Klasik Yönetim Yaklaşımları

Klasik yönetim teorisi üç farklı yaklaşım üzerinden incelenmektedir. Bunlar sırasıyla; Frederick Winslow Taylor’un öncülüğündeki bilimsel yönetim, Henri Fayol’un yönetim süreci ve son olarak Max Weber’in bürokrasi yaklaşımıdır.

1. Bilimsel Yönetim Yaklaşımı (F. W. Taylor)

Yönetim olgusunun bilimsel olarak ele alınması ile yönetim, yönetici, yönetim fonksiyonları ve örgüt kuramlarının anlamı ve öneminin açıklanmasına çaba harcanmış ve bunun sonucunda da klasik, geleneksel ya da bilimsel yaklaşım adı verilen öğretiler ortaya çıkmıştır.

Taylor, verim sağlama problemine odaklanmıştır. Bu amaçla çalışmaları boyunca gerçekleştirdiği incelemelerini, “Atölye İşletmesi” ve “Bilimsel İşletme İlkesi” isimli çalışmalarında bir araya getirmiştir.

Taylor’un kötü yönetim ve özellikle israfa yönelik gözlemleri şunlardır:

  1. İş yönetiminde düzensiz bir çalışma ortamı olduğu,
  2. Çalışanlar arasında işten kaçma, istenilen düzeyde çalışmama ve tembellik yapma yönelimi olduğu,
  3. İşçilerin, standart bir iş yapısı üzerinden çalışmak yerine kendi istedikleri usulde işi yerine getirme eğiliminde oldukları,
  4. İşçilerin, işe alınmasında ve uygun işe yönlendirilmesinde ehliyet, yetenek ve kapasitenin dikkate alınmadığı,
  5. Yönetimin, işlerin tamamlanmasında standart süreleri tayin etme ve yönetimin yapması gereken birtakım yükümlülüklerinin işçiler tarafından yerine getirilmekte olmasıdır.

Bilimsel Yönetim Yaklaşımının Diğer Öncüleri

Frank ve Lillian Gilbreth, Henry Gantt, Harrington Emerson, Morris L. Cooke, James Watt-Matthew Boulton ve Thomas Woodrow Wilson'dur.

2. Yönetim Süreci Yaklaşımı

Fayol örgütsel faaliyetleri “teknik faaliyetler”, “ticari faaliyetler”, “finansal faaliyetler”, “muhasebe faaliyetleri”, “güvenlik faaliyetleri” ve “yönetim faaliyetleri” olarak ifade etmiştir.

Fayol yönetim faaliyetleri sürecini; planlama, örgütlenme, yöneltme, koordinasyon ve denetlemeden oluşan bir süreç olarak tanımlayan ilk bilim insanıdır. Fayol’a göre yöneticilerin başarısı bu süreçlerin etkili ve verimli şekilde gerçekleştirilmesine bağlıdır.

3. Bürokrasi Yaklaşımı

M. Weber’in yönetim bilimine en büyük katkısı, “geleneksel yetki”, “rasyonel (yasal) yetki” ve “karizmatik yetki” olmak üzere üç tip yetkiyi tanımlamış olmasıdır. Geleneksel yetki, mutlak itaati bekleyen davranışları öngörür. Rasyonel yetki, mantığa, demokratik esaslara ve amaç-araç dengesine dayalıdır. Karizmatik yetki ise, büyük liderlere has kişisel ve hatta manyetik denebilecek kuvvetleri kapsar. M. Weber ideal yönetim biçimini rasyonel yetkiye dayandırarak bürokrasi modeli ile açıklamıştır.

Klasik Yönetim Yaklaşımın Değerlendirilmesi

Klasikler büyük ölçüde örgüte ağırlık vermiş ve insan unsurunu ikinci plana itmişlerdir. Bu tutumları sebebiyle, klasikler sert eleştirilere uğramış ve insansız örgüt kuramcıları (teorisyen) olarak suçlanmışlardır. Yapılan bütün eleştiri ve suçlamalara rağmen klasikler, yönetimin bilimsel olarak ele alınması ilke ve fonksiyonlarının belirtilmesi ve yöneticiliğin bir meslek hâline gelmesinde çok önemli rol oynamışlardır.