Dolaşım Sistemi Fizyolojisi

Vücudun ihtiyacı olan maddeler kanla dokulara taşınır. Kanın kalp ve damarlardan oluşan bir sistem içinde yaşam süresince durmadan sirkülâsyonuna kan dolaşımı denir.

Kan dolaşımı küçük dolaşım ve büyük dolaşım olmak üzere 2 kısımdan oluşmaktadır.

Kalp göğüs kafesi içerisinde, 2 akciğer arasında, insanda 2 -5, sığırda 3 -5, atta 3 -6, kedi ve köpekte 3 -7 interkostal aralıkta yer almaktadır.

Kalp 2 atrium ve 2 ventrikül olmak üzere 4 kompartmandan oluşmaktadır. Kalbin sağ ve sol kesimi septum fibrosum atrioventrikülare ile ikiye ayrılmaktadır. Sağ kulakçık ile sağ karıncık arasında valvula trikcuspidalis (mitral kapak), sol kulakçık ile sol karıncık arasında ise valvula bicuspidalis , sağ karıncık ile a. pulmonalis arasında pulmoner semilunar kapak, aort ile sol karıncık arasında ise aortik semilunar kapak bulunmaktadır.

Kalbin düzenli ve ritmik bir şekilde çalışmasını sağlayan 2 düğüm ve özel iletim sistemi kalpte bulunmaktadır. Birinci düğüm (Keith -Flack düğümü, sinooriküler düğüm), İkinci düğüm (Aschoff -Tawara, atrioventriküler, oriküloventriküler)’dür. Özel iletim sistemi ise His demeti, ile Purkinje telleri ’nden oluşmaktadır.

Dolaşımın seyrini düzenleyen merkezler medulla oblongatada (soğanilik) yer almaktadır. Kalbin çalışmasını yavaşlatan merkeze Cardioinhibitor ve kalp çalışmasını hızlandıran merkeze ise Cardioaccelerator merkez, damarların daralmasını sağlayan merkezlere vasoconsictor merkez , damarların genişlemesini sağlayan merkezlere ise vasodilatator merkezler denir.

Cardioinhibitor ve cardioaccelerator merkezler işlevsel olarak vasoconsictor ve vasodilatatör merkezlerle sıkı ilişki halindedir. Ekstra kardiyak sinirler vasıtasıyla, vücudun ihtiyacına göre, bu 4 merkezin sıkı işbirliğiyle kalbin atım sayısı, hacmi ve kan basıncı ayarlanmaktadır.

Ekstra kardiyak sinirler ise:

Merkezden impulsları kalbe götüren (efferent) sinirler (parasempatik sinir n. vagus, sempatik sinir n. accelerentes),

Çevreden (kalpten) impulsları merkeze getiren (afferent) duysal sinirler (Cyon siniri (n.depressör cordis) , Hering siniri (ramus caroticus glossopharyngici)) olarak iki kısımda toplanır.

Kalbin dakika atım sayısı ve ritmi üzerine; yaş ve boy, cinsiyet, ruhsal durum, ısı, kanın bileşimi, solunum, kassal çalışma, inorganik maddeler (kalsiyum, potasyum) ve hormonlar etki etmektedir.

Genç ve ufak yapılılarda ki kalp atım sayısı yaşlılara göre daha da yüksektir. Yine dişi hayvanlarda ki dakika kalp atım sayısı erkeklerden daha hızlıdır. Depresyon, üzüntü, keder kalp atım sayısını azaltırken; heyecan, sevinç ve öfke durumlarında ise kalp atım sayısı yükselmektedir. Isı yükselmesi kalp atım sayısını artırmaktadır. Kandaki oksijen miktarının azlığında ve egzersiz esnasında kalp atım sayısı artmaktadır.

Kalpte oluşan aksiyon akımlarının bedenin değişik bölgelerinden yazdırılmasına elektrokardiyografi, denir. Canlılarda EKG kayıtları I, II, III, aVR, aVL, aVF, V1, V2, V3, V4, V5 ve V6 derivasyonları ile yapılır.

Atardamarlar içindeki kanın damar çeperine yaptığı basınca tansiyon denir. Tansiyonu belirleyen faktörler, kalbin atım gücü ve sayısı, damarların esnekliği ve dolaşımdaki kan miktarıdır.

Kalbin her sistolünde damara atılan kan, bir yandan damar içerisinde hareket ederken diğer yandan da damar çeperine yan basınç yapmaktadır. Yüzeysel bir arter üzerine parmak konulduğunda kalbin her sistolünde arterin genişlemesi sonucu parmağın itilmesi olayına nabız denir. Kalbin her sistolünde damarlara atılan kanın damar içinde bulunan kana çarpması ve diyastolde damarlardaki kanın geri dönerek kalp kapakçıklarına çarpması sonucunda oluşan basınç değişikliği neticesinde meydana gelen dalgalanmalarada nabız dalgası denir. Bir nabız dalgası anakrotik (çıkıcı), katakrotik (inici) ve dikrotik olmak üzere üç kısımdan oluşur. Anakrotik dalga kalbin sistolü, katakrotik dalga diyastolü, dikrotik dalga ise diyastolde kalp kapakçıklarına kanın çarpması esnasında şekillenir.

Arteriyel uçtan filtre olduktan sonra venül uçtan emilemeyen fazla sıvı ve proteinler lenf dolaşımı ile kan dolaşımına aktarılır. Vücudun aşağı bölgelerinin hemen hemen bütün lenfi, baş ve boynun sol tarafı, sol kol ve toraksın bir bölümünün lenfi ductus torasicus’a akar. Vücudun alt bölgelerine ait az bir lenf inguinal ve abdominal bölgedeki venlere akar. Baş ve boynun sağ tarafı, sağ kol ve toraksın bir bölümünün lenfi, sağ lenf kanalı ile venöz sisteme boşalır.

Hücreler arası sıvının, deri altı dokusunda normalden fazla birikmesine ödem denir. Sıvı birikimi periton içinde ise asites, plevra boşluğunda ise hidrothoraks, perikart boşluğunda ise hidroperikart, beyin boşluğunda ise hidrosefalus, tüm vücutta görülen ödeme anazarka denir. Ödem sıvısının proteini az olana transudat, çok olana ise eksudat denir.