Yeni Medya Kuramları

Yeni Medya Üzerine

Televizyon yeni medya içerisinde kendine yeni bir mecra bulmuş ve dönüşüm sağlamıştır. Sayısallaşmanın sonucu olarak yeni medya teknolo1990’lardan itibaren Batı’da tartışılmaya başlayan yeni medya, sahip olduğu özellikler açısından “eski medya”dan farklı özelliklere sahiptir. Kendisinden önceki son teknoloji olan televizyon teknolojisine göre hem medya sektörü hem de izleyicileri açısından devrimci özellikler taşıyan yeni medya, bu özellikleri nedeniyle “yeni medya” adını alıyordu.

Yeni Medya Kuralları

Televizyon hem yayıncılık teknolojilerini hem de bu teknolojileri kullanan aracı ifade etmektedir. Televizyon genel olarak; nesnelerin doğal ve olabilecYeni medya kuramları genellikle iki farklı kampta sınıflandırılmaktadır. Birincisi, yeni medyayı kullanıcısına odaklanarak kuramsallaştıran araştırmalar, ikincisi Christian Fuchs gibi kuramcıların çalışmalarında gördüğümüz yeni medyayı kapitalizm bağlamında değerlendiren, eleştirel medya çalışmalarıdır. İkincisi ise yeni medyayı gerekse online sosyal ağları sosyo -politik ve ekonomik bağlamın dışında değerlendiren kuramlar, eleştirel olmayan analizler olarak adlandırılabilir. Bu perspektifin en belirgin temsilcisi olarak görebileceğimiz Henry Jenkins, internetin, tüketici katılımının bir bölgesi haline geldiğini belirtir ve blog kullanmanın ve değişik internet forumlarında yer almanın perspektiflerimizi genişlettiğini, bu durumun da bize duyulma, fikirlerimizi ifade etme, yaratıcı potansiyelimizi geliştirme şansı verdiğini iddia eder. ekleri yerlerden daha başka bir yerde, hatta başka bir zamanda görünür kılınmalarına olanak sağlayan bir kaydetme ve nakil aracıdır[1]

İkinci Medya Çağı ve Mark Poster

Televizyonun bulunuşundan günümüze kadar süre gelen, televizyon yayınları; elde edilen görüntü ve sesin televizyon linki denilen, küçük güçlü vericilerle, elektro manyetik dalYeni medya üzerine çalışan ilk ve önemli kuramcılardan biri olan Mark Poster, bu kavrama 1995 tarihli kitabında değinmiştir. Kitabına II. Medya Çağı adını veren Poster XX. yüzyılın sonlarında ileri kapitalist ülkelerde iletişim araçlarının geçirdiği dönüşümün altını çizmektedir. Geleneksel medyanın hakim olduğu dönemi, I. Medya Çağı olarak tanımlamayan Poster, II. Medya Çağı’nı ise; etkileşimin ön planda olduğu, çoğunluğun çoğunlukla iletişime ve etkileşime geçebildiği, merkezi olmayan, çift ve çok yönlü iletişime dayalı, devlet müdahalesinden uzak ve demokratik bir özellik taşıyan bir çağ olarak tanımlamaktadır.

Manuel Castells ve Ağ Toplumu

Çağdaş küresel toplumu, Ağ Toplumu olarak adlandıran Manuel Castells'e göre, ağ toplumuyla beraber bir yandan küresel medya grupları yerel piyasalara erişirken, bir yandan da insanlar uzaktakilerle etkileşim olanağına sahip olurlar. Ağ toplumunun oluşmasında yeni iletişim teknolojilerinin önemine değinen Castells, bu teknolojilerin yani yeni medyanın bireysel iletişimi geliştirdiğini, kitleyi homojenleştirdiğini, geleneksel medya örgütlenmelerinin biçim değiştirdiğini düşünmektedir.

Gerçekten de, internet ve toplum arasındaki ilişkiyi kuramsallaştırmak için göz önünde bulundurulan en önemli yaklaşım, internetin ulusal sınırları aşarak tüm dünyada bilgi akışını destekleyen küresel bir mecra oluşudur.

Castells’in görüşlerine uygun bir biçimde, Paul Holmes interneti radyo, televizyon gibi etkileşim olanağı tanımayan kitle iletişim araçlarının yerine geçen, yeni bir araç olarak tanımlarken, James Slevin interneti kamusal alanın diyalogsal karakterini yaratabilme potansiyeline sahip bir araç olarak değerlendirmiştir.

Bu konuda umutlu olan yazarların tersine, Herbert McChesney interneti tekelci güçlerin yayılmasına yarayan bir araç olarak yorumlarken, Oscar Gandy internetin yarattığı sonuçların gerçek bir kamusal alan ümidini tehdit eden, yurttaşlar ve tüketiciler arasında bölünmeye yol açan bir araç olarak bir dijital bölünme yarattığını savunur.

Eleştirel Yeni Medya Çalışmaları ve Christian Fuchs

İnterneti ortak alanların, kamuların bir parçası olarak tanımlayan Fuchs, internette gerçekliğin şirketler tarafından denetlendiğini, online emeğin sömürüldüğünü ve reklam temelli internetin kullanıcıyı metalaştırarak, artı değere dönüştürdüğünü belirtir. Bu nedenle, online ortamlarda izleyiciler sömürülürler ve dijital içeriği, bedavaya üretirler” .Başka deyişle, yeni medya çağında, insanlar sadece çalışma değil; çalışma dışı zamanlarında da çalışmış olurlar.

Yöndeşme ve Henry Jenkins

Henry Jenkins’e göre, yöndeşme gelişen iletişim teknolojileri sayesinde, günümüzde pek çok medyanın tek bir medyada toplanması anlamına gelmektedir. Gelişen medya teknolojileri sayesinde, artık medya her yerdedir ve her türlü medya birbiriyle ilişkili bir hale birey tarafından kullanılabilmektedir. Yukarıda saydığımız tüm bu fonksiyonları başka araçlarla da gerçekleştirebilmemiz, medya yöndeşmesidir.

Bu durumun medya sahipliği üzerindeki etkilerinin yanı sıra bu durum medya tüketimini gerçekleştiren bireyler açısından da önemlidir. Örneğin, günümüzde ev ödevi yapan bir çocuk, ödevini yaparken müzik dinlemekte, oyun oynamakta, arkadaşlarıyla sohbet edebilmektedir.

Sosyal Medya Üzerine

Tıpkı yeni medya açısından olduğu gibi, sosyal medya açısından da olumlu ve olumsuz olmak üzere iki ana görüş bulunmaktadır. Bunlardan birincisi, sosyal medyanın bireyleri sosyalleştiren gücünün uzantısı olarak harekete geçirici gücü olduğunu varsayar ki bu bakış açısı, sosyal medyayı olumlu yönde değerlendirir.

İkincisi ise sosyal medyanın sadece eğlence amaçlı olarak kullanıldığını ve iktidarların bu araçlar aracılığıyla toplumu gözetleme fonksiyonu nedeniyle, bireyleri son derece pasifleştirdiğini düşünen olumsuz bakış açısıdır.

Her iki bakış açısının da doğru tarafları olmakla birlikte, çok daha geniş bir perspektiften bakıldığında, sosyal medyanın, dağınık ve bireysel davranan bir kitleyi fiziksel olarak bir araya gelmesini sağlayan, buna öncülük eden bir mecra olduğunu söyleyebiliriz.

Sosyal Medya Ve Kimlik Oluşturma

Kimlik ve toplumsal kimlik, günümüzün yeni medya ortamlarında çok kolay bir biçimde oluşturulmaktadır. Facebook’ta statülerini güncelleyen ya da iletişim kuran insanlar, toplum içindeki benlerini istedikleri gibi kurgulayabilirler. Gerçekten de Facebook’a bir resim yüklediğimizde ya da statümüzü güncellediğimizde, başkalarıyla kendimiz hakkında iletişime geçeriz. Bu başkaları güncellememize ve resmimize bakarak biz ve niyetlerimiz hakkında bir fikir sahibi olur. Resimlere yorum yapmak ya da arkadaşlarımızla bağlantı kurmak, toplumsal kimliğimizi bize geri verir.

Aynı biçimde, profil resmi de kendimiz ile ilgili bir şeyler söyler. Bir sosyal medya profilimizi oluştururken, kimliğimizi sosyal medyada oluşturmayla uğraşırız. Aynı zamanda, daha önce de belirtildiği gibi, kullanıcı ağ üzerindeyken sömürüldüğünü hissetmeden eğlenir. Bu bakımdan Facebook ya da Instagram, yalnızca kâr amacı güden bir işletme kurumu değildir, aynı zamanda, insanların çok çeşitli nedenlerle bulunduğu bir sitedir.

Gösteri Macerası Olarak Sosyal Medya

İnterneti ortak alanların, kamuların bir parçası olarak tanımlayan Fuchs, inteGuy Debord’un da belirttiği gibi, yaşadığımız gösteri toplumunda yaşamın önemi, sahip olmaya indirgenmiştir. İnsan etkinliğinin giderek daha az aktif ve daha fazla düşünceli hale geldiği yerde, şimdiki yaşam malların peşinde koşma haline gelmiştir. İnsanların yaşamın aktif yapıcıları olmak yerine, pasif izleyicileri haline geldiği bu gösteri toplumunun oluşmasında, medya suçludur. Ünlülerle ilgili yararsız programların egemen olduğu gündelik yaşamda ünlü olmak ya da ün peşinde koşmak, pek çok insan için yaşam hedefi haline gelmiştir. Bu açıdan, sosyal medya tam bir gösteri mecrası olarak görülebilir. Profillerimiz tükettiğimiz, izlediğimiz, satın aldığımız şeylerle doludur.

Sonuç

Kimlik ve toplumsal kimlik, günümüzün yeni medya ortamlarında çok kolay bir biçimde oluşturulmaktadır. Facebook’ta statülerini güncelleyen ya da iletişim kuraDijital medyayı ve genelde iletişim teknolojilerini kuramsallaştırırken, toplumun üç alanı olarak, ekonomi, siyaset ve kültür alanlarını ve bu alanların birbirleriyle nasıl ilişki içinde olduğunu düşünmek, can alıcı önemdedir. Toplumdan bağımsız olarak teknoloji çalışmak, tekno - belirlenimci bir indirgemecilikle sonuçlanır. Ve iletişim teknolojilerini sadece, toplumsal bağlam ve toplumsal bağlamın değişik düzeylerinde incelemek de yeterli değildir.

Aynı biçimde, profil resmi de kendimiz ile ilgili bir şeyler söyler. Bir sosyal medya profilimizi oluştururken, kimliğimizi sosyal medyada oluşturmayla uğraşırız. Aynı zamanda, daha önce de belirtildiği gibi, kullanıcı ağ üzerinBu nedenle, yeni medyayı kuramsallaştırırken, kültürel çalışmalar, demokratik kuram, Frankfurt Okulu, Marksist kuram, politik ekonomi kuramı, postmodern teori, kamusal alan teorisi, yazılım kuramı vb. gibi pek çok teorik yaklaşımı kullanabiliriz.