Yerel Yönetimler Mevzuatı
Çerçeve
Yerel yönetimler, gerek demokratik hayatta oynadıkları roller, gerekse kamu hizmetlerinin halka sunulmasında ve erişiminde yüklendikleri fonksiyonlar sebebiyle yerel halkın yönetime katılmasının ilk aşamasıdır. Yerel yönetimlerin kuruluş yasalarıyla tanımlanmış bütün görevleri, kendileri tarafından yerine getirilmesi esası kabul edilmiştir. Böylelikle yerel birimlerin yerinde karar verme kapasitelerinin geliştirilmesi beklenmektedir. Merkez -yerel hizmet bütünlüğü ve yerelde yaşam kalitesi göstergelerine optimal düzeyde erişmek için hizmetlerde verimliliğin sağlanması, karar süreçlerine halkın katılımı ve hemşerinin yerel ve müşterek isteklerinin önem kazanması yerel mevzuatta öncelikle vurgulanmaktadır.
Yerel Yönetimler Mevzuatı, anayasalarda yerel yönetimler; 1876 Anayasası, 1921 Anayasası, 1924 Anayasası, 1961 Anayasası ve 1982 Anayasası başlıkları altında ele alınabilmektedir. Ayrıca yerel yönetimlerle ilgili temel kanunlar olarak 5393 sayılı Belediyeler Kanunu, 5216 sayılı Büyükşehir Belediyelerini Düzenleyen Kanun, 6360 sayılı Yasa ve 6107 sayılı İller Bankası Anonim Şirketi yasaları önemli bir yer tutmaktadır.
Anayasalarda Yerel Yönetimler
Yerel yönetimlerle ilgili temel kurallar, genel olarak ülkelerin anayasalarında yer almaktadır. Ülkemizde de 1876 Anayasası'ndan itibaren yerel yönetimlerle ilgili kurallar anayasalarımızda yer almıştır. Merkeziyetçi bir devlet olan Osmanlı İmparatorluğu'nda yerel yönetimlerle ilgili yasal düzenlemelerin anayasa ve yasalarda yer alması ancak Tanzimat’tan sonra olabilmiştir. Osmanlı Devleti'nde merkeziyetçi yapılanmanın güçlü olması nedeniyle günümüzdeki anlamda bir yerinden yönetim geleneği oluşamamıştır.
Türk yerel yönetimlerinin ortaya çıkışları ve tarihî süreç içerisinde geçirdikleri evreler dikkate alındığında Batı'da olduğu gibi, merkezî yönetimlerle bir güç mücadelesi içine girerek ortaya çıkmadıkları anlaşılmaktadır. Batı'da yerel yönetimlerin varlıkları merkezî yönetimler kadar eski hatta bazı ülkelerde merkezî yönetimlerden daha öncedir.
Ülkemizde yerel yönetimler “Anayasal” kuruluşlardır. Mevcut anayasamızın 127. maddesi, yerel yönetimler sistemimizin hukuki temeli durumundadır. Bu hukuki temele dayalı olarak mevzuatta yerel yönetimlerle ilgili ve ilintili çok fazla düzenleme bulunmaktadır. Günümüze kadar gelen süreçte 1876, 1921, 1924, 1961 ve 1982 anayasaları yürürlükte kalmıştır. Her bir anayasa yerel yönetimlere birbirini tamamlar şekilde yer vermiştir. Bununla birlikte anayasalar arasında birtakım önemli farklılıklar da bulunmaktadır.
Ülkemizde 5393 sayılı Belediyeler Kanunu, 5216 sayılı Büyükşehir Belediyelerini Düzenleyen Kanun, 6360 sayılı Yasa ve 6107 sayılı İller Bankası Anonim Şirketi Kanunu yerel yönetimlerle ilgili hukuksal metinlerin temel taşları arasında yer almaktadır.
Yerel Yönetimlerle İlgili Temel Kanunlar
Ülkemizde yerel yönetimlerle ilgili hukuksal metinlerin önemlileri arasında yer alan 5393 s ayılı Belediyeler Kanunu’nun, 5216 sayılı Büyükşehir Belediyelerini Düzenleyen Kanun, 6360 sayılı Yasa ve 6107 sayılı İller Bankası Anonim Şirketi Kanunu’nun metinlerine yer verilmiştir.
5393 Sayılı Belediyeler Kanunu
5393 sayılı Belediye Kanunu’nun 14. maddesinde belediyelerin görev, yetki ve sorumlulukları düzenlenmiştir. Belediyelerin en esaslı ve doğal görevi, beldenin ve belde halkının sağlık, esenlik ve refahının sağlanacağı düzeni oluşturmak ve tüm uygar mahallî müşterek gereksinimlere ve hemşerilik hislerine cevap verebilmektir.
5216 Sayılı Büyükşehir Belediyelerini Düzenleyen Kanun
Anayasa’nın 127. maddesinde yerel yönetimler sayılırken il, belediye ve köylerden bahseder. Ayrıca büyükşehir belediyesinden bahsedilmez. Ancak 127/3 maddesinde “Kanun, büyük yerleşim merkezleri için özel yönetim biçimleri getirebilir.” diyerek büyükşehir belediyelerinin kurulmasına imkân tanımıştır. 5216 sayılı Kanun'un amacı, büyükşehir belediyesi yönetiminin hukuki statüsünü düzenlemek, hizmetlerin planlı, programlı, etkin, verimli ve uyum içinde yürütülmesini sağlamaktır.
6360 Sayılı Yasa
Son olarak, 2012 yılının Kasım ayında çıkarılan 6360 sayılı Yasa, BŞB yapısında çok önemli değişiklikleri de beraberinde getirmiştir. Bu yasa, büyükşehir tanımını değiştirmiştir. Yeni tanımlamaya göre büyükşehir belediyesi (BŞB) sınırları ilin mülki sınırları ile örtüştürülmüş ve toplam nüfusu 750.000’den fazla olan illerin il belediyeleri BŞB’ne dönüştürülmüştür.