Bebeklik ve Çocukluk Döneminde Kimi Sorunlar ve Sosyal Hizmet Uygulamaları
Duygusal ve davranışsal sorunlar; çocuğun kendisi ve çevresiyle dengeli, doyurucu ilişkiler kurma ve sürdürmede güçlük çekmesi, genel bir mutsuzluk ve depresyon hâlinin olması, bireysel veya okul problemleriyle ilgili korku, tırnak yeme, parmak emme gibi fiziksel belirtilerden bir veya birkaçının uzun süreli olarak ortaya çıkmasından kaynaklı olarak eğitim performansının ve sosyal uyumunun olumsuz yönde etkilenmesidir.
Bebekler ve çocuklar gelişim dönemleri itibarıyla hassas ve incinebilirdirler. Çocuğun yaşamında olan olaylardan etkilenme düzeyleri ise yetişkinlerden oldukça farklıdır. Bebekler dünyaya gözlerini açtıkları andan itibaren çeşitli korkular, fobiler ve yoksunluklar ile karşı karşıya kalırlar.
Bebeklik ve çocukluk döneminde yaşanan sorunlar, çocuğun kendisinden, çevresinden veya yaşantılarından kaynaklanabilmektedir. Bebeklik ve çocukluk döneminde sıklıkla yaşanan sorunlar; korkular, kıskançlık, enürezis ve enkopresiz, anne yoksunluğu ve yeme bozukluklarıdır.
Çocuklarda görülen korkular gelişim dönemlerine göre değişkenlik göstermektedir. Erken çocukluk döneminde sıklıkla karşılan korku tepkileri olduğu yerde sıçrama, nefesini tutma, ani hareket değişiklikleri, nefes alıp vermede artış, gözlerin kapanması, ellerin kapanması ve dudakların büzülmesi olarak sıralanabilir. Yaşamın ilk aylarında verilen korku tepkileri ilerleyen dönemlerde şekil değiştirmektedir. 2-3 yaş dönemindeki çocuklar müzik, gök gürültüsü, saç kurutma makinesi sesi gibi yüksek seslere tepki verirken 3-4 yaş dönemindeki çocuklar bunlara ek olarak yabancılardan, asker polis gibi otorite figürlerinden, karanlıktan, öcülerden korkmaktadırlar. 6 yaşındaki çocuklar ise ruh, canavar, cadı, zombi gibi soyut kavramlardan korkmaktadırlar. 6-11 yaşları arasında başkaları önünde küçük düşürülme ve utandırılma korkuları yaygındır. Altı yaşlarında hayalet, cadı ve hortlak gibi soyut kavramların da eklenmesiyle, korkularda bir artış görülmektedir.
Kıskançlık sevilen ve önemsenen kişinin artık kendisi ile ilgilenmeyeceğinden korkan bireyin kaybetme korkusu ile sevdiği kişiyi kendisinden ayrı tutan kişiye ya da olaya karşı öfke duygusu barındırmasıdır.
Çocuklar genel olarak 2 yaşını tamamladıklarında dışkılarını, 3 yaşını tamamladıklarında da çişlerini kontrol etmeyi öğrenir. Enürezis alt ıslatma enkoprezis de dışkı kaçırma olarak tanımlanmaktadır.
Erken çocukluk dönemi olumsuz yaşam deneyimleri içerisinde önemli yer tutan anne yoksunluğu sonraki dönemlerde beyin yapısında nörokimyasal değişiklikliklerle birlikte davranışsal sorunlara neden olmaktadır.
Yeme bozuklukları özellikle ergenlik döneminde rastlanan çok ciddi sağlık problemlerinden biridir. Yeme bozukluklarında blumia nervoza: saplantılı bir şekilde yemeyi düşünme ve karşı konulamaz bir yeme isteği, aşırı yeme epizotları; şişmanlıktan şiddetli bir şekilde korkma davranışı ve kilo almayı önlemek için aşırı yemenin etkilerine karşı uygulanan bir tasfiye yöntemi ile karakterizedir. Blumiadan daha az görülmesine karşın ölüm riski daha yüksek olan anoreksiya nervosanın karakteristik özellikleri ise aşırı diyet, şişmanlıktan şiddetli şekilde korkma ve saplantılı egzersiz, kilo kaybı ile gıdasızlıktan kaynaklanan bir dizi fiziksel semptomdur.
Yeme bozukluklarının nedenleri biyolojik, psikolojik etkenler, erken travma ve toplumsal ozellikler olarak sıralanabilir.
Alanda çalışan sosyal hizmet uzmanlarının müracaatçıları ile yapacakları çalışmalarda bebeklik ve çocukluk dönemine özgü normal dışı davranışları bilmesi ve bu davranışları anlayabilme yeterliliğine sahip olması ve de bebeklik ve çocukluk döneminde yaşanan olumsuzlukların çocuklar üzerinde yaratacağı olumsuz etkileri bilmesi gerekmektedir. Bu bilgi sosyal hizmet uzmanının doğru müdahale planı oluşturması ve uygulamasına yardımcı olacak temel araçlardır.