Neo-Klasik Yönetim Yaklaşımları

Neo-klasik yaklaşımın özünde insan faktörünü en iyi şekilde anlama ve örgütsel süreçlerde insan becerilerinden en üst düzeyde faydalanma düşüncesi egemendir. Ayrıca bu yaklaşım, örgüt ve insan arasındaki mevcut ilişkilerin doğasını keşfederek yöneticinin insan unsurunu daha verimli kullanması ve yönetsel süreçlerde daha yüksek performans sağlamasına olanak tanımıştır. Neo-klasik yönetim düşüncesi, özü itibarıyla dayandığı klasik yaklaşımların katı uygulama ve tutumlarını örgüt odaklı perspektiften insan odaklı yöne doğru taşımış ve böylece klasik yaklaşım ile insan odaklı düşünceyi harmanlama işlevini üstlenen yeni bir yaklaşım üretmiştir.

Neo-klasik yönetim düşüncesi;

1) bireysel farklılıklara,

2) insani bütünselliğe,

3) insan davranışlarının nedenselliğine,

4) insanın üretim faktörleri bakımından farklı oluşuna,

5) örgütsel yapının sosyal bir sistem oluşuna,

6) insan ve örgütün birbirinin temelini oluşturduğu bakış açılarına dayanmaktadır.

Elton Mayo ve Hawthorne Araştırmaları

Hawthorne araştırmaları, klasik görüşleri temelden etkileyen ilginç sonuçlar ortaya çıkarmıştır. Bunlar:

“1. Örgütte olan birçok şeyin yazılı belgelerde yer almaz.”,

“2. Fiziksel olmayan parametrelerin çalışanlar üzerinde, fiziksel olan değişkenlerden daha etkilidir. Örneğin, personelin moral ve motivasyonu bakımından çalışma ortamındaki ışık ve rengin pozitif etkilere neden olabilir.”,

“3. Ekonomik ödüller kadar ekonomik olmayan ödüller de işgörenlerin mutluluk ve motivasyonu bakımından oldukça önemlidir. Dolayısıyla klasik görüşlerin aksine çalışanlar yalnızca paran ile motive olan ve ekonomik davranan insanlar değildir.”

“4. İşbölümü ve uzmanlık her şartta verimi arttırmaz; aksine, tekdüze görevleri yerine getiren çalışanlarda verim düşebilmektedir.”

“5. Çalışan örgütün yalnızca bir kişisi değil, aynı zamanda örgütün doğal bir üyesi olarak birtakım davranışlar sergilemektedir.”

Hawthorne araştırmalarının yanında bu alanda gerçekleştirilen en önemli araştırmalar “K.Lewin Liderlik Araştırması, Yankee City Araştırması, Harwood İmalat İşletmesi Araştırması, Tavistock Enstitüsü Araştırmaları”dır. Yönetimde neo-klasik yaklaşımların anahatları “D.McGregor’un X ve Y kuramları”, “G.V. Homans insan grubu yaklaşımı”, “C.Argyris Olgunlaşma kuramı”, “R. Likert Yönetim Sistemleri Yaklaşımı” ve “Kurt Lewin Güç Alanı Analizi” yaklaşımları üzerinden gelişmiştir.

Douglas Mc Gregor’un X ve Y Teorisi

D. Mc Gregor'a göre, X teorisi kapsamındaki yöneticiler baskıcı ve insandan uzak tutumlara sahipken; Y teorisine uygun davranan yöneticiler ise insana karşı ılımlı ve demokratik davranışlar sergilemektedirler.

W. Ouchi’nin Z Teorisi

Ouchi yaptığı incelemeler sonucunda Japon firmalarının genel olarak iki ülkede de başarılı olduğunu görmüş ve başarıyı getiren etmenlerin başında örgüt kültürü ve yönetim anlayışları olduğunu belirtmiştir. Ouchi, yaptığı araştırmalar sonucu Amerikan firmalarının yönetim uygulamalarına A tipi, Japon firmalarının yönetim uygulamalarına ise J tipi tanımlaması getirmiştir.

Maslow’un İnsan Davranışları Teorisi

Maslow, insan davranışları üç kısımda incelenmektedir. Bunlar:

1. İnsanlar istek ve arzulara sahiptir. Bu istekler git gide şiddetlenir. İstekler, kişinin sahip olduğu çeşitli özellikler bakımından değişkenlik gösterir. İnsan ihtiyaçları karşılanınca başka ihtiyaçlarla yer değiştirir. Yaklaşım gereği bu süreç sonsuzdur. 2. Bir ihtiyaç karşılandığında teşvik edici bir yönü kalmaz. Sadece tatmin edilemeyen ihtiyaçların davranışlar açısından teşvik ediciliği mümkündür. 3. İnsanın sahip olduğu ihtiyaçların hiyerarşik açıdan derecelendirilmesi mümkündür.

Maslow’un İnsan İhtiyaçları Hiyerarşisi Teorisi

İhtiyaçlardan oluşan bu hiyerarşi beş basamaktan oluşmuştur:

1) Fizyolojik ihtiyaçlar: Yemek, içmek, hayatı devam ettirmek, barınmak, uyumak gibi.

2) Güvenlik ihtiyaçları: Kişinin güvende hissetmesi ve korunmasına ilişkindir.

3) Sosyal ihtiyaçlar: Gruba mensup olma, kabul edilme, ait olma, dostluk ve çevresini etkileme vb.

4) Takdir ve saygı ihtiyacı: Tanınma ve prestij kazanma, kendine güven duyma, başarma, rekabet edebilme, bilgili olma, bağımsız olma, statü ihtiyacı, farkına varılma, takdir edilme.

5) Kendini gerçekleştirme ihtiyacı: Sahip olunan potansiyeli gerçekleştirme, yaratıcılık. İhtiyaçlar hiyerarşisinin zirvesinde, benliğini idrak etme veya gerçekleştirme ihtiyacı vardır. Bu ihtiyaçlar ferdin potansiyelini fark etmesi, bir işi kendi başına yapabilmesi, yaratıcılık odaklı olarak kendini sürekli bir gelişim güdüsünde hissetmesine yönelik ihtiyaçlardır.

Neo-Klasik Yaklaşımların Değerlendirilmesi

Klasik yönetim düşüncesinin insana karşı sert ve otoriteci tutumlarına karşın; neo-klasik (insan ilişkileri) yaklaşımının özünde barındırdığı insanı yücelten, demokratik ve katılımcı yönleri sebebiyle önemli katkılar ürettiği ifade edilebilir. İnsan ilişkileri yaklaşımı, klasik yönetim düşüncesinin ilgilenmediği grup davranışı, liderlik, iş tatmini, moral ve motivasyon gibi konulara odaklanmıştır. Bu yönüyle yönetim düşüncesini zenginleştirerek biçimsel olmayan örgütleri incelemiş ve klasiklerin hayati bir eksikliğini ortaya çıkarmıştır. Örgütte insan ilişkileri yaklaşımının; yönetimde insan unsuruna odaklanması, örgütlerde grupların oluşumu ve yönetim üzerindeki etkilerinin değerlendirilmesine yönelik ortamın hazırlanması, birçok şeyin yanında çağdaş davranışsal yaklaşımların ana esaslarını belirlemesi bakımından yönetim biliminin gelişimine yönelik değerli katkılar sunmuştur.