Adolesan Dönemi Genel Özellikleri
Adolesanlık, bilimsel çalışmalar içinde en çok ele alınan, bir çok yönü ile araştırılan ve merak uyandıran konulardan biridir. Adolesan ve adolesan dönemi evrensel bir kavram olmasının yanında kültürel bir yanı da vardır. İnsan gelişim dönemleri içinde toplumsal etkilerin bir birey için en fazla önem taşıdığı evredir. Fiziksel büyüme, cinsel gelişme ve psikososyal olgunlaşmanın gerçekleştiği, çocukluktan erişkin hayata geçiş dönemidir. Bu büyüme ve olgunlaşma dönemine “adolesan dönem” de denilmektedir.
Adolesan dönemi; fizyolojik, psikososyal, zamansal ve kültürel olarak incelendiğinde dinamik bir yapıdadır. Adolesan döneminde kişiler, toplumlara ve dönemlere göre farklı özellikler göstermektedir.
Adolesan Üzerine Kuramsal Görüşler
Bu yaşam evresinde neyin normal kabul edildiğini anlamaya yardımcı olmak için, adolesanlığa ilişkin birkaç genel teoriyi araştırmak yararlıdır.
Psikiyatrik Bakış Açısı
Sigmund Freud, 1900'ların başında Clark Üniversitesi'nde ilk defa psikiyatrik bakış açısı ile adolesan araştırmaları yaptı. Adolesan dönemini içsel bir uyumsuzluk dönemi olarak öne çıkaran Freud'un kızı Anna'ydı. Anna Freud, adolesanlığın başlamasıyla birlikte içgüdüsel talepler ve egonun savunma mekanizmaları arasındaki dengenin geçici olarak bozulduğunu ve bunun bir fırtına ve stres dönemiyle sonuçlandığını ileri sürmüştür. Adolesan döneminde yeni ve güçlü cinsel dürtüler ortaya çıkar.
Sosyolojik Bakış Açısı
Sosyolojik teorilere göre normların davranış, adetler, kültürel beklentiler, sosyal ritüeller, grup baskıları veya teknolojik faktörler üzerindeki etkileri adolesanlığı anlamanın anahtarıdır.
Her kuşağın kendi kültürel ve tarihsel geçmişine ilişkin deneyimleri davranışlarına rehberlik ettiği ve dünyayı anlamanın temelini oluşturduğundan ebeveynler yeni kuşağa yön vermekte zorlanırlar ve aralarında çatışma kaçınılmazdır.
Antropolojik Bakış Açısı
Sosyologlar çoğunlukla toplumun adolesanı nasıl etkilediğine odaklanır. Antropolojik bakış açısına göre odak noktası genellikle adolesanların toplumu nasıl etkilediği üzerinedir.
Antropologlar genellikle cinsiyet ve sosyal statü konularını araştırırlar. Kızların öncelikle yaşlı kadınlar tarafından sosyalleştirildiğini sıklıkla gözlemlerler. Ancak, erkek çocuklar genellikle akran grupları tarafından sosyalleşirken kızlar daha az özgür bırakılır ve ailelerinin daha fazla denetimi altındadır.
Evrimsel Bakış Açısı
Bu bakış açısı genellikle etologlar, sosyobiyologlar ve evrimsel psikologlar tarafından benimsenir. Her biri Darwinci evrim ve doğal seçilim kavramlarını destekler. Bu bakış açısı, filogenetik bir süreklilik ve dolayısıyla bir dizi gelişen davranış olup olmadığını belirlemek için insanlar ve diğer akrabaları arasındaki uyum sağlayan davranış kümelerini karşılaştırır.
Adolesan ve Adolesan Dönem
Adolesan sözcüğü Batı literatüründeki “adolescent” kelimesinin Türkçe karşılığı olarak kullanılmaktadır. Latincede büyümek, olgunlaşmak anlamında kullanılan bu sözcük, bir durumu değil süreci belirtmektedir.
Adolesan dönemi ile ilgili ilk bilimsel çalışma, 1904 yılında yayınlanan G. Stanley Hall’ın “Adolescence” kitabıdır. Hall, Darwin’in evrim teorisinden etkilenmiştir. Hall’a göre adolesanlık yeniden doğuş dönemidir ve insanlığın uygarlığa ilk geçişte yaşadığı sıkıntılar, her bir birey için adolesan döneminde tekrar yaşanır. Hall’a göre adolesan dönemindeki bireyin tepkileri ile insani değerlerinin çatışması sonucu stres yaşanır. Bu nedenle, adolesan dönemini “fırtına ve stres” dönemi olarak nitelendirir. Bu çatışma her insanda adolesan döneminde yaşanır.
Adolesan Döneminin Kronolojik Tanımları
Adolesanlık, fiziksel ve duygusal süreçlerin yol açtığı fiziksel, cinsel ve psikososyal olgunlaşma ile başlayan, bireyin bağımsızlığını ve sosyal üretkenliğini kazandığı kronolojik bir dönemdir.
Adolesanlığın en sık kullanılan kronolojik tanımı 10- 18 yaşları arasıdır, ancak bazı kaynaklarda 9 ila 26 yıllık bir süreyi de içerebilir. Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) tarafından 10 -19 yaş grubu “Adolesan” yaş grubu olarak, 15 -24 yaş grubu ise “Genç” grubu olarak nitelendirilmektedir. Adolesan ve gençlik dönemlerine ait yaşların kesişmesi nedeniyle de 10 -24 yaş grubu “Genç İnsanlar” olarak isimlendirilir.
Adolesan Gelişiminin Aşamaları
10 ila 25 yaşları arasında muazzam gelişimsel farklılıklar vardır ve bu nedenle “adolesanlık/adolesan dönem” genellikle alt aşamalara ayrılır. Adolesan dönemi psikososyal gelişim açısından, erken, orta ve geç adolesan dönemi olmak üzere üç bölümde ele alınır.
Erken Adolesan (yaklaşık 11 –13 yaş)
Adolesanlığa başlama yaşı ortalama 11'dir. Elbette 11 yaşından önce adolesanlık yaşayan gençler ve 11 yaşından sonra geçiş yapan birçok genç vardır. Kültürel bir perspektiften bakıldığında, 10 yaşındaki bir çocuk genellikle ilkokul ortamına sıkı sıkıya bağlıyken, 11 yaşındaki bir çocuk, artan özgürlük isteği ile birlikte adolesanlık faaliyetlerine daha yakındır. Erken adolesanlığın sonu 13 yaşındır.
Orta Adolesan (yaklaşık 14 -17 yaş)
Hem güncel hem de tarihsel olarak önerilen tüm adolesanlık tanımları, eğitim sistemindeki lise yılları olan 14- 17 yaşlarını içerir. Bir lise öğrencisinin yaşadığı deneyim, kültür, beklentiler, maruziyetler ve fırsatlar bir ortaokul öğrencisi veya lise mezunu olan bir kişininkinden niteliksel olarak farklıdır. Buna göre, Hastalık Kontrol ve Koruma Merkezi (CDC), adolesan sağlığı göstergelerinde lise yani 9- 12. sınıfları arasını kullanır.
Geç Adolesan (yaklaşık 18 -21 yaş)
“Adolesanlık” geçişinin son aşaması olan geç adolesan döneminin başlangıç yaşı, uluslararası olarak 18 yaş olarak kabul edilir. Çoğu kültürde, 18 yaşına ulaşmak yasal özerklik, artan sosyal ve ekonomik bağımsızlık beklentisi anlamına gelir. 18 yaş ayrıca lise öğretiminden mezun olmaya, bu da üniversite eğitimi ile çocukluktan sosyal olgunluğa geçişin göstergesidir.