Belediye (I. Bölüm)

Belediyeler Türkiye'de en önemli yerel hizmet üretme birimleri olarak karşımıza çıkmaktadır. Belediyeyi, belde halkının yerel ve ortak nitelikli ihtiyaçlarını karşılamak üzere kurulan ve karar organı seçmenler tarafından seçilerek oluşturulan, idari ve mali özerkliğe sahip kamu tüzel kişisi şeklinde tanımlamak mümkündür. Mevzuata göre ayrılma ve birleşme yollarıyla yeni belediyeler kurulduğu gibi, bu durum nüfus kriteri çerçevesinde bazı belediyelerin tüzel kişiliğinin kaldırılması ile de sonuçlanabilmektedir. 5393 sayılı Belediye Kanunu’na göre, nüfusu 5.000 ve üzeri olan yerlerde belediye kurulabilir. Ayrıca il ve ilçe merkezlerinde belediye kurulması zorunludur. Belediye kurulamayacak yerler ise içme ve kullanma suyu havzaları, sit ve diğer koruma alanları ve meskûn sahası kurulu bir belediyenin sınırlarına 5.000 metreden daha yakın yerleşim yerleri şeklinde belirlenmiştir.

Belediyelerin kuruluşunda olduğu gibi tüzel kişiliğinin kaldırılması da Cumhurbaşkanı kararı ile olmaktadır. Buna göre, bir belediyenin meskûn sahası, bu belediyenin bağlı olduğu il veya ilçe belediyesi veya nüfusu 50.000 ve üzerinde olan bir belediyenin sınırına eğer 5.000 metreden daha yakın hâle geldiyse genel imar düzeni veya altyapı hizmetlerinin gerekli kılması durumunda Cumhurbaşkanı kararıyla bu belediyenin tüzel kişiliği kaldırılır ve mesafe olarak 5.000 metreden fazla yaklaşmış olduğu belediyeye katılır. Nüfusu 2.000'in altına düşen belediyeler, Cumhurbaşkanı kararı ile köye dönüştürülür.

Dikkatlerden kaçmaması gereken en önemli nokta belediyelerin görev, yetki ve sorumluluklarının yerel ve ortak ihtiyaçlar çerçevesinde oluşturulduğudur. Yerel ihtiyaçlar o denli çeşitlidir ki mevzuatta belediyelere yüklenen sorumlulukların fazlalığından da bu durum görülebilir. Tabii yüklenen sorumluluklar ve verilen görevler, aynı şekilde bu görevleri yerine getirebilmelerini sağlayan mali güçle donanmalarını da gerektirmektedir.

Belediyelerin görev ve sorumlulukları, eğer başka kuruma bırakılmamış ve belediyeye de yasaklanmamış olan tüm görevleri kapsasaydı “genel yetki ilkesi” söz konusu olacaktı. Ancak 5393 sayılı Belediye Kanunu görev ve sorumlulukları konular hâlinde belirlemiş olduğu için “özel yetki ilkesi” geçerlidir. Kanun, belediyenin sorumluluklarını konular hâlinde sayarak bazılarını “yapar veya yaptırır” fiiliyle bitirerek mutlaka yapması gerektiğini belirtmiş, bazılarını ise “yapabilir” fiiliyle bitirerek yerine getirme tercihini belediyeye bırakmıştır.

.Belediyeler üç temel organdan oluşmaktadır. Bunlar belediye meclisi, başkan ve encümendir. Meclis karar organı olarak yürütmeyi çeşitli yollardan denetler ve bu şekilde belediyenin iyi yönetilip yönetilmediğini değerlendirir. Başkanı düşürme yetkisi olmasa da düşürülme yolunu açma olanağını elinde bulundurur. Başkan da meclise başkanlık ederek onu etkileyebilme potansiyeline sahiptir. Her ikisi de halk tarafından seçilir.

Ölüm ve istifa hallerinde belediye başkanlığı kendiliğinden sona ermektedir. Bunlar dışında ise belediye başkanının mazeretsiz ve kesintisiz olarak yirmi günden fazla görevini terk etmesi ve bu durumun mahallin mülki idare amiri tarafından belirlenmesi, seçilme yeterliğini kaybetmesi, görevini sürdürmesine engel bir hastalık veya engellilik durumunun olduğunun yetkili sağlık kuruluşu raporuyla belgelenmesi ve meclisin feshine neden olan eylem ve işlemlere katılması durumlarından birinin gerçekleşmesi hâlinde İçişleri Bakanlığının başvurusu üzerine Danıştay kararı ile belediye başkanının başkanlık sıfatı sona ermektedir.