Hücre Ölümü, İnflamasyon ve Siyanoz
Patoloji hastalığın bilimsel olarak çalışılmasıdır.
Hastalık doku veya hücrelerin fonksiyonlarındaki değişiklikler sonucu ortaya çıkar ve doku veya hücrede meydana gelen hasarı gösterir.
Oksijen oranının azalması sonucu ortaya çıkan hipoksi en önemli hasar sebebi olmakla beraber basınç, yanık gibi fiziksel ajanlar, ilaçlar gibi kimyasal ajanlar, bakteri, virüs, mantar gibi infeksiyöz ajanlar, alerjik reaksiyonlar gibi immünolojik olaylar, mutasyonlar gibi genetik nedenler, vitamin gibi beslenmede gerekli gıdaların eksiklikleri de hasara yol açabilir.
Hücre ya da doku, kendine zararlı uyarana cevap olarak kendi fonksiyonlarını veya yapısını değiştirerek yeni duruma uyum sağlayabilir ve bu durum adaptasyon olarak isimlendirilir.
Zararlı uyarana hücre veya doku uyum sağlayamaz ise hasar ortaya çıkar. Hasar ise belli bir dereceye kadar geri dönüşlüdür, fakat zararlı uyaran ortadan kalkmaz ise geri dönüşsüz hücre ve doku hasarı ortaya çıkar.
Hücrenin normal fonksiyonlarını görebilmesi için enerji gerekir ve enerji mitokondrilerde ATP formunda oksijenli solunum ile üretilir.
Geri dönüşümlü hücre hasarının ilk bulgusu hücre şişmesi veya hidropik değişikliktir. Membran yerleşimli Na-K (sodyum-potasyum) pompasının enerji yokluğunda çalışmasındaki aksaklık sonucu ortaya çıkar.
Hücre ölümü geri dönüşümsüz hücre hasarıdır.
Geri dönüşümsüz hasar veya hücre ölümü, mitokondri hasarının ve hücre membran hasarının geri dönüşümsüz olmasıdır.
Hipoksi doku seviyesinde oksijenin dağıtım ve/veya kullanımında yetersizliktir.
Hücre zedelenmesinin en önemli ve en sık sebebi hipoksidir. Hipoksinin en sık sebebi de iskemidir.
Dokunun kanlanmasındaki azalmaya iskemi denir.
Nekroz ve apopitozis hücre ölümünü temsil eden iki farklı olaydır.
Nekroz çeşitleri: Koagülasyon nekrozu, likefaksiyon nekrozu, kazeifikasyon nekrozu, yağ nekrozu, fibrinoid nekroz ve gangrenöz nekroz olmak üzere altı çeşittir.
Koagülatif tipte nekroz hücre sınırlarının korunup nükleusların kaybolduğu histolojik görünüme sahiptir. Beyin doku hariç tüm dokulardaki iskemik hasar sonrası ortaya çıkar.
Myokard enfarktüsü (kalp krizi) sonrası kan damarlarındaki tıkanıklık ve dokunun yeterli miktarda kanlanmasının olmaması nedenli kalp kası hücrelerinde görülen ölüm çeşidi koagülasyon nekrozudur.
Beyin dokuda yine kanlanmada görülen sorun nedenli ortaya çıkan iskemik nekroz veya ölüm çeşidi likefaksiyon nekrozudur.
Apopitozis programlanmış hücre ölümüdür.
Kaspazlar apopitozda rol oynayan ana enzim grubudur.
Mitokondri apopitozda rol oynayan ana organeldir.
P53 geni apopitozu uyaran en önemli gendir ve apopitoz bcl-2 gen ailesi tarafından düzenlenir.
Kromatin kondensasyonu apopitozun ana özelliğidir.
Dokunun hasara karşı cevabına inflamasyon denir. Akut ve kronik olmak üzere ikiye ayrılır. Akut inflamasyon, zedelenmeye karşı hızlı ve erken oluşan kısa süreli bir olaydır ve ana hücresi nötrofillerdir. Kronik inflamasyon, günler veya yıllar sürebilen uzun süreli bir olaydır ve ana hücresi mononükleer iltihap hücreleridir.
Artmış vasküler geçirgenlik (permeabilite) akut inflamasyonun ana özelliğidir.
Selektinler yuvarlanmadan, integrinler adezyondan sorumludur.
Transmigrasyon (diapedez) için PECAM molekülü gereklidir.
Kemotaksis ekzojen veya endojen moleküller ile nötrofil başta olmak üzere beyaz kürelerin tek bir yönde hedefe yönelik hareketlerini tanımlar.
Opsonizasyon C3b gibi opsonin olarak isimlendirilen özel moleküllere ihtiyaç duyar.
Granülomatöz iltihap belli hastalıklarda izlenen kronik iltihabın özel bir çeşididir ve ana hücresi epiteloid histiyositlerdir.
Tüberküloz (verem) granülomatöz iltihap örneğidir.
Cilt ve müköz membranların mavimtrak renk değişikliğine siyanoz denir. Santral ve periferal olmak üzere iki şekli vardır. En kolay oral mukoza ve/veya konjonktiva muayenesi ile tespit edilebilir.
Redükte hemoglobinin %5 gramın üzerine çıkarması ile siyanoz ortaya çıkar.
Hemoglobin, kanda oksijen ve karbon gazı iletimini sağlayan alyuvarların (kırmızı küre) en önemli maddesidir.