Hristiyanlıkta (İnanç, İbadet ve Gelenekler )
Hristiyanlığın Temel İnanç Esasları
Geleneksel Hristiyan amentüsü, zaman içinde şekillenmiş olup şu şekilde formüle edilmiştir: “Ben Tanrı’ya, Kudretli Baba’ya; ve O’nun biricik oğlu Rab İsa’ya, Bakire Meryem ve Kutsal Ruh’tan doğmuş olduğuna, Pilatus zamanında çarmıha gerildiğine, öldüğüne ve gömüldüğüne, üçüncü gün ölüler arasından dirildiğine, göklere yükseldiğine, Baba’nın sağında oturduğuna, Oradan ölüleri ve dirileri yargılamak üzere ineceğine; ve Kutsal Ruh’a, Kutsal Kilise’ye, günahların bağışlanacağına, ölülerin dirileceğine, sonsuz hayata inanırım.” şeklindeki genel Hristiyan amentüsü etrafında meydana gelen bu inanca kısaca üçleme ya da teslis denilmektedir.
Tanrı İnancı: Üçleme (Teslis, Trinity)
Üçleme kavramı Hristiyanlıkta Baba, Oğul ve Kutsal Ruh inancını ifade etmek için kullanılmakta olup mahiyeti bakımından Tanrı’nın birliğini üç ayrı kişilikte, ya da tersine üç ayrı kişilikte bir tek Tanrı’ya inancı anlatmak için kullanılır. Dolayısıyla Hristiyanlık tek tanrılı, yani monoteist bir din niteliğinde olup düalizm veya politeizm gibi ikili ve çoklu tanrıları kabul eden sistemlerden ayrılır.
Baba (Tanrı): Hristiyanlığın ilk ve en temel unsuru babadır. Bu inanç sisteminde Tanrı, Baba olarak nitelendirilir. O, her şeyi yaratır, bilir, görür, ezel ve ebeddir, görülmez, ama Mesih İsa şeklinde görülür.
Oğul Tanrı (İsa Mesih): Baba, Oğul ve Kutsal Ruh, özde bir olmakla birlikte, aralarındaki ilişki, konsillerde yapılan tartışmalarda farklı bir biçimde anlaşılmıştır: Baba Tanrı doğmamış, doğurulmamıştır, ama Oğul İsa doğmuş, doğurulmuştur.
Kutsal Ruh (Ruhu’l -Kuds): Hristiyanlık inancındaki Üçleme’nin üçüncü unsuru Kutsal Ruh olup, 381 İstanbul Konsili'nde, Baba ve Oğul gibi bir Tanrı olduğuna karar verilmiştir. O, ya hem Baba’dan hem de Oğul’dan, ya da Oğul vasıtasıyla Baba’dan çıkmıştır.
Hristiyanlığın Tanrı inancı daha sonra konsil adı verilen dinî toplantılarda tartışılmış ve farklı görüşler ileri sürülmüş; sonuçta da Hristiyanlıkta fikrî ve itikadi bölünmeler başlamıştır.
451 Kalkedon (Kadıköy) Konsili'nde, kendilerine Monofizitler denilen, İsa’da insani ve ilahi iki tabiatın birleştiğini, yani tek tabiat oluşturduğunu savunanlar, İsa’nın iki tabiatlı olduğu, yani hem tanrısal hem de insani özelliğinin ayrı ayrı olduğu yönündeki Diyofizit konsil kararını reddettiler. Böylece, Hristiyan dünyasındaki ilk ciddi ve büyük bölünme ortaya çıkmış oldu.
Nihayet, 1054’te Roma Papasının İstanbul Patriğini aforoz etmesiyle Doğu Kilisesi Ortodoks, Batı Kilisesi de Katolik adını aldı ve kesin bölünme gerçekleşti.
16. yüzyılda ise, Batı Kilisesi bir kez daha bölündü ve Protestanlık Kilisesi ortaya çıktı. Bununla birlikte, her kilise, ayrı birer mezhep özelliği kazandı.
İbadetler
Hristiyanlıkta ibadetler günlük, haftalık ve yıllık olmak üzere üç çeşittir.
Günlük İbadetler: Doğu ve Batı Kiliselerinde değişik sayılarda yapılır. Ortodoks kiliselerinde günün değişik saatlerinde sekiz kez, Katolik ve Protestan kiliselerinde ise, günün her saatinde yapılabildiği gibi, genellikle sabahleyin güneş doğarken ve akşama doğru olmak üzere günde iki kez, kiliselerde cemaatle veya ev ve işyeri gibi yerlerde ferdi olarak yapılabilmektedir.
Haftalık İbadetler: Pazar günü sabah ve akşamleyin yapılan Ekmek -Şarap ayini, haftalık ibadettir.
Hristiyan geleneğinde Pazar günü, “Tanrı'nın Günü” olarak kabul edilir. Hristiyanlar, ilk yıllarında Yahudiler gibi Cumartesi gününü “Rabbin Günü” diye kabul ederlerken, İsa’nın ölüp üç gün sonra, Pazar günü dirildiğine ve kendilerine göründüğüne inandıkları için Pazar gününü kutsal gün olarak kabul etmişler ve en önemli ibadetlerini, Evharistiya ayinini Pazar günleri yapmaya başlamışlardır.
Yıllık İbadetler: Noel ve Paskalya dönemlerinde yapılan ibadetlere denilir.
Hristiyan dünyasında evrensel olarak Noel, Paskalya ve Paskalya Yedisi yıllık bayramlar biçiminde kutlanmaktadır.
Bu bayramların kutlanış tarihleri ve içerikleri ülkeden ülkeye ya da mezhepten mezhebe farklılık arz etse de Hristiyan hayatında çok önemli yere sahiptir.
Sakramentler-Ayinler
“Kutsal olan” anlamına gelen Sakremetler 7 tane olup ilk ikisi bütün mezhepler tarafından kabul edilmekle birlikte son beş tanesini Protestanlar sadece gelenek olarak kabul ederler ama şart olarak kabul etmezler.
1-Vaftiz: Hristiyan olmak ya da bir mezhepten diğerine geçmenin ilk şartı, vaftiz olmaktır. Asli suçtan kurtuluş, yeniden diriliş anlamında, Baba, Oğul ve Kutsal Ruh adına papaz tarafından, vaftiz olacak kişinin kutsanmış suya daldırılması, batırılması ya da üzerine suyun sepelenmesi veya dökülmesi şeklinde, kilisede gerçekleştirilir. Vaftizsiz ölen kimse, inanca göre, günahkâr ölmüş demektir. Bütün kiliselerce kabul edilen en temel ilkedir.
2-Evharistiya (Komünyon, Ekmek -Şarap Ayini): Evharistiya, İncillerde anlatıldığı gibi, İsa’nın çarmıha gerilmeden önce, on iki havarisiyle birlikte yediği son akşam yemeğinin anısına yapılır.
3-Konfirmasyon (Kuvvetlendirme) Ayini: Vaftiz edilmiş çocuğun, kilisedeki vaftiz odasında papaz tarafından kutsanmış bir yağla bedeninin değişik yerlerinin yağlanmasıdır (Konfirmasyon dahil aşağıdaki sakramentleri Protestanlar kabul etmezler.).
4-Günah İtirafı: Günah işleyen kimsenin günahlarını, kilisede papaza, özel bir odada itiraf edip bağışlanmasını dilemesi ve papazın da günahı affedip, tövbeyi kabul etmesi biçiminde gerçekleştirilir.
5-Son Yağlama: Kutsanmış yağın, şifa bulma, günah affı ve rahat ölmek gibi amaçlarla hasta kimselere sürülmesi ayinidir.
6-Rahip Takdisi: Kilise görevlerinde bulunacak diyakos, papaz ve piskoposların kutsanması ayini olup, piskopos tarafından yapılır.
7-Nikâh: Evlenmek isteyen çiftlerin, Kilise’de yapılan nikâh töreni. İsa ile kilise arasındaki bağı simgeler.