Kültür ve Kentsel Kimlik

Kent tarihi çalışmaları göstermiştir ki, insanlığın tarih boyunca kurduğu medeniyetlerde kentler hep kritik önemde rol oynamıştır.

Kültür; toplumun üyesi olarak insanın kazanmış olduğu bilgiler, inançlar, sanat, ahlak, hukuk, gelenek ve göreneklerle diğer yetenek ve alışkanlıklarla bunları uygulamaya koyma yol, yöntem ve teknolojilerini de içeren karmaşık bütündür.

Kent kültürü, bir kentte tarih boyunca üretilen, biriktirilen ve kente sahip olduğu kimliği veren her türlü doğal ya da beşerî mirastır.

Kent kültürü anlayışı, kalıcı tarihî ve kültürel ögeleri ve bu ögelerin korunmasını, değerlendirilmesini ve geliştirilmesini de içerir.

Kentlileşme, bireylerin kentlere özgü tavır ve davranış biçimlerini, sosyal ve tinsel değer yargılarını benimsemesidir.

Kentlilik bilinci ise, bireylerin kentte yaşadıklarını ve kentli olduklarını bilmeleri ve bundan dolayı kente özgü tutum ve tavırları benimseyerek, bunları uygulamaları gerektiğinin farkında olmalarıdır.

Kimlik, canlılar ve nesnelerde ayırt edici farklılığı yaratan özelliklerdir.

Kimlik; bir kuruma, topluluğa, gruba ya da bir kültüre aidiyet olmayı, bu aidiyetin ve söz konusu kimliği bir arada tutan bazı değerlerin paylaşıldığının farkında olmayı gerektirir.

Kent kimliği; kent imajını etkileyen; her kentte farklı ölçek ve yorumlarla kendine özgü nitelikler taşıyan; fiziksel, kültürel, sosyoekonomik, tarihsel, çevresel faktörlerle şekillenen; sürekli gelişen ve sürdürülebilir bir nitelik taşıyan, geçmişten geleceğe uzanan büyük bir sürecin ortaya çıkarttığı bütünlüktür.

Marka ve kimlik, birbiriyle ilişkili kavramlardır. Markanın en önemli özelliği, gerçekten var olan ve sürdürülmekte olan, ama yaygın olarak bilinmeyen, benzer diğerlerinden ayrıştırıcı bir başarı ya da özellik hakkındaki farkındalığı artırmasıdır. Kent kimliği ise, bir kenti diğer kentlerden ayıran özelliğidir.

Bunun yanı sıra, kent imajları da markalaşmada büyük rol oynar.

Kent markası, kent ile kente gelen ziyaretçi, tüccar ya da yatırımcı arasında duygusal bağ kuran, onların kente ilişkin görüşünü şekillendiren ve kenti diğer kentlerden ayıran bir pazarlama ögesidir.

Kentlerin pazarlanması, bir ülkenin küresel ekonomide yarışmacılık kapasitesini arttırmak açısından önemlidir. Kentler herhangi bir diğer mal gibi paketlenen, reklâmı yapılan ve pazarlanan bir meta olarak görülmekte ya da metaya dönüştürülmektedir.

Bu türden gelişmeler sonucu, kentler kentlilerin yaşam alanı olmaktan çıkmakta, rant uğruna kentlerin kimlikleri ve tarihi, kentlilerle birlikte sermaye odaklı projelere kurban edilmektedir.

Bu süreçte, yeni bir kimlik oluşturulmaya çalışılırken, kent eski kimliğinden ve tarihi, kültürel dokusundan koparılarak kimliksizleştirmekte ve kimlik erozyonuna uğratılmaktadır.