Özel Kanunlarda Öngörülen İmar Planları

Bu ünitede;

1-Gecekondu alanlarında imar planlamalarının nasıl yapıldığı ve bu planları yapmaya Toplu Konut İdaresi Başkanlığının yetkili kılındığı,

2-Kültür ve turizm alanlarında planların nasıl yapıldığı ve bu planları yapmaya Kültür ve Turizm Bakanlığının yetkili kılındığını,

3-Organize sanayi bölgelerinde planlamaların nasıl yapıldığı,

4-Tarım arazileri üzerinde planlamaların nasıl yapıldığı ve bu planları yapmaya Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığının ve valiliklerin yetkili kılındığını öğrenmiş olduk.

Buna göre, gecekondular ülkemizde önemli bir sorun teşkil ettiğinden 775 sayılı Gecekondu Kanunu ile düzenleme yapılmıştır.

Türkiye’de gecekonduların yoğun şekilde bulunduğu alanlarda imar planı yapmaya 2985 sayılı Toplu Konut Kanunu’nun 4. maddesine göre “Toplu Konut İdaresi Başkanlığı” yetkilidir. Buna göre Başkanlık, a)gecekondu dönüşüm projesi uygulayacağı alanlarda, b)mülkiyeti kendisine ait arsa ve arazilerde, c) valiliklerce toplu konut iskân sahası olarak belirlenen alanlarda çevre ve imar bütünlüğünü bozmayacak şekilde her tür ve ölçekteki planlar ile imar planlarını yapmaya, yaptırmaya ve tadil etmeye yetkilidir.

Belediyeler ve valilik tarafından üç ay içerisinde onaylanmayan planlar TOKİ Başkanlığı tarafından resen onaylanır. Belediyeler, valilik veya Başkanlık tarafından onaylanan bu planlar; askı, ilan ve itiraza dair kararlar da dâhil olmak üzere 3194 sayılı İmar Kanunu hükümlerine göre belediyeler ve ilgili kamu kurumları tarafından yapılacak tüm işlemler Başkanlık tarafından resen yapılmak suretiyle yürürlüğe konur.

Kültür ve Turizm Koruma ve Gelişim Bölgeleri, 2634 sayılı Turizmi Teşvik Kanunu’nun 3/b maddesinde şu şekilde tanımlanmıştır: Tarihî ve kültürel değerlerin yoğun olarak yer aldığı ve/veya turizm potansiyelinin yüksek olduğu yöreleri korumak, kullanmak, sektörel kalkınmayı ve planlı gelişimi sağlamak amacıyla değerlendirmek üzere sınırları Cumhurbaşkanı kararıyla tespit ve ilan edilen bölgeler.

Kültür ve Turizm Bakanlığı; kültür ve turizm koruma ve gelişim bölgeleri ve turizm merkezleri içinde her ölçekteki planları yapmaya, yaptırmaya, resen onaylamaya ve tadil etmeye yetkilidir.

“Sit alanları”, 2863 sayılı Kanun’un 3/a-3 maddesinde şu şekilde tanımlanmıştır: “Tarih öncesinden günümüze kadar gelen çeşitli medeniyetlerin ürünü olup yaşadıkları devirlerin sosyal, ekonomik, mimari ve benzeri özelliklerini yansıtan kent ve kent kalıntıları, kültür varlıklarının yoğun olarak bulunduğu sosyal yaşama konu olmuş veya önemli tarihî hadiselerin cereyan ettiği yerler ve tespiti yapılmış tabiat özellikleri ile korunması gerekli alanlardır.”

Sit alanlarında yapılacak olan planlar, “koruma amaçlı” imar planlarıdır. "Koruma amaçlı imar planı"; 2863 sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarının Korunması Hakkındaki Kanun’da düzenlenmiştir. Kanun hükmü hayli uzun ve ayrıntılıdır. Ancak konuyu bütün yönleriyle ele aldığından buraya aynen aktarmayı uygun bulduk.

Organize sanayi bölgeleri, sanayinin uygun görülen alanlarda yapılanmasını sağlamak, çarpık sanayileşme ve çevre sorunlarını önlemek, kentleşmeyi yönlendirmek, kaynakları rasyonel kullanmak, bilgi ve bilişim teknolojilerinden yararlanmak, sanayi türlerinin belirli bir plan dâhilinde yerleştirilmesi ve geliştirilmesi amacıyla; sınırları tasdik edilmiş arazi parçalarının imar planlarındaki oranlar dâhilinde gerekli idari, sosyal ve teknik altyapı alanları ile küçük imalat ve tamirat, ticaret, eğitim ve sağlık alanları, teknoloji geliştirme bölgeleri ile donatılıp planlı bir şekilde ve belirli sistemler dahilinde sanayi için tahsis edilmesiyle oluşturulan ve bu kanun hükümlerine göre işletilen mal ve hizmet üretim bölgelerini ifade eder

Tarımsal alan üzerinde yapılan planlamalar, “arazi planlaması” olarak isimlendirilmektedir (Yön, m.9). Bu planlar, her ölçekte plânlamaya temel oluşturmak üzere, toprağın ve diğer çevresel kaynakların bozulmasını önlemek için ekolojik, toplumsal ve ekonomik şartlar gözetilerek sürdürülebilirlik ilkesine uygun, farklı arazi kullanım şekillerini oluşturmaya yönelik toprak ve su potansiyelinin belirlenip sistematik olarak değerlendirilmesini ve birbirleri ile olan ilişkilerini ortaya koyan rasyonel arazi kullanım plânlarını ortaya koymak amacıyla yapılmaktadır. Bu planlar, toprağın fiziksel, kimyasal, bitkisel ve kültürel olarak korunmasını ve topraktan en akılcı şekilde faydalanılmasını hedeflemektedir.