Çini Seramik Cam Maden

İslam el sanatları farklı dönemlerde farklı merkezlerde gelişim göstererek kendi içinde malzeme, teknik, bezeme ve form bakımından çeşitlilik kazanmıştır. Her üretim merkezi kendine özgü yerel kültürü, beğeniyi ya da geleneği, farklı biçimlerde eserlerine aktarmıştır. Bu yüzden çeşitli merkezlerde benzer bezeme tekniğinde üretim yapılmış olmasına rağmen, yerel özellikler katılan uygulamalarla, üslup ve formlarda farklılıklar ortaya çıkmış, bunlar karakteristik özellikler olarak eserlere damgasını vurmuştur.

El sanatlarında Erken İslam Dönemi yenilikçi özellikler taşımaz. Bu dönem örnekleri önceki kültürlerin benzerleri niteliğindedir. Ancak Emevilerden itibaren İslam sanatında önemli gelişmeler başlamış, Abbasilerle birlikte el sanatlarında hem teknik hem de bezemede İslami stil belirginleşmeye başlamıştır.

İslam mimarisinde çini IX. yüzyılda yapılan Samarra ordugahının inşasından itibaren kaplama malzemesi olarak kullanılmıştır. Mimari süslemede çini kullanımı Erken İslam Dönemi'nde sınırlı olmakla birlikte, özellikle XII. yüzyıldan itibaren Türkistan, Azerbaycan, İran, Irak, Anadolu, Kuzey Afrika ve İspanya gibi farklı bölgelerde farklı dönemlerde inşa edilen Türk-İslam yapılarında sırlı tuğla ile birlikte çini, dış ve iç mekân kaplamasında ve süslemesinde kullanılmıştır. Türklerle birlikte Anadolu’ya mimari süsleme olarak giren çini, uygulanan çok çeşitli tekniklerle İslam sanatına önemli eserler kazandırmıştır. Günlük kullanım kapları olan seramik ise, çini teknolojisiyle paralel gelişim göstermiş, bazı dönemlerde ve bölgelerde çinin önünde ya da gerisinde kalmış olmakla birlikte özgün İslam seramik sanatı oluşmuş ve yayılmıştır.

Mimaride pencere camı, aydınlatmada kandil, kadeh, tabak, şişe gibi mutfak kabı olarak kullanılan suni camın bilinen ilk örnekleri cam boncuklardır. Değişik tekniklerde üretilen cam ürünler ticaret yoluyla farklı bölgelere ulaşmıştır. İslam ülkelerinin sanatkârları da zamanla özgünleşen cam eserler üretmişlerdir. İslam maden sanatında da benzer gelişim görülmüş, belirli dönemlerde belli merkezler önem kazanmıştır. XII. yüzyıldan itibaren İran, Suriye, Mezopotamya ve Anadolu’da maden sanatında ortak bir dil oluşmuş, yapım ve süsleme teknikleri ile kompozisyonlarda benzer uygulamalar görülmüştür.