Çevre ve Stres

Çevre, canlının ilişkide olduğu ögeleri içeren ortamın bütününü ifade eder. Büyük (makro) çevre, canlının yaşadığı bölgeye ait fiziksel ve kontrol edilemeyen iklimsel şartları tanımlar. Mikro çevre ise, yetiştiricilik terminolojisinde, hayvan yetiştirmek için oluşturulan, sınırları belirli, kontrol altında tutulabilen fiziksel (yapı elemanları, ekipmanlar, durak, tünek, suluk gibi), sosyal (barınak personeli, sağımcılar, diğer hayvanlar) ve özelde klimatik (sıcaklık, nem, hava akımı gibi) faktörleri kapsar.

Hem makro, hem de mikroklima, hayvanların çevreye uyumu bakımından önemli faktörlerdir.

Çiftlik hayvanlarından, dünyanın her yerinde, birbirinden çok farklı çevre şartlarında, sağlıklı bir şekilde yaşaması, döl vermesi ve et, süt, yumurta gibi, eşsiz hayvansal ürünleri üretmesi beklenir.

Hayvanların ekstansif veya entansif üretim kararını, en çok ekonomik durum ve mevcut şartlar belirler. Entansif şartlarda, barınak içindeki her faktör, hayvanın ihtiyacına göre ayarlanırken, ekstansif şartlarda yapılacak hayvancılıkta, hayvanın türü, ırkı ve doğal şartlara uyumu göz önüne alınır. Yani, doğal çevrede en sağlıklı şekilde yaşayabilecek, en iyi uyumu gösterecek ve üretim yapabilecek hayvanlar seçilir.

Teknik ve ilmi bir hayvancılık için, çevrenin hayvan üzerindeki etkilerini bilmek ve ona göre karar almak lazımdır. Bu kararlar, çevrenin modifiye edilmesi (sundurma, duş, gölgelik, yemin bileşimini düzenlemek gibi) veya en etkili olanı ise, mevcut çevreye en uygun, en uyumlu hayvanlar ile üretim yapmayı gerektirir.

Hormonel ve sinirsel sistemler, hayvanların, değişen çevre şartlarına uyumunu sağlar.Bir bölgede yüzyıllardır yaşamaya uyum sağlamış yabani hayvanlar, uyum yeteneklerinin üstünlüğü ile üremeye devam eder ve bölgenin şartları açlık, kuraklık, salgın hastalık ve diğer etkenlere karşı yüksek bir direnç gösterirler.

Ancak, verim yüksekliğine göre seçilmiş (seleksiyon yapılmış), yüksek verimli hayvanlarda, çevreye uyum, hastalıklara direnç, kötü şartlarda hayatta kalabilme ve üreme özellikleri zayıflamıştır. Kültüre alınmış olarak ifade ettiğimiz bu hayvanlar, insan eli altında, doğal uyum güçlerini kaybetmiş, verimleri arttıkça daha da hassaslaşmışlardır.

Yetiştirici, verimi için barındırılan çiftlik hayvanları için, mümkün ve ekonomik olabilecek en ideal çevre şartlarını hazırlamak durumundadır.

Her türlü stres etkeni, hayvanlarda fizyolojik fonksiyonların ve davranışların değişmesine sebep olabilir. Vücuda ait tüm parametreler (solunum, nabız, kan glikozu, tansiyon, kortizol salınımı gibi) stresörler tarafından az veya çok değişir. Eğer stresör etki tolere edilebilir düzeyde ve kısa süreli ise, hayvanlar, stres etkisi geçtikten sonra normal hayatlarına devam eder. Kısa süreli stres tepkileri, vücudun düzenleyici mekanizmaları tarafından, kontrol altına alınır. Stresörlerin etkisi şiddetli veya uzun süreli ise, hayvan bunu tolere edemeyebilir ve bireysel veya kitlesel ölümler ile sonuçlanabilir.

Hayvanların sağlıklı yaşaması, verimliliğin yüksek olması ve sürekliliğinin sağlanması çevre şartlarının ihtiyaçlarına göre uyarlanması, barınakların türe ve ırka, verimine göre düzenlenmesi ve stres kaynaklarından uzak tutularak barındırılması ile çiftlikten çatala sağlıklı ve kazançlı ürün elde edilmesi mümkün olmaktadır.