Kentleşme Süreci Ve Göç İlişkisi
Kentleşme , toplumsal yapılarda ortaya çıkan değişmelerin en net biçimde görüldüğü süreçtir.
Kentleşme; sanayileşmeye ve ekonomik gelişmeye bağlı olarak gerçekleşen nüfus hareketleri ve göç sonucu, kent sayısının artması ve bugünkü kentlerin nüfus ve alan olarak büyümesi şeklinde gerçekleşen bir süreçtir.
Kentleşme toplum yapısında örgütleşme, işbölümü ve uzmanlaşma yaratarak, insan davranış ve ilişkilerinde kentlere özgü değişikliklere (kentlileşmeye) neden olan nüfus birikimi sürecidir.
Kentleşmenin nedenleri; itici nedenler, çekici nedenler, iletici nedenler ve sosyo -psikolojik nedenler şeklide dört kategoride toplanabilir.
Kentleşme, gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelere göre farklılık gösterir. Son yıllarda dünyada yörekentleşme ya da banliyöleşme ve çok merkezli kentleşme yönünde gelişmeler yaşanmaktadır.
Göç, “genellikle yerleşmek amacıyla, bir yerleşim yerinden bir başka yerleşim yerine, bir ülkeden bir başka ülkeye gitme eylemi” şeklinde ifade edilmektedir.
Göç; toplumsal yapıda sosyal, kültürel, ekonomik ve politik açıdan önemli değişimleri ortaya çıkarmaktadır.
Geçmişten günümüze yaşanan göç hareketlerinin ana nedeninin ekonomik nedenler olduğu ileri sürülmektedir.
Az gelişmiş ülke kentlerinde nüfus artışını ve kentsel sorun olarak görülen diğer olguları besleyen kırsal göç , tarihsel olarak yirminci yüzyılın başında bu ülkelerde ortaya çıkan ekonomik ve toplumsal değişmeler sonucu hız kazanmıştır.
Göç türleri mekan, süre ve tercihe bağlı olarak; iç ve dış göç, isteğe bağlı ve zorunlu göç, devamlı ve mevsimlik göç kavramları çerçevesinde değerlendirilebilir.
Göç konusunda geliştirilen teorilere öncülük eden ve temel sağlayan ilk çalışma olarak Ravenstein’ın 19. yüzyıl sonlarında kaleme aldığı “Göç Kanunları” gösterilmektedir.
Ravenstein, 1881 yılındaki İngiliz nüfus sayımı verilerinden hareketle ortaya koyduğu eserde 7 temel göç kanunu belirlemiştir .
Göç olgusuna yönelik teoriler şu şekilde sıralanmaktadır : “Kesişen Fırsatlar Teorisi”, “İtme -Çekme Teorisi”, “Merkez Çevre Teorisi”, “Parekh’in Göç Teorisi Sınıflaması”, “Marxist Teori” ve “Ağ Teorisi.
İtme -Çekme Teorisi: Everett Lee tarafından geliştirilen bu yaklaşım oldukça yaygın bir biçimde kullanılmaktadır. Bu yaklaşıma göre göç hareketini dört temel unsur yönlendirmektedir. Bu dört unsur; yaşanmakta olunan alanla ilgili etkenler, göç edilmesi planlanan yerle ilgili faktörler, bireysel özellikler ve karşılaşılan engeller şeklinde ifade edilmektedir. Bireyler açısından itici ve çekici faktörlerin farklı etkilerinin olabileceğini dile getiren Lee; yaş, medeni durum, çocuk sahipliği, cinsiyet vb. etkenlerin bireylerin göç hareketine yönelme kararı almasında etkide bulunduğunu ileri sürmüştür.
Merkez Çevre Teorisi: Merkez ve çevre şeklinde ikili bir yapı halinde dünya genelindeki gelişmiş ve gelişmemiş ülkeleri ele alan bu teori Bağımlılık Okulu’nca geliştirilmiştir.
Parekh, göç teorisini ; ekonomik, kültürel ve etnik unsurları göz önünde bulundurarak geliştirmiş ve göç kavramını liberal, toplumcu ve etnik görüşler bağlamında tartışmıştır.
Ağ Teorisi: Bu teoriye göre; bir yere doğru gerçekleşen göç olgusunun devamlılığı, göç eden kesimlerin gittikleri yerlerde kurdukları ağların etkinliğine bağlıdır.