Hayvanlarda Vücut Isısı, Mukoza Ve Konjuktiva'nın Muayenesi

Vücut Isısının Düzenlenmesi

Evcil hayvanlar omohyotherme’dirler, yani normal beden ısılarını çevrelerinden bağımsız olarak, belirli bir derecede tutarlar. Soğukkanlı hayvanlarda ise beden ısıları, bulundukları yerin ısısına göre azalır ya da artar. Beden ısısı -beden sıcaklığı vücut ısısı -vücut sıcaklığı terimleri sıklıkla aynı ifade için kullanılırken hepsi aynı şekilde kabul görmüştür; ancak fizik terimi açısından vücut sıcaklığı veya beden sıcaklığı ifadeleri daha doğrudur.

Vücut Isısının Ölçümü

Vücut ısısı ölçümleri ya dijital termometreler yada cıvalı termometreler kullanılarak yapılabilir ayrıca gelişen teknoloji ile vücuda temas ettirilmeden 25 -30 cm uzaktan vücut sıcaklığını ölçebilen özel aletler geliştirildi. Cıvalı manuel termometrelerin kullanımı biraz dikkat gerektirir. Rektal yolla cıvalı termometre kullanımdan önce çalkalandığından emin olmak için termometre yerleştirilmeden önce yağlanmalı ve kontrol edilmelidir.

Hipotermi

Beden sıcaklığının normal değerlerin altına düşmesine hipotermi denir. Uzun süre aşırı soğuğa maruz kalma, uzun süreli hareketsiz kalma, kan dolaşımının bozulması, ısı üretiminin yetersiz kalması, hipotalamusta ısı ayar termostatının hasar görmesi sonucu beden ısısı düşebilir.

Hipertermi

Hipertermi, vücut sıcaklığının normalden daha yüksek bir değere yükseldiğinde ortaya çıkan ve termoregülatör mekanizmaların bozulmasına, sıcak çarpmasına yol açabilen bir durumdur. Çevresel faktörler nedeniyle, içinde bulunulan ortam ısısının artmasıyla vücut ısısının yükselmesidir.

Ateş

Hayvanlarda vücut ısısının normalin üzerine çıkması ve devam etmesi ateşin belirtisidir. Ateş (hiperpireksiya) ile hipertermi anlam olarak birbirine karıştırılmamalıdır. Mikroorganizmalar vücuda girdiğinde meydana gelen sistemik reaksiyonlar patojenlerin kötü etkilerini ortadan kaldırır. Ateşlenme bu reaksiyonlardan biri olup enfeksiyonun işareti sayılır. Ateş, vücut ısısının egzojen pirojenler, bakteriyel lipopolisakkaritler (LPS) tarafından hipotalamusun ısı kontrol merkezinde daha yüksek derecelere ayarlanması anlamına gelir.

Muayenesi Yapılabilen Konjuktiva ve Mukozalar

Mukozalar

Tüm vücudun dışını kaplayan deri, doğal delikler olan ağız, burun, anüs, vulva ve urethra’dan içeriye dönerek mukozayı oluştururlar. Mukozanın dış deriden en önemli farkı yağ ve ter bezleri ile kıllardan yoksun oluşudur ancak kendine özgü salgı yapan bezleri vardır. Sindirim, solunum, üreme ve boşaltım (ürogenital) sistemlerinde, boşluklu (lumen) organların iç yüzünü örten yapılara mukoza denir. Deride olduğu gibi mukozalar da iki tabakadan oluşur. Mukozaların epitelden yapılmış yaprağına epitel kat (lamina epitelyalis), bağ dokudan yapılmış olan yaprağına ana kat (lamina propria) adı verilir. Ağız, burun, anüs vb. gibi vücudun tabii boşluklarında deri ile mukozalar birbirlerine geçiş yapar.

Konjuktiva

Konjonktiva göz kapakların iç kısmı ile göz küresinin kornea dışındaki ön kısmını ve arka kısımlarını tamamen örten mukozal bir yapıdır. Konjonktivanın göz küresini örten kısımına bulber konjonktiva, göz kapağı iç yüzeylerini örten kısımına palpebral konjonktiva ve kendi üzerine kıvrılarak oluşturduğu forniks konjonktivasından oluşmaktadır. Özellikle palpebral konjonktiva ve inferonazal bulber konjonktivada yoğun olarak bulunan müsin salgılayan goblet hücreleri bulunur.

Konjuktiva ve Mukoza Muayenesinde Dikkat Edilmesi Gerekenler

Mukozanın Muayenesi

Mukoza muayene edileceği zaman mümkün olduğunca gün ışığı altında yapılmalıdır zorunlu durumlarda gün ışığına yakın renk veren ışık kaynakları altında gerçekleştirilmelidir. Farklı ışık kaynakları mukozalardaki renk değişimini tam olarak göstermeyeceğinden yanlış değerlendirmelere sebep olabilir.

Konjuktivanın Muayenesi

Konjuktivada yüzeysel veya yoğun hiperemiler gözlenebilir. Hiperemi konjuktivada bolca bulunan kan damarlarının dolgunlaşması ile gözlenir genellikle dış etkenlere veya enfeksiyon etkenlerine bağlı olarak gelişir ve konjuktivanın yangısı yani konjuktivit ile sonuçlanır. Bazı allerjik veya yangı durumlarında da konjuktival ödem (kemozis) gözlenebilir. Ödem venöz dolaşımın geri emiliminin aksadığı durumlarda görülür.