Eş Seçimi ve Evlilik
Bireyler yalnız yaşamaya değil, bir topluluk içinde diğer insanlarla ilişki içinde bulunmaya göre kurgulanmış varlıklardır. Karşı cinsle olan ilişkilerinde de diğer insanlarla olan ilişkilerinde olduğu gibi ihtiyaçları bulunmaktadır. Evlilik, “toplumsal kurallar ve kanunların öngördüğü biçimde, karşı cinsten iki kişinin yaşantılarını birleştirdikleri, kendine özgü ilişkiler bütünüdür,” şeklinde tanımlanabilir.
Genel olarak sosyologlar evlilik biçimlerini “eş sayısı, grup ilişkileri, çiftlerin yerleşim yeri, otorite ilişkileri, soy ve şecere ilişkileri” şeklinde beş temel kategoriye ayırarak inceliyor olsalar da bu bölümde günümüzde geçerli olan geleneksel ve çağdaş evlilik biçimlerine yer verilmiştir.
Kişiyi evliliğe güdüleyen etkenler; yalnızlık, cinsel gereksinim, evli insanların çoğunlukta olması, sevgi gereksinimi, mutlu ve iyi bir yaşam, ekonomik dayanışma gereksinimi, çocuk sahibi olma isteği, sahiplenme duygusu şeklinde sıralanabilir.
Sağlıklı bir eş olma ve eş seçmenin koşulları; evlilik yaşına gelmiş olmak, fiziksel ve duygusal olgunluk, eğitim düzeyi ve meslek, tanımak, sevmek ve paylaşmak, sosyoekonomik özellikler ve aile yapısı, kişilik özellikleri, zekâ, cinsel uyum, yakın akraba evlilikleri şeklinde sıralanmaktadır.
Araştırmacılar, mutlu ve sağlıklı evliliklerin göstergesi olabilecek çeşitli özellikler sıralamaktadırlar. Çiftin arasında derin bir arkadaşlık ilişkisinin varlığı, karşılıklı saygı ve kabul, birbirlerinin arkadaşlıklarından zevk alma ve ortak amaçlılık duygusunun varlığı, çiftin güçlü bir ilişki içerisinde olduklarının bir göstergesi olarak kabul edilebilir.
Sağlıklı bir eş olma ve eş seçmenin koşullarını yerine getirmeden evlenen; evliliği sürekli kılmanın koşullarını yerine getirmeyen ya da getiremeyen çiftler arasında anlaşmazlık çıkma olasılığı yüksektir. Bu durumlarda çiftlerin boşanma ihtimalleri de söz konusu olmaktadır.
Kişiyi Evliliğe Güdüleyen Etkenler
Bazıları hiç evlenmese, bazıları çok kısa bir süre evlilik hayatı denese, bazıları evliliğe başlangıçta karşıt bir tutum takınsa ve birçoğu evlilikte aradığını bulamasa da evlilik hâlâ popüler bir kurumdur. Kadınlar da erkekler de kendilerine özgü nedenler, düşünceler ya da birtakım hesaplar sonucu evlilik yaşamından bir şeyler bekledikleri, bir şeyler umdukları için evlenmeye karar vermektedirler. Böylece evlilik yaşamından beklenilenler, evlilik amaçları kişiden kişiye farklılık gösterebilmektedir (Ceylan, 1994).
Kişiyi Evliliğe Güdüleyen Etkenler
Bazıları hiç evlenmese, bazıları çok kısa bir süre evlilik hayatı denese, bazıları evliliğe başlangıçta karşıt bir tutum takınsa ve birçoğu evlilikte aradığını bulamasa da evlilik hâlâ popüler bir kurumdur. Kadınlar da erkekler de kendilerine özgü nedenler, düşünceler ya da birtakım hesaplar sonucu evlilik yaşamından bir şeyler bekledikleri, bir şeyler umdukları için evlenmeye karar vermektedirler. Böylece evlilik yaşamından beklenilenler, evlilik amaçları kişiden kişiye farklılık gösterebilmektedir (Ceylan, 1994).
Evlenmek, insanlar için mutlak bir gereklilik ve ihtiyaç değildir. Zira modern toplumlarda evlilik dışında da cinsel münasebetler ve hatta doğumlar mümkündür. Buna rağmen her sene evlilik çağında ulaşan gençlerin büyük bir kısmı evlenmektedir. Genel olarak her yerde, hatta birçok toplulukların sorunlu zamanlarında ve kıtlık devrelerinde bile evliliklerin sayısının fazla olduğu görülmektedir (Adasal, 1963; Akt: Ceylan, 1994).
Kişiyi evliliğe güdüleyen etkenler şu şekilde sıralanabilir;
- Yalnızlık
- Cinsel gereksinim
- Evli insanlar çoğunlukta olduğu için
- Sevgi gereksinimi
- Mutlu ve iyi bir yaşam için
- Ekonomik dayanışma gereksinimi
- Çocuk sahibi olma isteği
- Sahiplenme duygusu