Engelli Yoksulluğu
Engelli Kavramı
Engellilerin yaşadıkları en büyük sorunlardan biri yoksulluktur. Kırılgan, savunmasız ve örselenebilir nitelikte olmalarından dolayı engellilerde yoksulluk, kendi özel durumları, uygulanan devlet politikaları ve karşılaştıkları toplumsal engellerden dolayı büyük ve aşılması zor bir sorundur.
Bir milyar insanı temsil eden küresel nüfusun % 15'inin bir tür engellilik ile yaşadığı tahmin edilmektedir. Birleşmiş Milletlerin verilerine göre, her yirmi kişiden biri engellidir.
Engelli kişiler, yoksullaşma ya da var olan yoksulluğun daha derinleşmesi riskine, toplumun diğer kesimlerine kıyasla daha büyük oranda maruz kalmaktadırlar.
Engellilik kavramı karmaşık ve tartışmalı bir kavramdır.2005 tarihinde Resmi Gazetede yayınlanan 5378 sayılı Engelliler ve Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun’da, “Engelli” : Doğuştan veya sonradan herhangi bir nedenle bedensel, zihinsel, ruhsal, duyusal ve sosyal yeteneklerini çeşitli derecelerde kaybetmesi nedeniyle toplumsal yaşama uyum sağlama ve günlük gereksinimlerini karşılama güçlükleri olan ve korunma, bakım, rehabilitasyon, danışmanlık ve destek hizmetlerine ihtiyaç duyan kişi” olarak tanımlanmıştır.
Yasal Boyutta Engellilik: Dünyada
Birleşmiş Milletler, ciddi çalışmalar yaparak uluslararası politikalarda engellilik konusunda bilincin artırılmasına yardımcı olmuştur. II. Dünya Savaşı’nın ardından engelli bireylerin sosyal bir varlık olarak vatandaşlık hakları eskiye nazaran daha çok dikkate alınmaya başlanmıştır. Bu noktada engelli bireylerin toplumdaki diğer bireyler gibi her türlü sosyal, ekonomik ve kültürel bağlamda vatandaşlık hakkına sahip oldukları varsayılmıştır.
Finkelstein (2001) toplumun rekabetçi piyasa temeli üzerine kurulduğunu ve dolayısıyla asıl engelin bu sosyal sistem olduğunu belirtmiştir. Bu nedenle engelli insanların bu sosyal sistemde cezaevi hayatı yaşamak zorunda kaldıklarını ifade etmiştir.
Yasal Boyutta Engellilik: Türkiye'de
Engelli bireylerin temel hak ve hürriyetlerinin en belirleyici unsurlarından biri olan 5378 sayılı Özürlüler Kanunu 2005 yılında kabul edilmiştir. 2013 yılında başlatılan “Engellilerin Haklarına İlişkin Sözleşme’nin Türkiye’de Uygulanması ve İzlenmesinin Desteklenmesi Projesi” “BM Engellilerin Haklarına İlişkin Sözleşmesi” (BMEHİS)’nin hükümlerinin yerine getirilmesiyle engelli haklarındaki ilerlemenin ortaya konabilmesine fırsat sağlayacak çok önemli bir girişimdir.
Yoksulluk ve Engellilik İlişkisi
Yoksulluk engelliliğin hem nedeni hem de sonucudur. Yoksulluk ve engellilik birbirini pekiştirerek, savunmasızlığı ve dışlanmayı destekler.
Yetersiz beslenme, tehlikeli çalışma ve yaşam koşulları, aşılama programlarına sınırlı erişim, yetersiz sağlık bakımı, kötü hijyen, kötü sanitasyon, engellilik nedenlerine ilişkin sınırlı bilgi, savaş ve çatışma ile doğal afetler tek başına ya da kombinasyon halinde engelliliğe neden olabilir.
Türkiye'de Engellilere Verilen Ekonomik Yardımlar
Engelli kişilere maddi olarak sağlanan olanakları genel olarak 3 başlık altında toplamak mümkündür. Engelli bireyin bu devlet yardımlarından yararlanabilmesinin ön koşulu ise “muhtaç olma” durumudur. Buna göre;
- Evde Bakım Ücreti
- Engelli Aylığı
- Muhtaç Aylığı bu olanaklar arasındadır.
Ayrıca Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışmayı Teşvik Fonu’nun engellilere özel sosyal yardım programları ve diğer tüm muhtaçları kapsayan sosyal yardım programları bulunmaktadır.
Engellilerin yoksulluğun üstesinden gelmelerinde üç temel nokta tartışılmaktadır:
- fırsat
- güçlendirme
- güvenlik
Engellilerin çalışma yaşamına katılmalarına, emek piyasası içerisinde engelli olmayanlarla birlikte yer almalarına, temel hizmetlere erişimlerinin sağlanmasına, günlük yaşamlarında tüm toplumsal mekânlarda bulunmaları için birtakım önlemlerin alınmasına ihtiyaç vardır. Bunun için de temelde yoksulluğun ve açlığın azaltılmasına yönelik faaliyetlere engelli kişilerin de dahil edilmeleri gerekmektedir.