Parazit Konak İlişkileri

Parazitlerin konaklarla olan ilişkilerinde, değişik canlılarda yaşamlarını sürdürdüklerini ve bu konakların yaşamlarına adapte olduklarını görmekteyiz. Parazitler bu konakların üzerinde veya içinde çeşitli doku ve organlarında yaşamlarını sürdürürler. Bazı parazitlerin erişkin formları insanlarda ve hayvanlarda hastalık oluştururken, bazı parazitlarin de sadece larval formları ciddi hastalıklar oluşturmaktadırlar [1].

Parazit canlılar, konak organizmasından faydalanarak yaşamlarını sürdürmektedirler. Parazitlerde bir konak seçme özelliğinin bulunduğu söylenebilir. Buna rağmen bazı parazitlerin konak seçme özellikleri yoktur. Bu parazitler ulaşabildikleri veya içine girebildikleri her canlıda hayatlarını devam ettirebilmektedirler. Bu tür parazitlerin morfolojik yapıları aslında diğer konak seçen parazitlerin yapılarından çok farklı değildir. Bu parazitlerde, her türlü ortama uyum sağlayabilecek genlerin bulunabileceği, ortamın değişmesi halinde, uyum sağlayan genlerin çalışmasıyla biyokimyasal değişim ve etkileşimlerin oluştuğu düşünülmektedir. Bunun neticesinde bu parazit, yeni ortamına uyum sağlamakta ve yeni konak organizmasında hayatını devam ettirebildiği gibi, gelişmekte ve üreyerek yeni nesiller vermektedir [1].

Son Konak (Kesin Konak, Hakiki Konak): Parazitin seksüel üreme ve olgunluğa eriştiği konağa denir. Eğer parazitin hayatında seksüel üreme yoksa (amip) parazitin hangi konağının son konak olarak adlandırılacağı önem taşımaktadır [2].

Ara Konak: Parazitlerin gelişme formlarının geliştiği konaklara ara konak denir. Bu konaklarda parazit erişkin forma erişemez. Bu yüzden sıtmada (Plasmodium) sivrisinekler son konak, insan ise ara konak olarak değerlendirilmektedir [2].

Bir kısım artropodlar, bazı virüs, bakteri, ricketsia, spiroket, helmint ve protozoon gibi hastalık etkenlerini insan ve hayvanlar arasında taşıyarak arakonaklık yaparlar. Örneğin sıtma etkeni olan Plasmodium türlerinin insanlara dişi Anopheles sivrisinekleri ile taşınması gibi. Hastalık etkenini insan ve hayvanlar arasında taşıyan bu tür artropodlara vektör , artropodun yaptığı bu işe de vektörlük denmektedir. Artropodlar etkenleri ya mekanik ya da biyolojik olarak taşımaktadırlar [3].

Mekanik Vektör: Hasta canlıdan alınan etkenin, artropodun vücudunda herhangi bir değişikliğe uğramadan insan veya hayvanlara taşınması durumudur.

Biyolojik Vektör: Hasta canlıdan alınan etkenin artropodun vücudunda çoğalma ve gelişme dönemini geçirdikten sonra insan veya hayvana taşınması şeklindeki vektörlüktür [3].

Direkt (Monoksen) Gelişme: Gelişmeleri direkt olup herhangi bir aracıya ihtiyaç göstermeyen parazitlere monoksen parazit adı verilmektedir. Gelişmeleri direkt olan bu tür parazitlere örnek Sarcoptes scabei verilebilir. Uyuz hastalığına yol açan bu tür, yumurtalarını deride açtığı tüneller içerisine bırakmaktadır. Bu yumurtalardan burada erkek ve dişi Sarcoptes'ler gelişmektedir. Olgunlaşarak kendi aralarında çiftleşen bu parazitler aynı konak üzerinde çoğalmaya devam etmektedirler [2].

İndirekt (Heteroksen) Gelişme: İndirekt bir biyolojileri olan ve gelişmelerinde arakonak kullananlara ise heteroksen parazit adı verilir. Bu parazitler diheteroxene, polyheteroxene ve diheteromonoksen olarak üçe ayrılmaktadır [2].

Genelde bazı parazitler konağın deri ve solungaç gibi dış organlarında yaşarlar ki bunlara ektoparazit denir. İç organlar ve dokularda yaşayanlara ise endoparazit adı verilmektedir.