Yayın Grafiğinde Tipografik Unsurlar

Yazıyı oluşturan harflerin ve diğer karakterlerin okunurluğu, anlaşılırlığı ve görsel olarak etkileyiciliği açısından kullanımını araştıran ‘tipografi’; eski Yunanca, týpos (form) ve graphia (yazmak) sözcüklerinin birleşmesi ile oluşmuştur. Yazıyüzü (Typeface); aynı belirgin tasarıma sahip karakterlerin, harflerin, rakamların, sembollerin, noktalama işaretlerinin (vb.) bir koleksiyonudur. Yazıtipi (Font) ise genellikle yazıyüzü ile eşanlamlı olarak kullanılmasına karşın aslında bilgisayar kodu, litografik film, metal veya ahşap kalıp olsun, yazıyüzü üretimi için fiziksel bir araçtır. Yazı ailesi de (Font Family) belli bir yazıtipinin farklı özelliklerini içeren yazıtipi takımıdır.

Yazıyüzlerini sınıflandırabilmek için pek farklı sistem geliştirilmiştir. Bu sistemlerin bazısı yazının geliştirildikleri döneme uygun olarak tarihsel bir sınıflandırma yaptığı gibi kimisi yazıyüzlerinin tipik kullanımlarına göre ya da yapısal özelliklerine dayanır.

Yayın için yazı tipi seçilirken tasarımcı karşısındaki tasarım işini, hedef kitlesini, yayının mecrasını ve içeriğini iyi bir şekilde analiz ederek yazı tipinin karakter özellikleri ile verilmek istenilen mesajın uygunluğu göz önünde bulundurulmalıdır. Yazıtipinin uygun tercih seçilmemesi yayının kitlesine hiçbir zaman ulaşamamasına ve doğal olarak yayının amacını gerçekleştirememesine sebep olabilir. Ayrıca yayın kapaklarında, afişlerde, jeneriklerde kullanılmak üzere deneysel yöntem ve malzemelerden faydalanılarak yeni bir yazıyüzü de oluşturulabilir.

Tasarımcının tipografik düzenlemelerde aşina olması gereken ölçü birimleri vardır. Punto; 1 inçin 72 eşit parçaya bölünmesi ile elde edilir ve yazı boyutu ile satırlar arasındaki boşluğu belirtmek için baskıda en yaygın kullanılan ölçümdür. Pika; 12 didot puntosunun 0,1776 inç ölçülerinde oluşturduğu ölçüdür. Birim; bir ‘em’, metal döküm büyük ‘M’ harfini kapladığı alanın genişliğinden türemiş ölçü birimidir Bir em'deki birim sayısı bir dizgi sisteminden diğerine değişir ancak yaygın kullanım 18 eşit birime bölünmüş sistemdir. Bir ‘en’ ise em’in yarısına eşittir.

Yazıda okunurluk (legibility), belli bir yazı karakterinin doğasında olan x - yüksekliği, karakter şekli, kapatılmış alan büyüklüğü, çizgi kontrastı ve yazı ağırlığı gibi fiziksel özellikleri yoluyla bir harf biçimini diğerinden ayırt edebilme yetisini ifade eder. Okuturluk (readability) ise bir yazı parçasının veya tasarımın okuyucunun anlama becerisini etkileyen özellikleri olarak tanımlanabilir. Okunurluğu ve okuturluğu etkileyen faktörler boşluklar, yazının puntosu, harflerin dizilme yönü, sıralılık hali, satır uzunlukları, büyük - küçük harf kullanımı, metnin hizalanış şekli, kullanılan yazı biçemi ve zemin rengidir.

Metin düzenlenmeden önce tasarımcı bir öncelik sıralaması yaparak hiyerarşik olarak birincil, ikincil ve üçüncül düzeydeki öğeleri belirlemelidir. Düzeyler belirlendikten sonra ise çeşitli vurgulama yöntemleri ile düzeyler arasındaki hiyerarşik yapı kurulur. Hiyerarşiyi oluştururken; öğenin konumlandırılmasından, harf büyüklüklerinden yazıyüzü farklılıklarından ve renkten faydalanılır.

Yazının yatay ve dikey düzlemlerde, bir metin bloğu içerisindeki yerleşimine hizalama denir. Yazılar yatay düzemde; sola sıralanmış sağda düzensiz (range left ragged right), sağa sıralanmış solda düzensiz (range right ragged left), ortalanmış (centered) ve iki yana yaslanmış (justified) şekilde hizalanabilirler. Dikey düzlemde ise; yukarıda hizalama (top aligned), aşağıda hizalama (bottom aligned), merkeze hizalama (centered) ve iki yana yaslanmış (justified) hizalama türleri bulunmaktadır.

Bazı durumlarda ise metnin hizalı görünmesi için sadece aynı çizgiye dizilmesi yeterli olmaz. Matematiksel olarak harflerin sağ ve sol tarafında eşit piksel olabilir ancak yine de hizalanmış gibi algılanmazlar. Bu durumda matematiksel doğruluğu optik doğrulukla değiştirmek gerekir.

Metin düzenlenirken bazı istenmeyen tipografik durumlar oluşabilir. Dul (widow) bir paragrafın son satırı bir sonraki sayfaya ya da sütuna taşarak bağlı olduğu paragraftan ayrı düşmesi durumudur. Öksüz (orphan), dulun tam tersidir ve bir paragrafın ilk satırının bir sayfanın ya da sütunun altında tek başına kalması durumudur. Nehirler (rivers), özellikle iki yana yaslanmış metinlerde ortaya çıkan ve kelimeler arasında oluşan fazla boşlukların satırlar boyunca aşağı doğru oluşturduğu beyaz boşluğa verilen isimdir. Kırıntılar (rags); tipografide paragrafın düz olmayan kısmına verilen isimdir ve iyi bir rag küçük girinti çıkıntılara sahiptir.

Boşlukların düzenlenmesinde ise en temel olarak üç işlemden faydalanılır. Kerning; iki harf arasındaki boşluğun uyumlanması işlemidir. Tracking; genellikle kerning işlemi ile karıştırılmakla beraber aslında bir kelime ya da metindeki karakterlerin arasında bulunan boşluğun tamamının baştan sona değiştirilmesi işlemidir. Leading ise taban çizgileri arasında kalan boşluğu ifade eder ve metnin rahat bir şekilde algılanabilmesi gerekli satır arası boşlukların düzenlenmesi işlemidir.

Tipografik rengi oluşturan unsurlar ; çizgi kalınlığı, x- yüksekliği, karakter genişliği, tırnak stili ve diğer dekoratif öğelerdeki farklılıklardır. Ayrıca kerning, leading, tracking uygulamaların hepsi bir metin blokunun renk doygunluğunu artırmak veya azaltmak için de kullanılır.

InDesign üzerinde yeni bir doküman oluştururken Yeni doküman penceresindeki units kısmından hangi ölçü birimi ile çalışılacağı seçilebilir. Yazı tipi ve biçemi seçim işlemleri Window > Type& Tables > Character pencerinden gerçekleştirilir. Pencerenin alt bölümü ise yazının kaç punto olacağının ayarlanması ile boşlukların düzenlenmesi için kerning, leading ve tracking işlemlerinin yapılabileceği bölümdür. Window > Type& Tables > Paragraph yolu izlenilerek paragraf penceresi açılabilir. Hizalanmak istenilen metin seçildikten sonra pencerenin üst satırından istenilen hizalama türü seçilebilir. Hyphenate kutucuğunun tikli olup olmaması ise metinde tireleme işleminin uygulanıp uygulanmayacağını belirler.