Organik Hayvancılık

Aşırı üretim amacıyla yoğun girdi kullanımı toprak ve su kaynaklarının kirlenmesine neden olmuştur. Mevcut hayvanlardan daha fazla ürün elde etmek amacıyla kullanılan kimyasallar insan sağlığını olumsuz yönde etkilemeye başlamıştır. Bu şekilde hem ekolojik denge hem de faklı canlı türlerinin neslinin ortadan kalkma sorunu ortaya çıkmıştır. Bu olumsuz durum nedeniyle dünya üzerinde birçok ülkede doğaya zarar vermeden, insan ve hayvan sağlığını tehlikeye sokmayan üretim şekli olan organik hayvancılık ortaya çıkmıştır.

Konvansiyonel üretim daha fazla hayvan ve daha fazla girdi ile en yüksek verimi amaçlayan bir üretim şekli iken organik üretim ise hayvan sayısının az olduğu, uygun besleme ve barınak koşullarında, buna uygum üretim ve pazarlama yöntemi ile kaliteli ürün elde edip yüksek fiyata ulaşabilen bir üretim sistemidir.

Organik tarım fikri önce 1910 yılında İngiltere’de gündeme gelmiş, 1972’de Almanya’da Uluslararası Organik Tarım Hareketleri Federasyonu kurulmuş ve 1990’dan itibaren özellikle Avrupa ülkelerinde yaygınlaşmaya başlamıştır.

Organik hayvancılıkta ABD, Kanada, Arjantin, İngiltere, Fransa, Avusturya, Avustralya, Yeni Zelanda, Danimarka ve Almanya ilk sıralarda yer almaktadır.

Türkiye’de organik tarımı ivmelendiren en önemli faktör kayısı, üzüm, incir, fındık ve pamuğa olan dış alım taleplerinin artmasıdır. Organik hayvancılık ise 2000'li yıllardan sonra gelişmeye başlamıştır. 2017 yılı organik tarım istatistiklerine göre, 214 üründe, 75.067 üretici tarafından, 543.033 ha alandan 2.406. 606 tonluk bir üretim gerçekleştirilmiştir.

Organik sığır yetiştiriciliğinde kullanılacak hayvanların adaptasyon kabiliyetlerinin yüksek olması gerekmektedir. Türkiye'de değişik coğrafi bölgelere adapte olmuş yerli sığır ırklarımızın verimleri düşük olmakla birlikte bulunduğu bölgeye oldukça iyi adapte olmuşlardır. Eğer bu hayvan varlığımızı organik hayvancılıkta kullanırsak düşük verimi daha avantajlı bir duruma çevirebiliriz.

Organik yetiştiricilikte hayvanların meralara ulaşımı sağlanmalıdır. Bu meralarda otlatma kapasitesi tespit edilirken 170 kg/N/ha/yıl’ı aşmayacak sayıda belirlenmektedir.

Organik sığır yetiştiriciliğinde barınak içerisinde hayvan başına düşen alanın %75’i kadar da barınak dışında gezinti alanı sağlanmalıdır.

Organik yetiştiricilikte hayvanlara verilecek rasyonda; yem katkı maddeleri ve genetiği değiştirilmiş organizmalar kullanılmaz. Ayrıca antibiyotik ve hormon kullanımı da yasaklanmıştır. Ancak mevzuatta belirtilen organik olmayan bitkisel, hayvansal ve mineral maddeler ve vitaminler kullanılabilir.

Organik hayvan yetiştiriciliğinde hayvanların bağlı tutulmazlar. Sadece güvenlikleri açısından kısa bir süreliğine bağlanmalarına izin verilebilmektedir.

Ekolojik yetiştiricilikte hastalığın tedavisinden ziyade koruyucu hekimlik daha önemlidir. Eğer tüm çabalara rağmen hayvanlar hastalanırsa özel bir bölmeye alınarak tedaviye alınmalıdır.

Organik hayvan yetiştiriciliğinde nakil aşamasında sakinleştirici ilaç verilmesi, yükleme ve boşaltmada elektriksel uyarıcı alet kullanımı yasaktır. Kara yoluyla yapılacak nakillerde 8 saatte bir yemleme, sulama ve dinlendirme için mola verilmesi gerekir. Konvansiyonel ve organik yöntemlerle elde edilen hayvan materyalinin ayrı kesimhanelerde kesilmesi gereklidir.

Türkiye'de Doğu Anadolu ve Güney Doğu Anadolu Bölgesi başta olmak üzere sanayileşme nedeniyle fazla kirlenmemiş bölgeler organik koyun yetiştiriciliği açısından oldukça önem taşımaktadır.

Koyun ve keçileri için asgari ağıl içi alan gereksinimleri erginler için 1.5 m², oğlak ve kuzular için 0.35 m²'dir. Bu rakamlar açık alanda erginler için 2.5 m²'ye, kuzu ve oğlaklar için 0.5 m²'ye çıkar.

Hayvan refahı konusundaki gelişmeler tavukçulukta hâlen uygulanmakta olan tüm yetiştirme sistemlerine düzenleme getirmektedir.

Organik etlik piliç yetiştiriciliği, organik yumurta üretimine göre daha az yaygındır. Organik piliç eti ve yumurta üretiminin geleneksel üretimden başlıca farklılıkları kullanılan barınak tipi, hayvanların sevk ve idaresi, besleme, ilaç ve tedavi üzerinde yoğunlaşmıştır.

Organik piliç eti üretiminde kullanılacak civcivler 3 günlük yaştan büyük olmamalıdır. Organik etlik piliçler 6 haftalık yaşa kadar konvansiyonel sistemde olduğu gibi kapalı kümeslerde yetiştirilirler. Daha sonra otlatma alanına çıkartılırlar ve 12 haftalık yaşa kadar büyütülürler.

Organik tavuk yetiştiriciliğinde gaga kesimi yasaktır. Bu nedenle gaga kesimi yapılmamış organik koşullarda yetiştirilen tavuklarda tüy çekme ve kanibalizim gibi kötü huylu davranışlar ortaya çıkmaktadır.