Hristiyanlık (Tarihsel Süreç)

Hristiyanlık, Filistin bölgesinde doğan, özde tek tanrılı olmakla birlikte sonradan üçlü tanrı anlayışına yer veren, vahye ve kutsal kitaba dayanan ilahi kaynaklı bir dindir. Hz. İsa’nın tebliğ ettiği din başlangıçta Yahudiliği ıslah hareketi olarak algılanmıştır. Bu dönemde Hz. İsa’ya ilk inananlar Yahudiler olmuş ve bunlar Yahudiliğin gereklerine uymuşlardır.

Hz. İsa’nın tebliğ ettiği Hristiyanlık sonradan Pavlus’un yorumlarıyla şekillenmiştir. Çünkü sonraki yüzyıllarda Hristiyanlar, dinî inançlarını İncillerden çok, Pavlus’un yazılarına dayandırmıştır. Pavlus, İsa Mesih’i dinin merkezine koyarak, İsa’nın haça gerilmesine ve tekrar dirilmesine odaklanmış; İsa’nın, yalnızca basit bir insan değil, Tanrı’nın kudreti ile diriltilmiş bir “mesih” olduğunu ileri sürmüştür. Pavlus’un bu yorumundan sonra Hristiyanlık tarihinde İsa’nın tabiatı, yani İsa'nın beşer mi yoksa ilah mı olduğu konusu asırlarca tartışılmış, 325 İznik, 431 Efes ve 451 Kadıköy konsillerinde alınan kararlarla beşeri ve ilahi olmak üzere iki tabiatı fakat bir tek şahsiyeti olduğu, Tanrı’nın oğlu olması hasebiyle teslisin bir unsurunu teşkil ettiği resmen tasdik ve ilan edilmiştir. Hristiyan inancının merkezinde yer alan bu inanç etrafında değişik görüşler geliştirilmiştir. Bu değişik görüşler bölünmelere yol açmış; tartışmalar, "konsil "adı verilen toplantılarda karara bağlanmış, sonuçta Hristiyanlık içinde çeşitli mezhepler ortaya çıkmıştır.

Hristiyanlık tarihinde Pavlus’un yorumlarının önemi büyüktür. Pavlus , İsrailoğullarına özgü bir dinden evrensel mesajı olan bir dine geçiş yapmış tır. Pavlus’la birlikte kilise evrenselci bir mesajı benimsemiştir. Bundan sonra Hristiyanlık hem coğrafya hem de doktrin olarak Filistin dışına taşmıştır.

Hz. İsa’nın havarilerinin ilk vaazından (MS 30) 313 Milan Fermanı’na kadar uzanan yaklaşık üç asırlık süre ,Hristiyanlığın ilk büyüme ve yayılma dönemidir. 1054 yılında Hristiyan dünyasında önemli bir bölünme gerçekleşmiştir. Bu tarihte Roma Kilisesi “Katolik” (Evrensel), Bizans Kilisesi Ortodoks (Öze bağlı) adıyla anılmaya başlamıştır. XVI. yüzyılda Martin Luther’in öncülüğünde (ö. 1546) gerçekleşen reform hareketi ile Hristiyanlık’ta Protestan hareket ortaya çıkmıştır. Hristiyan birliğini (Ökümenizm) sağlamaya yönelik çeşitli girişimlere rağmen Hristiyanlık bugün Katolik, Ortodoks ve Protestan kiliselerinden oluşan üç büyük mezheple birlikte çok sayıda tarikat ve küçük mezhepten meydana gelen çeşitli cemaatlere ayrılmış durumdadır .

Hristiyanlıkta Hz. İsa

İncillerde İsa için Rab, Kral, Yahudilerin Kralı, Mesih, Allah’ın kuzusu, Adem oğlu, Yusuf oğlu, Davut oğlu gibi nitelendirmeler yapılmasının yanında onun kudretli bir peygamber olduğu ifade edilmektedir. Bunun yanında İsa için hem “Allah’ın Oğlu” hem de “İnsanoğlu” deyimleri kullanılmakta, bu ifadeler Hristiyanlıkta İsa’nın şahsiyeti konusunda büyük bir karışıklık meydana getirmektedir.

İslam’da Hz. İsa

Kur’an’da ağırlıklı olarak Âl -i İmran, Mâide ve Meryem surelerinde İsa’nın doğumunun müjdelenişi, dünyaya gelişi, tebliği, mucizeleri, dünya hayatının sonu ve Allah katına yükseltilişiyle ilgili bilgiler vardır.

Hristiyanlığın Doğuşu ve Gelişmesi

Hz. İsa’nın tebliğ ettiği din başlangıçta Yahudiliği ıslah hareketi olarak algılanmıştır. Bu dönemde Hz. İsa’ya ilk inananlar Yahudiler olmuş ve Yahudiliğin gereklerine uymuşlardır

Pavlus’un Hristiyanlıktaki Yeri

Önceleri Yahudiliğin bir mezhebi olarak görülen Hristiyanlık Hz. İsa’nın havarilerinin arasına sonradan giren Pavlus’un yorumlarıyla Yahudilik’ten ayrı bir din olarak gelişmiş ve şekillenmiştir. Çünkü sonraki yüzyıllarda Hristiyanlar, dinî inançlarını İncillerden çok, Pavlus’un yazılarına dayandırmıştır. Pavlus, İsa Mesih’i dinin merkezine koyarak, İsa’nın haça gerilmesine ve tekrar dirilmesine odaklanmış; İsa’nın, yalnızca bir insan değil, Tanrı’nın kudreti ile diriltilmiş bir “mesih” olduğunu ileri sürmüştür. Hristiyan inancının merkezinde yer alan bu inanç etrafında değişik görüşler geliştirilmiştir. Bu değişik görüşler bölünmelere yol açmış; tartışmalar, konsil adı verilen toplantılarda karara bağlanmış, sonuçta Hristiyanlık içinde çeşitli mezhepler ortaya çıkmıştır.

İlk Fikir Ayrılıkları, Konsiller ve Bölünmeler

Hz. İsa’nın havarilerinin ilk vaazından (MS 30) 313 Milan Fermanı’na kadar uzanan yaklaşık üç asırlık süre Hristiyanlığın ilk büyüme ve yayılma dönemidir. Pavlus, İsa Mesih’i dinin merkezine koyarak, İsa’nın haça gerilmesine ve tekrar dirilmesine odaklanmış; İsa’nın, yalnızca bir insan değil, Tanrı’nın kudreti ile diriltilmiş bir “mesih” olduğunu ileri sürmüştür. Hristiyan inancının merkezinde yer alan bu inanç etrafında değişik görüşler geliştirilmiştir.