Parazitlerin Konağa Bulaşma Yolları ve Yerleştikleri Yerler
Hayvanlarda ve insanda hastalık oluşturabilen parazitler vücuda çeşitli yollardan girebilmektedir. Parazitlerin vücuda girmesi aynı zamanda bu hastalıkların bulaşması anlamına gelmektedir. Konak organizması; vücut dış yüzeyi ve derisi ile kendini korumakta dolayısıyla birçok hastalık etkeninin vücuda girmesini engellemektedir. Buna karşılık birçok hastalık etkeni de, vücuda deri yoluyla direkt, parazitin kendi gücüyle veya bir ara konak vasıtasıyla girmekte ve hastalık oluşturmaktadır. Ektoparazit adındaki parazitler ise deri üzerine veya deri içine yerleşerek bazı deri hastalıkları oluşturmaktadır. Deride oluşan uyuz, miyazis, şark çıbanı ve pedikulosis gibi hastalıklar doğrudan deride görülebilmektedir [ 1].
Çoğu parazit yaşam sikluslarının serbest dönemleri olan kist, yumurta ve larva dönemlerini dış ortamda geçirmektedir. Bu dönemler bazen kısa ömürlü olmasına rağmen genelde uzun ömürlü olup çevresel etkilere karşı koyma yeteneği göstermektedirler [ 2].
Parazitler konaklarına genelde üç şekilde girmektedirler:
1. Konak tarafından, parazitin yumurta, kist, larvasının veya parazitin enfektif dönemini taşıyan arakonağının yenmesiyle.
2. Vektör olarak da tanımlanan ara konakların kanla beslenmeleri esnasında parazitlerin enfektif formlarının konağa inoküle edilmesiyle.
3. Parazitlerin enfektif formlarının konağı aktif olarak arayıp bularak yerleşmesiyle veya penetre olmasıyla olmaktadır [ 2].
Parazitlerin çeşitli formları konağa girerken ve girdikten sonra konağa ait çeşitli savunma mekanizmaları ile (deri, ph, ısı, ozmotik basınç, fagositler ve immunglobinler) karşı karşıya kalırlar. Örneğin konağa ait safra tuzları, parazitlerin permeabilitesi üzerine etki ederek parazitin yüzeyini eritebilmektedir. Kist halindeki larvaların aktive olmalarına ve konak sindirim enzimlerinin etkilerinin artmasına yine bu safra neden olmaktadır. Safra tuzları birçok paraziter enfeksiyonda konak tayininde rol oynayarak bazı parazitlerin bazı konaklarda yerleşmelerini önleyebilmektedir. Ayrıca safra tuzlarının parazitlerin büyüme ve döl verimlerine etkidiği Hymenolepis dimunata üzerinde yapılan çalışmalarda ortaya konmuştur [ 3].
Parazitlerin konaklara girişi aşağıdaki şekillerde sonuçlanabilir:
1. Parazit konağa yerleşemez.
2. Parazit konağa yerleşerek konağın ölümüne yol açar.
3. Parazit konağa yerleşir ancak parazit enfeksiyonunu, konak tamamen etkisiz hale getirir.
4. Parazit konağa yerleşir, konak parazit enfeksiyonunu kontrol altında tutar ama tamamen ortadan kaldırmaz (Preimmunisyon veya Konkomitant bağışıklık) [ 3].
Parazitleri genel olarak ektoparazit ve endoparazit olarak iki ana bölüme ayırdığımızda artropodların çoğunun ektoparazit grubuna girdiğini çok az bir kısmının da endoparazit olarak yaşayabildiğini görürüz. Protozoonların neredeyse tümü endoparazit olarak yaşadığı halde bir kısım Ciliophora ve Flagellata türü ektoparazit olarak yaşayabilmektedir [ 3].
Helmintlerin Monogenea sınıf altına bağlı türleri ektoparazit olarak yaşayabildiği halde Digenea sınıf altına bağlı türler endoparazit olarak yaşamaktadırlar. Yine Cestoda, Nematoda ve Acanthocephala sınıflarına bağlı türler de endoparazit olarak yaşamlarını sürdürmektedirler [ 3].