Kan Fizyolojisi

Kan; kan hücreleri (eritrosit, lökosit ve trombosit) ile plazmadan oluşur. Kanın, yaklaşık olarak % 60’ı plazma ve % 40’ı kan hücreleridir. Vücudun ihtiyacı olan organik ve inorganik maddeleri içerir. Plazmanın büyük bir bölümü (%90) su, arta kalanı katı maddelerdir. Katı maddelerin içinde anorganik tuzların oranı sadece % 1’dir. Geri kalan organik bileşiklerdir. Bu organik bileşiklerin başlıcaları; proteinli maddeler, lipitler, karbonhidratlar ve metabolitlerdir.

Kanın görevlerinin büyük bir kısmı iç ortamın (homeostasis) değişmez tutulmas, taşıma, bedenin savunulması ve kanamaların önlenmesine yöneliktir.

Alyuvarlar, kan hücrelerinin %99.9’unu oluştururlar. Alyuvarlarda bulunan hemoglobin, kanda oksijen taşıyan proteindir. Alyuvarların yaşam süreleri 4-120 gün arasında değişir.

Kan hücrelerinin oluşumu ve gelişimine hematopoez veya hemopoez denir. Alyuvar yapımını uyaran etmen kandaki oksijeninin kısmi basıncının azalmasına (anemi, hipoksi) bağlı olarak böbreklerden salınan eritropoetik faktördür. Eritropoetik faktör karaciğerde alfa globüline etki ederek eritropoetini oluşturur. Üretilen eritropoetin kemik iliğinde eritrosit yapımını uyarır.

Alyuvarların oluşumu ve normal gelişimleri için, eritropoetinden başka intrinsik faktör, demir, B12 vitamini, kobalt, bakır, mangan, folik asit, vitamin B6 , vitamin B2 , tiroit bezi ve adrenal korteks hormonlarına da ihtiyaç duyulur. Alyuvar sayısının 1 mm3 kanda artmasına eritrositoz, eritremi, polisitemi, poliglobuli, azalmasına ise anemi denir.

Alyuvarların yıkımlanması; özellikle karaciğer, dalak, kemik iliği ve lenf yumruları gibi retiküloendotelyal sistem organlarının fagositik hücreleri (histiyosit) tarafından yapılmaktadır.

Kanda alyuvar sayısının veya hemoglobin miktarının ya da her ikisinin birlikte belli bir değerin altında bulunmasına anemi, yüksek miktarda bulunmasına ise polisitemi denir.

Çeşitli nedenlerle alyuvarların parçalanıp hemoglobinin alyuvardan çıkmasına hemoliz denir.

Kan hücrelerinin çökme hızına sedimentasyon denir.

Kanın hücreleri hacminin kan hacmine oranına, hematokrit değer denir. Kan sıvısının azaldığı durumlarda hematokrit değer artar, arttığı durumlarda ise azalır.

Anemi, 1 mm3 kandaki alyuvar sayısının veya hemoglobin miktarının ya da her ikisinin birlikte normal değerlerin altına düşmesine denir. Kanın genel miktarının azalmasına ise oligemi adı verilir. Anemiler alyuvarların büyüklüğüne, hacmine göre normositer, mikrositer ve makrositer ve içerdikleri hemoglobin miktarına göre de normokrom (izokrom), hipokrom ve hiperkrom olarak sınıflandırılırlar. Kanda değişik çaptaki alyuvarların, yani makrosit ve mikrositlerin bir arada bulunmasına anizositoz, alyuvarlann düzensiz kenarlı olmasına ise poikilositoz denilmektedir.

Oluşum mekanizmalarına göre anemiler; kan kaybı anemisi, aplastik anemi, olgunlaşma yetersizliği (megaloblastik) anemisi, hemolitik anemi ve sekonder anemi’lerdir.Kan grupları aglütinasyon özelliklerine göre A, B, O ve AB olarak 4 gruba ayrılmıştır. Rh sistemine göre ise, RhD Pozitif ve RhD Negatif diye ikiye ayrılır.

Kan naklinin yapılabilmesi için verici ile alıcı arasındaki kan grupları uyuşmalıdır.

Akyuvarlar bedenin savunmasını yapan kan hücreleridir. Akyuvarlar, yalancı ayaklar (psödopod) çıkararak amipsi (amiboid) hareketler yaparlar. Gösterdikleri granüler yapıya bağlı olarak granüllü ve granülsüz olmak üzere iki gruba ayrılırlar. Granüllü leukositler granüllerin aldıkları renk ve yapılarına göre eozinofil, bazofil ve nötrofil olmak üzere 3’e ayrılırlar. İnsan ve tek tırnaklılar (at, merkep, katır, bardo) ile köpek ve kedilerin kan tablosunda nötrofiller egemendir. Kanatlılar, tavşan, maymun ve kurbağada nötrofillerin yerini alan hücrelere pseudoeosinofil veya heterofil denmektedir.

Granülsüz leukositler; lenfositler ve monositler olmak üzere 2’ye ayrılır. Lenfositler, ruminant, tavşan, kobay ve balık kanlarında kan tablosuna egemendir. Monositler kanın en büyük hücreleri olup, genellikle yuvarlak yapılıdırlar.

Leukositler organizmanın savunma ve onarım sürecinde önemli rol üstlenmektedir.

Trombositler en küçük kan hücrelerdir, platelet veya kan pulcuğu olarakta isimlendirilmektedir. Türlerde değişmek üzere sayıları 1 mm3 kanda 43.000-1.000.000 arasında değişir, yaşam süreleri 5-10 gün kadardır. Trombosit yapımını karaciğer tarafından üretilen trombopoetin hormonu uyarır ve trombosit yapımına da trombopoez denir. Trombositler salgıladıkları trombokinaz enzimi vasıtasıyla da protrombinin trombine, buda fibrinojenin fibrin iplikçikleri şekline dönüşmesini meydana getirip, hemostaz tıkacının oluşmasını sağlar.

Yara iyileştikten sonra pıhtının erimesi (fibrinolizis) gerçekleştirilir.