beylikleri ile bir hazırlık dönemi geçirdikten sonra, asıl güçlü etkinliğini 1200 -1308 yılları arasında göstermiştir.XIII. yy. başlarından itibaren Anadolu Selçuklu Devleti'nin, Anadolu Türk Birliğini sağlaması, Anadolu'da mimarı alanında yeni bir rönesans yaratılmasına temel olmuştur.Konya, Selçuklu sanatının kalbi oldu. Bu eserlerde görülen ilginç Selçuklu sanatı sentezi ve yaratıcı gücü, İslam sanatında yeni bir sayfa oldu. Bu yapıları süsleyen mimari ögeler, detaylar, taş işçiliğinde, tuğlada, çinide, ahşapta İslam sanatına özgün kökleri kısmen Orta Asya'ya kadar uzanan yeni bir soluk kazandırmıştır. Bu ilginç sentezde Türk sanatı unsurlarının yanı sıra İran, Irak, Suriye bölgesindeki İslam ve bölgesel izlerini de buluruz. Anadolu Selçuklu sanatının temelini Orta Asya Türk sanatının motifleri, İslam sanatının felsefesi ve Anadolu’nun yerli kültürel etkisinin birleşmesi oluşturur. Sanat eserleri, mevcut yerel ve komşu kültür varlıklarının yansımalarından oluşan sentezin yanı sıra, şüphesiz bir toplumun düşünce, gelenek ve dinsel inanç ortamından ilham alır.
Selçuklu ülkesini donatan yapılarda ağırlık, dinî mimaride, cami, mescit, medrese, türbe ve külliye yapılarındadır. Anadolu Selçuklularda cami hayatın odak noktasını teşkil etmiştir. Selçuklu medreseleri ise İslam kültürünün merkezini oluştururlar. Dinî ve müsbet ilimlerle ilgili derslerin yapıldığı medreselerin bir kısmı rasathane, bir kısmı ise şifahane olarak da kullanılmıştır. Anadolu Selçuklu kümbetleri birçok özelliği ile Büyük Selçuklu geleneğinin devamı niteliğindedir. Plan, inşa teknikleri ve süsleme bakımından İran ve Anadolu kümbetleri arasında yakın benzerlikler görülür.
Selçuklular Anadolu’ya yerleşmeleriyle birlikte, kendi kültür, sanat ve birikimlerini, yerli geleneklerle birleştirerek pek çok alanda çeşitli eserler vermişlerdir. Anadolu’ya geldiklerinde karşılaştıkları taş malzemeyi kullanarak, Orta Asya’da uyguladıkları tezyini geleneği burada taşa uygulamışlardır. Anadolu Selçuklu dönemi mimari kompozisyonlarda genel olarak müstakil ya da birbirinin devamı şeklinde olan tezyinat unsurları kullanılmıştır.
Şüphesiz dönemin toplumsal, kültürel ve teknolojik değişmelerini, sanat alanında, en başta mimari anıtlar ve bunların oluşturduğu maddi çevre temsil ediyor. Anadolu Selçuklu Dönemi sanat ve kültür ortamını tanımak, aynı zamanda insanlık tarihinin en önemli evrelerinden biri olan Orta Çağ'ın bir kesitini de anlamak demektir.