Yerel Yönetimlerin Mülteci Hizmetleri
Mültecilerin Zorunlu Göçü
Göçmenler, varış ülkelerine ulaştıklarında kentlerde kalmaya eğilimli olmakta ve burada nüfus artışı ve kentleşmede belirgin bir itici güç hâline gelmektedirler .
Geçicilik: Evsahibi ülkenin toplumu, zorunlu göçe maruz kalarak yerinden edilmiş nüfusun geçici olduğunu veyakın gelecekte evlerine döneceklerini varsaymaktadır .Ancak gerçekte bu nüfusun ev sahibi ülkelere planladıklarından daha uzun kaldıkları görülmektedir .Kendi ülkelerinden uzak kaldıkları süre uzadıkça döndüklerinde bulacakları ekonomik kazanım, sosyal ağlar vestatüler debirokadar zayıflamaktadır .Bunedenle mültecilerin ve yerlerinden edilen nüfusun büyük çoğunluğu geldikleri ülkede kendilerine yeni vekalıcı hayatlar kurma çabasına girişmektedir .
İstihdamda rekabet: Mülteciler, sığınmacılar veyerlerinden olmuş kişiler, yerel halkla kısıtlı hizmetler vedüşük ücretli işler için rekabet etmek zorunda kalabilirler .
Hizmette ortak sorumluluk: Kentsel ölçekte uluslararası göçün yönetimi netek başına yerel yönetimlerin nedemerkezî yönetimin görev vesorumluğundadır . Göç yönetimi çokboyutlu veçokaktörlü birsüreci gerekli kılmaktadır .
Mültecilerin Güçlükleri
Toplumun dışında yaşam: Kentsel bölgelerde yaşayan mülteciler çoğu zaman toplumun dışında kalarak yasal olmak ile yasa dışı olmak arasındaki ince çizgide hareket etmektedirler.
Düzensiz çalışma: Şehirli mülteciler, seyrek olarak bulabildikleri kayıt dışı günlük işler haricinde düzenli bir iş bulma mücadelesi vermektedirler.
İstismara açık olma: Özellikle kadınlar ve çocuklar istismara açıktır.
Doğal sosyal destekten mahrum kalma. Mülteci topluluklarının savaş deneyimleri ve doğal aile ve akraba destek kaynaklarından ayrı kalmaları, toplum içerisinde kendine özgü zorluklar yaratır.
Marjinalleşme: Dışlanmış bir genç nüfusun varlığı göz önüne alındığında, hayatta kalmalarına bile bağlı olarak, suç oranlarının artması ihtimali kuvvetle muhtemel görünmektedir.
Yasal Çerçeve
Yabancılar ve Uluslararası Koruma Kanunu.
Geçici Koruma Yönetmeliği. Suriyeli mülteciler “geçici koruma ” statüsünde değerlendirilmektedir.
Demografi
Mültecilerin % 92’si kentlerde. Suriye ’deki iç savaş nedeniyle Türkiye ’ye girişler, 2011 yılında başlamıştır. Aradan geçen 7 yılı değerlendirdiğimizde, Türkiye tarihinin en kapsamlı göç hareketiyle karşı karşıya kaldığı görülmektedir.
3.545.293 geçici koruma statüsünde Suriyeli mülteci. Ayrıca Pakistan, Afganistan, İran, Irak ve çeşitli Afrika ülkelerinden 1 milyon civarında mülteci Türkiye ’de bulunmaktadır. Suriyeli mültecilerin 204.288’ i geçici barınma merkezlerinde 3.341.005’ i geçici barınma merkezleri dışında yaşamaktadır.
Çoğunluk 10 ilde. 2018 yılı Göç İdaresi verilerine göre; en fazla Suriyeli 564 bin 189 kişiyle İstanbul ’da bulunurken onu, 470 binle Şanlıurfa, 442 binle Hatay, 391 binle Gaziantep, 222 binle Adana, 208 binle Mersin, 152 binle Bursa, 130’ ar binle İzmir ve Kilis ile 92 binle Mardin izlemektedir.
Belediyelerin Sorumluluğu
5393 sayılı Belediye Kanunu
M.13 -Hemşehri Hukuku
M.14 -Vatandaşa hizmet verme (çelişki)
M. 38/n –yoksul ve muhtaçlara sosyal yardım
Kent Konseyleri. 2006 yılında çıkarılan Kent Konseyleri Yönetmeliği, “çeşitli toplum kesimlerinin kent yönetimine katkıda bulunmalarını, kaliteli ve yaşanabilir bir kentin yönetiminde aktif rol almalarını ” (m. 4) hedeflemektedir.
Zorluklar
- Altyapı
- Sosyal hizmetler
- Konut
- Sosyal uyum
- Dil engeli
- Psikososyal hizmetler
- Örnekler
İstanbul: Mülteciler, yoksul ve doğal olarak kaynakları az olan bölgeleri tercih etmektedir.
İzmir: İzmir ’de çocuklar için eğitim çalışmaları yürütülmektedir.
Şanlıurfa: Şanlıurfa ’da belediyenin ağırlıklı rolü sosyal yardımların dağıtımıdır.
Gaziantep: Gaziantep ’te belediye mültecilerle ilgili sorumluluklarını psikososyal destekle genişletmiştir.
Hatay: Göç kelimesinin yalnızca bir kez geçtiği stratejik planın mevcut durum analizinin tehditler bölümünde Hatay’ ın Orta Doğu ’daki karışıklıklar sebebiyle sürekli göç alması ifadesi yer almaktadır.
Şanlıurfa: Gaziantep ve Hatay büyükşehir belediyelerinin resmî stratejik planlarında ve faaliyet raporlarında mültecilerle ilgili çalışmalar çok sınırlıdır.