Birinci Dünya Savaşı ve Sonrası Avrupa (1914-1939)
Avrupa'da 1971 yılından beri süregelen gerginlikler ve kutuplaşma, Avusturya-Macaristan ile Almanya'nın Rusya ve İngiltere ile olan çıkar çatışmaları 1914 yılında I. Dünya Savaşı'nın çıkmasına neden olmuştur. Almanya, Avusturya-Macaristan, Osmanlı Devleti ve Bulgaristan İttifak Devletleri safını oluştururken, İngiltere, Fransa ve Rusya İtilaf Devletleri olarak adlandırılmıştır. İtilaf Devletlerine savaşın farklı aşamalarında İtalya, Romanya, Yunanistan ve Amerika Birleşi Devletleri katılmıştır.
Savaş başladığında Almanya'nın planı bir an önce Fransa'yı savaş dışı bırakarak Rusya'ya yönelmekti. Böylelikle iki cephede iki büyük güç ile aynı anda savaşmayacaktı. Buna karşın savaş planları tutmamıştır. Almanya, İngiltere ve Fransa ittfakının yer aldığı batı cephesinde ilerlemeyi başaramamıştır. Taraflar 1918 yılına kadar Kuzey Fransa ve Belçika'da dar bir coğrafi alanda siper savaşlarıyla ilerleme kaydedememişlerdir.
Almanya'nın doğu cephesinde ise 1914 yılında beklenenden ani başlayan Rus saldırıları Doğu Prusya'da Almanya'nın zaferiyle sonuçlanmıştır. Rusya, teknolojik ve nitelik bakımından üstün Alman askeri gücüne, daha fazla sayıda askeri cepheye sürerek cevap vermek istemişse de başarılı olamamıştır. 1917'de ülkede meydana gelen devrim ile savaştan mağlup olarak ayrılmıştır.
1917 yılında Rusya'nın savaştan çekilmesi Almanya, Osmanlı Devleti ve Avusturya-Macaristan için büyük bir rahatlama sağlamışsa da ABD'nin savaşa girmesi ve Alman kaynaklarının tükenmeye başlaması savaşın kaderini belirlemiştir. 1918 yılının ikinci yarısında İttifak Devletleri peşi sıra savaştan çekilerek teslim olmuşlardır. Böylelikle I. Dünya Savaşı İtilaf Devletleri'nin galibiyetiyle sona ermiştir.
Savaştan sonra en büyük iş yenilen devletler ile barış antlaşmaları imzalamaktı. büyük oranda İngiltere ve Fransa tarafından belirlenen şartlarla imzalanan antlaşmalarda Osmanlı Devleti en ağır antlaşmayı imzalamıştır. Almanya'nın kabul ettiği antlaşma da bir kısım toprağın terk edilmesi, askeri kısıtlamalar ve yüklü bir savaş tazminatını içeriyordu.
Almanya'da Versailles Antlaşması'nın yarattığı hoşnutsuzluğa, büyük ekonomik sorunlar, işsizlik ve enflasyon eklenince ülkede mevcut siyasetçilere alternatif olarak 1933 yılında Adolf Hitler'in önderliğindeki Nazi Partisi iktidara gelmiştir.
Hitler'in önderliğinde Almanya yavaş yavaş Versailles Antlaşması'nın şartlarını ihlal etmeye başlamıştır. Silah üretim kısıtlamalarına son veren Almanya, Fransa işgali altındaki Saar bölgesini geri almış ve Renenya'yı silahlandırmıştır. 1938 yılında ise Avusturya ile birleştikten sonra 1939'da Alman azınlıkları bahane ederek Çekoslovakya'nın ve Polonya'nın bir kısmını işgal etmiştir.
Polonya'nın işgaline kadar Almanya'yı yatıştırmaya çalışan İngiltere ve Fransa, bu işgal neticesinde Almanya'ya savaş açarak II. Dünya Savaşı'nı başlatmışlardır.
Diğer tarftan I. Dünya Savaşı sonrası vaatedilen toprakları elde edemeyen İtalya'da iç sorunların da etkisiyle faşist Mussolini iktidara gelmiştir. Mussolini tıpkı Hitler gibi İtalya'yı Akdeniz ve Adriyatik'te daha etkin hale getirmek istiyordu. Bu sebeple Almanya ile mihver ittifakını kurdu.
I. Dünya Savaşı sonrasında uluslararası barışı tesis etmek amacıyla Milletler Cemiyeti kurulmuştu. Ancak cemiyet zayıf yapısı nedeniyle yeni çatışmaları engelleyecek güce sahip olmadığı gibi büyük oranda İngiliz ve Fransız çıkarlarına hizmet etti.