Reggio Emilia Yaklaşımı
Reggio felsefesinin temeli; potansiyeli yüksek, güçlü ve yetkin olan çocuk imajıdır.
Reggio Emilia, ismini, İtalya'nın Emilia bölgesinden almaktadır. Yaklaşımın kurucusu Loris Malaguzzi’dir. Reggio Emilia yaklaşımı, Amerika başta olmak üzere tüm ülkelerde uygulanmaktadır ve 1991 yılında Newsweek dergisi tarafından Dünya'daki en iyi yaklaşım olarak seçilmiştir. Bu yaklaşımın bu kadar sevilmesinin en büyük sebebi, Bank Street, Montessori gibi yaklaşımların en çarpıcı özellkilerini alarak hepsini tek bir çatı altında birleştirmeye çalışması gösterilebilir. Yaklaşımın felsefesinin Malaguzzi'nin "Çocuğun Yüz Dili" adlı şiirinde görmek mümkündür.
Reggio, çocuğun potansiyelini çok büyük olduğunu görmesi ve çocuğu, okul-aile-toplum üçlemesinin ayrılmaz bir parçası olarak görmesidir. Reggio, çocukların, bilişsel, duygusal, hayali, sanatsal gibi "dil" lerini geliştirmeyi amaçlamaktadır. Reggio tecrübesinin altı temel bileşeni şunlardır:
- İlişkiler
- Yaratıcılık
- Çevre
- Zaman
- Öğrenme ve Öğretme
- Yansıtıcı uygulama
Reggio felsefesinin temeli; potansiyeli yüksek, güçlü ve yetkin olan çocuk imajıdır. Çocukların fikirlerine saygı duyulur ve her çocuğun potansiyelini istediği yönde geliştirmeye hakkı vardır. Yetişkin, çocuğun potansiyelini geliştirme sürecinde en az müdahale ile çocuklara destek olmalıdır. Çocukların potansiyelleri atölye çalışmaları ile desteklenmektedir. Bu atölyelerde kil, müzik, boyama gibi farklı çalışmalarla çocukların potansiyelleri en üst noktaya çıkarılmaya çalışılır. Reggio'da atölyelerin bu denli önemli olmasının sebebi İtalyan kültüründeki "sanatçı ruh"tur. Buda Reggio'da çocukların toplumla iç içe olduğunun ve toplum kültürünün eğitime yansıması olarak görülebilir.
Reggio felsefesinin altı özü bulunmaktadır. Bunlar:
İfadenin yüz dili,Atölyeler,Belgeleme,İlişkiler,Okul binaları,Zaman yönetimidir.
Çocuklar keni potansiyelleri doğrultusunda ifadenin yüz dilini kullanarak kendi fikirlerini ifade edebilirler. İstedikleri çalışmaları "atöye"lerde gerçekleştirebilirler. Yaptıkları çalışmalar öğretmenler tarafından belgelenerek çocukların gelişimleri hem çocuklar hem aileleri hem de öğretmenler tarafından izlenebilir. Çocuklar toplumdaki ilişkiler sayesinde hem kendilerini tanıma sürecini hem de hem de başkalarının bakış açılarını, düşüncelerini anlayabilirler. Okul binaları da Reggio felsefesini ifade edecek şekilde tasarlanmalıdır. Binaların ana merkezinde "piaza"lar bulunmalıdır.
Zaman yönetimi, Reggio'da büyük önem arz etmektedir. Haftalık olarak etkinlikler planlanmalı, belgelendirmeler yapılmalı ve her çocuğa kendi potansiyelini ortaya çıkaracak zaman verilmelidir.
Reggio yaklaşımında standart bir müfredat uygulanmamaktadır. Çocukların ilgi ve isteklerine göre projeler birlikte planlanarak çocuklar araştırma, inceleme yapmaya teşvik edilmektedir. Dört farklı proje türü vardır. Bunlar: temalı, çevresel, günlük hayat ve öz yönetimli projelerdir.
Son olarak Reggio Emilia'nın çocuklara özgürleştirici bir ortamda öğrenme ortamı sunması, çocuklara değer verip onları "kendi gemilerinin kaptanı" olarak görmesi yaklaşımının olumlu yönleri olarak görülmekteyken; öğrenme ortamlarının büyük olması ve bunun her şartta mümkün olamaması, sınırsız özgürlükte öğretmenin kontrolü kaybedebilmesi olumsuz özelliklerinden sayılabilir.