Proje Yaklaşımı
Proje Yaklaşımının Tanımı ve Önemi
Dünya genelinde yaygın bir uygulama alanı olan proje yaklaşımı, öğrenmeyi projeler etrafında organize eden bir bakış açısıdır. Projeler aracılığı ile öğrenmeye değer görülen bir konu; bazen tüm sınıf, bazen bir grup çocuk, bazen de tek bir çocuk tarafından öğretmen -çocuk iş birliğiyle kapsamlı bir şekilde araştırılır. Bu bağlamda proje yaklaşımı; proje konusuna ilişkin kazanımların yanında pek çok entelektüel, akademik ve sosyal becerinin de deneyimlenmesine olanak sunar. Bu nedenle proje yaklaşımının eğitim programına dâhil edilmesi; kısmen eğitim programı kazanımlarının gerçekleşmesi, kısmen de gelişimde holistik bakış açısına yer verilmesi bağlamında oldukça önemlidir.
Proje Yaklaşımının Teorik Gerekçesi ve Eğitim Programındaki Yeri
Projeler, çocukların meraklarını giderebildikleri, keşfederek öğrenebildikleri ve öğrendiklerini paylaşabildikleri etkinlikleri kapsar. Bu süreçte çocukların kendi yeterliliklerinden yola çıkarak yeni edinimlere sahip olmaları ve bu yeni edinimlerin gerçek yaşamla anlamlı bağlamlar oluşturmaları sağlanır. Erken çocukluk yıllarında proje yaklaşımı eğitim programının resmi unsurlarını tamamlayan ve destekleyen bölümünü oluşturur. Çocuklar proje süresince kendi ilgileri, seçimleri ve kararları doğrultusunda, eğitim programı kazanımlarını kendilerine uygun bir zorluk seviyesinde deneyimlerler. Aktif olarak yer aldıkları bu süreçte çocuklar; araştırma yapmak, bilgilere ulaşmak, becerileri uygulamak, kararlar vermek, seçimler yapmak gibi etkinliklerle meşgul olurlar. Tüm bu süreçte edinimler içsel bir motivasyonla gerçekleştirilir.
Proje Yaklaşımında Çocuk, Öğretmen ve Ebeveyn Rolleri
Proje yaklaşımında çocuklar, merak ettikleri konu hakkında soru soran ve bu sorulara yanıt arayan bireylerdir. Çocuklar proje süresince içsel motivasyonla, aktif katılımla ve iş birliği yaparak; gerçek yaşam ve ona yakın koşullarda bilgi ve becerilerini geliştirecek tecrübelerde bulunurlar ve tecrübelerini paylaşırlar. Böylece çocuklar anlamlı ve bağlamsal öğrenmeler gerçekleştirirler. Proje yaklaşımında öğretmenin rolü öğretici olmaktan çok çocukların öğrenme süreçlerini tetiklemek ve kolaylaştırmaktır. Bu nedenle öğretmen; bazen çocuklara rehberlik yapan, bazen de onlarla adeta bir ortak gibi çalışan partnerdir. Bu çerçevede öğretmen, verimli öğrenme ortamlarının tasarımı konusunda aracılık eder ve çocukların ilerlemesini izleyerek onların edinimlerini fark etmelerini sağlar. Ebeveynler ise okul içi öğrenmelerin evde sürdürülebilmesini ve ev içi deneyimlerin ise projelerle ilişkilendirilmesini sağlarlar.
Proje Yaklaşımının Temel Unsurları
Proje Başlığı: Bir projenin başlığı, araştırma sürecinin kapsamını ve yönünü belirleyen bir soru cümlesi ile başlar.
Öğrenme Kategorileri: Eğitimin her seviyesinde proje yaklaşımı; eşit derecede ve eş zamanlı olarak yer alan dört tür öğrenme kategorisi (bilgi, beceri, eğilim ve duygu) içermelidir.
Bilgi kategorisi, proje kapsamında inşa edilen ve öğrenilen fikirler, kavramlar, şemalar, olay senaryoları, gerçekler, hikâyeler, mitler, şarkılar gibi zihin içeriğinden oluşur. Beceri kategorisi, edinimlerin gözlemlenebilen veya davranıştan çıkarılan özelliklerinden oluşur.
Eğilim kategorisi, deneyimler sırasında görevlerde ısrar etmek, meraklı olmak, cömertlik göstermek gibi tutarlı davranış kalıplarını ve alışkanlıklarını içerir.
Duygular kategorisinde, zayıf, kararsız, geçici, kalıcı, yoğun gibi farklı düzeylerde yaşanabilen ait olma, özsaygı, güven, yetersizlik gibi öznel duygular yer alır.
Temel İlkeler: Proje yaklaşımının etkililiğinin artırılmasında göz önünde bulunması gereken beş temel ilke şunlardır:
(1) Çocuğun yaşı küçüldükçe, doğrudan birincil bilgi kaynaklarıyla etkileşimi artırılmalıdır.
(2) Çocukların var olan ilgi alanları güçlendirilmeli ve yeni ilgi alanları edinmeleri sağlanmalıdır.
(3) Çocukların yaşları ne kadar küçüldükçe çocukların öğrendikleri ve yapmayı öğrendikleri, eğitim programı kazanımlarıyla dikeyden çok yatay bir ilişkiye sahip olmalıdır.
(4) Çocuklarda iş birliği, paylaşım gibi olumlu sosyal yeterliklerin oluşumu desteklenmelidir.
(5) Eğilimler ve duygular, ilgi ve becerilerin bir yansıması olarak ortaya çıkmalıdır.
Konu Seçimi: Proje yaklaşımının etkililiğinin artırılmasında konu seçiminde dikkat edilmesi gereken hususlar şunlardır:
(1) Somut olma,
(2) Gündelik deneyimlerle ilgili olma,
(3) Geçmiş yaşantılarla bağlantılı olma,
(4) Kaynaklara ulaşma kolaylığı olma,
(5) Yetişkin yardımına en az düzeyde ihtiyaç duyma,
(6) Farklı disiplinleri içerme,
(7) Problem çözme fırsatı sunma,
(8) İş birliği yapmayı sağlama,
(9) Deney yapma, model oluşturma, dramatize etme, beyin fırtınası vb. aktif katılım sağlayan unsurlara olanak oluşturma,
(10) Edinimlerini somutlaştırma imkânı olma,
(11) Eğitim programıyla ilişkili olma,
(12) Değer kazanımını destekleme,
(13) Kültüre ait özellikleri barındırma.
Uygulama Aşamaları: Proje yaklaşımının uygulama süreci,
(1) proje konusunun belirlenmesi,
(2) projenin geliştirilmesi ve
(3) projenin değerlendirilmesi ve sonuçlandırılması olmak üzere üç aşamada gerçekleştirilir.
Proje konusunun belirlenmesi aşaması: Bu aşamada proje fikrinin hayata geçirilmesi için proje konusu kapsamında merak edilen sorular belirlenir.
Projenin geliştirilmesi aşaması: Bu aşamada birincil kaynaklardan ve gerçek dünya deneyimlerinden faydalanılarak yeni bilgiler edinilir.
Projenin sonuçlandırılması aşaması: Bu aşamada projenin süreçleri hatırlanır, proje soruları ile edinimler ilişkilendirilir ve paydaşlarla edinimler paylaşılır.
Sonuç ve Öneriler: Yapılan araştırmalar öğretmenlerin proje yaklaşımını uygularken; özellikle proje yaklaşımını eğitim programına entegre etmede, süreç boyunca farklı veri toplama yöntemleri kullanmada, edinimleri belgelendirmede, günümüzün bilimsel ve teknolojik öğelerini uygulamalarla birleştirmede ve farklı özelliklerdeki öğrenciler için projeler üretmede zorluklar yaşadığını göstermektedir. Ayrıca bir projenin çok uzun sürebileceği ve hemen her türde konunun gündeme gelebileceği de unutulmamalıdır. Proje yaklaşımı, doğru kullanıldığında değerli bir öğretim aracı hâline gelir. Proje süreçleriyle ilgili aşinalık arttıkça hem verimlilik hem de süreçten alınan keyif artmaktadır.