Yapı Kavramı ve Yapıların Ruhsatlandırılması

En genel anlamıyla İmar hukukunun amacının, arazinin planlama yoluyla kullanım alanının belirlenmesi ve böylelikle kamu düzeninin sağlanması olduğu ifade edilmişti. Arazi üzerinde gerçek ve tüzel kişiler ihtiyaç duydukları yapı ve binaları inşa etmeleri nedeniyle imar hukukunun konusunu da bu yapı ve binalar oluşturmaktadır. Peki gerek gerçek kişiler gerekse de tüzel kişiler sahip oldukları taşınmaz üzerinde serbestçe yapı veya bina inşa edebilecekler midir?

İmar Kanunu’nun 20. maddesinde “Yapı: a) Kuruluş veya kişilerce kendilerine ait tapusu bulunan arazi, arsa veya parsellerde, b) Kuruluş veya kişilerce, kendisine ait tapusu bulunmamakla beraber kamu kurum ve kuruluşlarının vermiş oldukları tahsis veya irtifak hakkı tesis belgeleri ile, imar planı, yönetmelik, ruhsat ve eklerine uygun olarak yapılabilir.” düzenlemesi ile bu izin, ruhsat olarak adlandırılmış ve 21. maddesinde kanun kapsamına giren bütün yapılar için belediye veya valiliklerden “yapı ruhsatiyesi” alınması zorunlu hükmüne yer vermiştir.

3194 sayılı İmar Kanunu belediye ve mücavir alan sınırları içinde ve dışında kalan yerlerde yapılacak planlar ile inşa edilecek resmî ve özel bütün yapılara uygulanacağını düzenlediği için belediye ve mücavir alan içinde ve dışında kalan ancak imar planı yapılmamış yerlerdeki yapıların ruhsatlandırılması usulünü ayrı ayrı düzenlenmiştir.