Güdüleme

İçsel bir durum olarak ortaya çıkan ve davranışı belli bir amaca yönelten “güdü” kavramına, İngilizce de “motive” denilmektedir.Güdü (Motive) kavramından türetilen Güdüleme (Motivasyon) bir veya birden çok kişiyi, belirli bir amaç doğrultusunda devamlı harekete geçirmek için yapılan çabaların toplamıdır. Güdülemenin ihtiyaç, dürtü, güdü ve davranışı içeren geniş kapsamlı bir kavram olduğunun altını çizmek gerekir.İhtiyaç, bir organizmada fizyolojik ve psikolojik dengenin bozulmasından kaynaklı duyulan eksikliktir. Dürtü, İhtiyaçların karşılanmasına yönelik organizmada meydana gelen itici güçtür. Güdü, organizmanın ihtiyacını giderm ekamacı ile dürtüye yönelik harekete geçiren eğilim ve istektir.Davranış ise, İçsel ve dışsal uyaranlar ile ortaya çıkan bilinçli eylemlerdir.

Güdüleme, bir hedef durumun algılanması veya bir ödül beklentisi, bir faaliyetin yürütülmesi veya ulaşılacak bir sonucun varlığı yoluyla ortaya çıkar. Bu nedenle, organizmayı harekete geçiren teşvik ya kişinin içinden ya da dı kaynaktan gelmektedir.

Güdüleme konusunda yöneticilerin fayda sağlayacağı teoriler vardır. Teorilerin ortak amacı iş ortamında çalışanları güdüleyen faktörleri belirleyerek örgütsel pozitif çıktılar sağlayabilmektir. Güdüleme konusunda öne çıkan teoriler “Kapsam ve Süreç” Teorileri olmak üzere iki ana başlık altında sınıflandırılmıştır.

Kapsam teorileri insanların davranışlarına yönelik nasıl ve neden sorularını yöneltir ve bireyi davranışa sevk eden içsel unsurların üzerine odaklanır.

Enbilinen motivasyon teorisi, her insanın içinde beş ihtiyaçtan oluşan bir hiyerarşik örüntü olduğunu varsayan Abraham Maslow'un ihtiyaçlar hiyerarşisidir. Maslow’un beş ihtiyaç hiyerarşisi şöyledir; Fizyolojik,Emniyet - Güvenlik,Sosyal -Aidiyet,Saygınlık,Kendini Gerçekleştirme.Maslow, alt kademede yer alan ihtiyaçlar giderilmediği müddetçe üst kademedeki ihtiyaçların bireyi davranışa yönlendiremeyeceğini ve giderilmiş ihtiyacın kişiyi motive etme gücünün azalacağını öne sürmüştür.

Alderfer'in ERG Teorisi, Maslow’un ihtiyaçlar teorisinin sadeleştirilmiş olarak ortaya konulduğu bir teoridir. Benzer şekilde alt basamaktaki ihtiyaç giderilmeden üst basamağa geçil ememektedir. ERG İhtiyaç kategorisi üç sınıfa ayrılabilir.Var Olma İhtiyacı (Existance),İlişki Kurma İhtiyacı (Relatedness),Gelişme İhtiyacı (Growth).

Herzberg’in Çift Faktör Teorisi, bireyin işe karşı tutumun unbaşarıyı veya başarısızlığı belirleyebileceğine inanarak, "insanlar işlerinden ne isterler?" sorusu üzerine odaklanmıştır. Motivasyon -Hijyen Teorisi olarak da adlandırılan bu teoride bireyleri iş yerinden mutsuz kılan ve işten ayrılmalarına sebep olabilen dışsal faktörler “hijyen faktörler”, işlerine bağlayan ve çalışmaya heveslendiren, tatmin sağlayan içsel faktörlere ise “motivasyonel faktörler” olarak adlandırmıştır.

McClelland’ın Başarma ihtiyacı Teorisi, “başarılı olmak “insanın en büyük ihtiyacıdır, özüne dayanmaktadır. Dolayısı ile insanları güdülemek başarı ihtiyacının sağlanması ile mümkün olmaktadır. McClelland ,üç önemli faktör üzerinde durmuştur. Başarma ihtiyacı, bir dizi standartla ilişki içinde başarılı olmak için üstün olma dürtüsüdür. Güç kazanma ihtiyacı, güç elde etme dürtüsüdür. Birlikte olma ihtiyacı, arkadaşça ve yakın kişiler arası ilişki arzusudur.

Süreç Teorileri, Kapsam Teorilerinin aksine güdülemeye dair dışsal faktörler üzerine odaklanmaktadır. Süreç Teorileri kapsamında öne çıkan teoriler; Eşitlik Teorisi, Beklenti Teorisi ve Pekiştirm e Teorisi'dir.

Adam s'ın Eşitlik Teorisinin özü ,çalışma yaşamında kişilerin kendilerine "eşit davranılması "beklentisine dayanmaktadır. Çalışanlar, organizasyonda kendileri ile benzer şekilde yer alan diğer kişilerle sosyal karşılaştırmalar yaparlar. Kişilerin kendilerine eşit davranıldığı algısı güdüleyici unsur olarak öne çıkmaktadır.

Vroom’un Beklenti (ümit) Teorisinin temel dayanağı, bireylerin düşünen ve akıl yürüten varlıklar olduğudur. Bireyler davranışları üzerinde seçim yaparlar. Bu teoride yer alan bir başka varsayıma göre de her birey diğerinde farklı arzulara, ihtiyaçlara ve amaçlara sahiptir. Dolayısıyla insanlar arzu duydukları ödüllere yönelik olarak davranış gösterirler. Şayet ödül arzulanmıyorsa birey herhangi bir davranışta bulunmaz. Vroom’ un ortaya koyduğu modeldeki kavramlar şöyledir: Beklenti, bireyin çok çalıştığında yüksek performans sağlayacağına olan inancı olarak ifade edilebilir. Araçsallık, ise arzu edilen ödül veya diğer pozitif çıktıların belirli bir performans ile geleceğine dair bireyin inancını ifade etmektedir. Arzulama, valens olarak da ifade edilmektedir ve bireyin ödüle veya pozitif çıktılara verdiği değeri işaret etmektedir.

Skinner’ın Pekiştirme Teorisi, pekiştirilen davranışın tekrarlanma eğiliminde olduğu ( güçlendirildiği ); pekiştirilmeyen davranış sönme eğiliminde olduğuna dayanmaktadır.Skinner, davranışı takip edebilecek üç tür yanıt veya diğer ifade ile "operant "tanımlamıştır.Nötr operantlar: Bir davranışın tekrarlanma olasılığını ne artıran ne de azaltan, çevreden gelen tepkilerdir.Pekiştireçler: Bir davranışın tekrarlanma olasılığını artıran çevreden gelen tepkilerdir. Olumlu pekiştirmede bireyin davranışının tekrarlanması için teşvik edici araçlar kullanılır. Olumsuz pekiştirme ise bir bireyin istenmeyen davranışı tekrarlamaması için ortaya konulur. Cezalandırıcılar: Bir davranışın tekrarlanma olasılığını zayıflatan veya tamamen ortadan kaldıran çevreden gelen tepkilerdir.

Her çalışanı işini en iyi biçimde yapmaya güdüleyen bir dizi ve kişiden kişiye değişen faktör vardır. Güdüleme konusunda yöneticilerin başarısı, astların ekonomik, sosyal ve psikolojik unsurlarını iyi gözlemleyerek ve kavrayarak ortaya koymalarına bağlıdır. Bireyleri güdülemek için yöneticilerin kullanacağı bazı özendirici araçlar vardır. Bunlardan bazıları şöyledir; Kazanç (maaş, ücret, prim, promosyon, vb.),güvenlik (emeklilik,sağlık sigortası, hayat sigortası vb.),terfi imkanları, cazip iş ve iyi çalışma koşulları, statü, kişisel yetki ve güç kazanma, özel yaşama ve kişilik haklarına saygı, takdir edilme, kararlara katılım, adaletli ve adil yönetim, amaç birliği, iş güvenliği, çift yönlü doğru iletişim, başarının ödüllendirimesi, sosyal aktiviteler, cezadan ziyade olumlu pekiştireçlerin kullanılması, esnek çalışma imkanı.