What Year Are You In?
The Present Continuous Tense (Şimdiki Zaman)
İngilizcede ‘the Present Continuous Tense’ ,diğer adıyla 'the Present Progressive Tense', olarak adlandırılan Şimdiki Zaman, genellikle içinde bulunduğumuz anda veya konuşma anında yaptığımız iş ve eylemlerden bahsederken kullanılır. Çok yönlü bir zaman yapısı (tense) olan ‘the Present Continuous Tense’, belirli zaman zarflarının kullanımı sayesinde Gelecek Zaman (Future Time) ve Geniş Zaman (the Present Simple Tense) işlevlerine sahip cümleler kurmak için de kullanılabilir. Böylelikle tek bir zaman yapısı (tense) ile birden çok zaman dilimine atfen cümleler üretebiliyoruz. Bu bağlamda, bu yapı ile kullanabileceğimiz zaman zarflarını ve sıklık zarflarını iyi öğrenmemiz gerekmektedir.
Şimdiki Zaman'da Cümle Yapısı
İngilizcede Şimdiki Zaman’lı (the Present Continuous Tense) cümleler, özneden hemen sonra ve öznenin tekilliğine -çoğulluğuna göre ‘to be’ fiili yapılarından biri (‘am’, ‘is’, ‘are’) ve sonuna ‘ -ing’ eki getirilmiş bir eylem fiil getirilerek oluşturulur. Ancak burada en çok dikkat etmemiz gereken husus, bu zaman yapısı ile sadece 'progressive verbs' olarak tabir ettiğimiz hareketlilik bildiren ve sonuna -ing eki alabilen eylem fiilleri kullanabiliyor olmamızdır. Diğer bir deyişle, Şimdiki Zaman (the Present Continuous Tense) ile 'stative verbs' olarak tabir ettiğimiz durum fiillerini kullanamayız. İngilizcede Şimdiki Zaman'lı olumsuz cümle yapısı oluşturmak istediğimizde yapmamız gereken tek şey yardımcı fiil olarak kullandığımız ‘to be’ fiili yapılarından (‘am’, ‘is’, ‘are’) sonra olumsuzluk eki olan ‘not’ yapısını kullanmaktır. Soru cümlesi yapısında ise ‘to be’ fiili yapılarını (‘am’, ‘is’, ‘are’) öznenin hemen öncesinde kullanmamız gerekmektedir. Eğer soru cümlelelerinde soru zamiri kullanmak istersek (who, what, where, when, why, how, v.b.), cümlemizin başına getirdiğimiz 'to be' fiili yapıları olan 'am', 'is' ve 'are' yapılarından önce soru zamirlerini kullanmamız gerekmektedir.
Örnekler:
You are reading English now. (Şu anda İngilizce okuyorsun.)
You are not listening to me now. (Şimdi beni dinlemiyorsun.)
I am reading book. (Kitap okuyorum.)
I am not watching TV. (TV izlemiyorum.)
What are you doing? (Ne yapıyorsun?)
Şimdiki Zaman'ın Kullanım Yerleri
Bizler ‘Present Continuous Tense’i esasen içinde bulunduğumuz anda yapmakta olduğumuz iş ve eylemleri ifade etmek için kullanırız.
‘Present Continuous Tense’, aynı zamanda, ‘today’ (bugün) , ‘this month’ (bu ay), ‘this year’ (bu yıl), ‘this century’ (bu yüzyıl) ve bu gibi içinde bulunduğumuz zaman diliminden daha geniş zaman dilimlerini ifade eden zaman zarflarıyla birlikte kullanıldığında cümlede belirtilen işi veya eylemi uzun zamandır yapıyor olduğumuz anlamını ortaya koyar.
Şimdiki Zaman'ın Başka Zamanlara Atfen Kullanımı
‘Present Continuous Tense’, bazı durumlarda yakın zaman içerisinde bir işi veya eylemi kesin olarak yapıp yapmayacağımızı belirtmek için de kullanılabilir. ‘Present Continuous Tense’, bu işlevi ile ‘Future Time’ (Gelecek Zaman) ile büyük anlam benzerliği gösterir. Bu tür kullanımlarda Gelecek Zaman’da kullanılan zaman zarfları tomorrow (yarın), next Tuesday (gelecek Salı günü), in a few days (birkaç gün içerisinde), soon (yakında), in December (gelecek Aralık ayında), at the weekend (bu haftasonu)) büyük rol oynar.
'Present Continuous Tense’ bazı durumlarda 'her zaman' anlamına gelen sıklık zarfları always, constantly, continuously, continually ve perpetually ile birlikte kullanıldığında cümledeki eylemin sürekli gerçekleştirildiğini veya sürekli meydana gelen bir iş ve eylemden duyulan rahatsızlığı, huzursuzluğu ve şikâyeti ifade eder.
Şimdiki Zaman'ın Gelecek Zaman'a Atfen Kullanımı
I am meeting my family after work. (İşten sonra ailemle buluşuyorum.)
I am not going to the pool tomorrow. (Yarın havuza gitmiyorum.)
Isn’t he coming with us to the concert this weekend? (O bu haftasonu bizimle konsere gelmiyor mu?)
Şimdiki Zaman'ın Geniş Zaman'a Atfen Kullanımı
My niece is always crying. (Kız yeğenim daima ağlıyor.)
Her boyfriend is continuously playing PC games. (Onun erkek arkadaşı sürekli bilgisayar oyunu oynuyor.
His father is constantly going abroad. (Onun babası sürekli yurtdışına gidiyor.)