Yerleşim, Kentleşme, Endüstrileşme, Kapitalizm ve Sosyoloji

Bu ünitede insan yerleşimlerinin tarihi açısından çok önemli bir kırılma noktasını oluşturan ve bu anlamda insan yerleşimleri açısından gelinen en son aşamayı oluşturan modern sanayi kentinin ortaya çıktığı ortamsal koşullar ve sosyoloji disiplinin yanı sıra kent ve yerleşim sosyolojisi alanının ortaya çıkışı tartışılmıştır. Başka bir deyişle modern sanayi kentinin ortaya çıkışı ile sosyoloji ve kent sosyolojisinin ortaya çıkışı arasındaki ilişki açıklanmaya çalışılmıştır. Bir kez daha ifade etmek gerekir ki modern sanayi kenti, sanayileşme ve kapitalizmin çocuğudur. Bu bağlamda modern sanayi kenti, sanayileşme ve kapitalizm ile birlikte Batı Avrupa toplumlarında ortaya çıkmış olan çok özel koşulların bir sonucu ya da ürünüdür. Bundan dolayı insan toplumlarının yerleşim kentleşme sürecinin anlaşılması ve günümüzdeki yerleşim ve kentleşme ile ilgili sorunların anlaşılması da bir ölçüde modern sanayi kentinin ortaya çıkış koşullarının, başka bir deyişle, Batı Avrupa toplumlarında XIX. yüzyılda ortaya çıkmış olan endüstriyel kapitalizmin ortaya çıkış koşullarının anlaşılmasına bağlıdır.

Daha ayrıntılı olarak, bu derste kentleşme ve yerleşim sosyolojisinin tarihî geçmişi ve bugün geldiği aşama tartışılmıştır. Dolayısıyla birinci ünitede sosyoloji ile yerleşim ve kentleşme arasındaki ilişkiyi açıklayan ve büyük ölçüde modern endüstri kentleriyle özdeşleşen kent ve yerleşim sosyolojisi kavramları açıklanmıştır. Diğer ünitelerde insan yerleşimlerinin ortaya çıkışı ve tarihî geçmişi ele alınmıştır. Daha ileriki ünitelerde ise modern endüstri kentinin ortaya çıkışı ve gelişimi ele alınmıştır.

Modern endüstri kentlerinin ortaya çıkışı, gelişimi açısından modern endüstri kenti ile adeta özdeş olan kapitalizm ve kapitalist sınıf ilişkilerinin anlaşılması, büyük bir önem taşımaktadır. Bu anlamda modern endüstri kentinde önceleri son derece sert ve hatta kanlı bir ilişki biçimi olan işçi sınıfı ile burjuvazi arasındaki ilişkiler, giderek ılımlı ve karşılıklı ödünleşmeye dayanan bir ilişki biçimine dönüşmüştür. Daha önceleri sendikalarda ve daha çatışmacı bir mücadele biçimine sahip olan işçi sınıfı, daha sonraları sendikaların politik partilere dönüşmesiyle, parlamento zemininde ve yasal bir çerçevede sürdürülen bir ilişki biçimine sahip olmaya başlamıştır. Bu bağlamda parlamentoda burjuvazinin çıkarlarını temsil eden burjuva partileri ve işçi sınıfının çıkarlarını temsil eden işçi sınıfı partileri oluşmuş; bununla birlikte, işçi sınıfı ile burjuvazi arasındaki ilişkiler ya da mücadeleler sert sınıf çatışmalarından çok, görece daha yumuşak mücadelelere ve hatta uzlaşmalara dönüşmüştür. Bu bağlamda, Batı Avrupa toplumlarında ortaya çıkmış olan parlamenter demokrasinin, yukarıda bahsedilen işçi sınıfı ile burjuvazi arasındaki parlamento zemininde gerçekleşen mücadelelerle gelişim gösterdiği ve daha sağlam bir zemine oturduğu ifade edilebilir. Demokrasinin gelişmesi ile birlikte partiler, temsil delege sistemleri daha da gelişmiş, yasalar parlamentoda tartışılarak, zaman zaman çatışma ile zaman zaman uzlaşma ile oluşturulmuştur. Başka bir deyişle demokratik kurumların ve demokrasi kültürünün oluşması süreçleri; hep yukarıda değinilen, işçi sınıfı ile burjuvazi arasındaki mücadele biçiminin, çatışmacı bir formdan görece uzlaşmacı bir forma dönüşmesi ile mümkün olabilmiştir. Kapitalizmin gelişmesi ve dönüşmesi ile birlikte kentler; demokrasi ve demokratik kurumların geliştiği ve bununla birlikte devlet ve toplumun değişim gösterdiği demokratik mücadele alanının geliştiği yerleşim mekânları ya da arenasını oluşturmaktadır.

Yerleşim ve kentleşme alanın çalışma alanına girmekle birlikte, aslen sosyolojinin çalışma alanına girmektedir. Dolayısıyla kent sosyolojisi, sosyoloji sisiplinin bir alt çalışma alanı olarak ortaya çıkmıştır. Bunula birlikte giderek, kent sosyolojisi kavramında daha geniş kapsamlı bir kavram olarak yerleşim sosyolojisi kavramı kullanılmaya başlanmıştır. Bu anlamda, kent sosyolojisi ağırlıklı olarak kentleşme ve modern endüstri kentleri üzerinde dururken, yerleşim sosyolojisi daha geniş kapsamlı ve tarihsel bir perspektiften insan yerleşimlerinin tarihsel arka planını da inceler. Dolayısıyla bu derste kent sosyoloji yaklaşımının ötesinde daha geniş kapsamlı olarak yerleşim sosyolojisi bakış açısı benimsenmiştir.