Üstün Zekâ Kuramlarına Göre Üstün Zekâ ve Özel Yetenek
Toplumlarda “üstün zekâ” kavramı genellikle, içinde bulunduğu sınıf, toplum gibi alanlarda lider olan ya da potansiyeli barındıran, her soruna çözüm üreten, kendine güvenen, yeterli, kişilikli, ahlâklı, zeki ve başarılı kişiler olacak şekilde benimsenmiştir. Zihinlerde yer edinen bu tanımlamalar “üstün zekâ” kavramını yanlış anlamamıza sebep olmaktadır. Konu üzerinde çalışan bilim insanları ise bu kavramın ne anlama geldiğini ortaya çıkarabilmek için üstün zekâlı ve yetenekli bireylerin özelliklerini inceleyerek kuramlar ortaya koymaya çalışmaktadır. Günümüz gelişen ve değişen imkân ve koşulları ile birlikte beyin ve zekâ üzerine yapılan bilimsel çalışmaların sayısının ve niteliğinin artması da üstün zekâ kuramlarının çeşitlenmesine sebep olmaktadır.
Üstün zekâ ile ilgili olarak ilk bilimsel çalışmaların üstün zekânın temel yapıtaşı olduğu kabul edilen “genel zekâ” ekseninde bir bakış açısına sahip olduğu görülmektedir. 19. Yüzyılda Sir Francis Galton'un araştırmaları ile başlayan ve dahilik üzerine yürütülen bu çalışmalar sonraki yıllarda ortaya konan üstün zekâ yaklaşımlarını da etkilemiştir. 19. yüzyılda yapılan çalışmalarda ele alınan zekâ kavramı tek boyutlu olarak incelenirken 20. Yüzyıldan itibaren yapılan çalışmalarda zekânın birden fazla boyuta sahip olduğu düşüncesinin araştırmalara yansıdığı görülmektedir (İnci, 2021).
Bu bölümde üstün zekâ ve özel yetenek ile ilgili ortaya atılan kuramları inceleyecek ve her kuramın bir bireyi üstün zekâlı/özel yetenekli birey olarak nitelendirebilmek için bireyde bulunması gereken özellikler hakkında bilgi verilecektir.
Üstün Zekâ Kuramları
Zekâ kuramlarında meydana gelen değişimler üstün zekâ ile ilgili olan birçok kuramı etkilemektedir. Üstün zekâ konusunda birçok kuram ortaya atılmıştır. Ortaya atılan kuramları üstün zekâya bakış açılarını temel alarak “tür kuramları”, “bileşim kuramları” ve “gelişimsel kuramlar” olmak üzere üç gruba ayırabiliriz. Aşağıda üstün zekâ ile ilgili olan ortaya atılan başat kuramlar kronolojik sıra ile verilmiştir.
Çoklu Yetenekler Modeli (1967)
Calvin Taylor (1967), Çoklu Yetenekler Modelinde üstün tanısı koymak için çocukların sadece zihinsel kapasitelerini ölçen IQ puanına bakmak yeterli olmayıp; akademik yetenek, yaratıcılık, planlama yeteneği, iletişim yeteneği, öngörü yeteneği ve karar verme yeteneği olmak üzere 6 farklı yeteneğin incelenmesi gerektiğini savunmuştur.
Üç Halka Modeli (1978)
Üstün zekâlı bireyler ile ilgili; topluma katkı sağlayan, yaratıcı ve üretken birey tanımını temel alan Joseph Renzulli (1978), üstün zekâya sahip olan bireylerin sahip oldukları yeteneklerin; ortalama üstü genel ve özel yetenek, yaratıcılık ve göreve adanmışlık (motivasyon) olmak üzere 3 özelliğin etkileşiminden doğduğunu ileri sürmüştür.
Psikososyal Sınıflar Kuramı (1983)
Abraham J. Tannenbaum ortaya attığı ve üstün yetenek konusunda toplumsal ihtiyaçlar ve değerleri temeline alan “Psikososyal Sınıflar Kuramı”nda üstün yetenek türlerini ender yetenekler, artık yetenekler, hisseli yetenekler ve tuhaf yetenekler olmak üzere 4 kategoriye ayırmıştır.
Yıldız Modeli (1983)
Yıldız modeli ile Tannenbaum üstün zekânın ortaya çıkması için genel yetenek, özel yetenek, zihinsel olmayan gereksinimler, çevresel destekler ve şans olmak üzere 5 faktör belirlemiştir. Belirlenen faktörlerin her biri kuramda dinamik ve statik alt faktörlerden oluşmaktadır. Üstün zekânın sergilenebilmesi için modelde verilen 5 faktöründe üstün zekânın gelişim sürecini desteklemesi gerekmektedir.
Beşgen Kuramı (1995)
Robert J. Sternberg ve Li- Fang Zhang tarafından ortaya atılan kuram, bireyin üstün zekâlı olarak tanılayabilmek için olağanüstülük ölçütü, enderlik ölçütü, üretkenlik ölçütü, kanıt ölçütü ve değer ölçütü olmak üzere 5 ölçütü karşılayabilmesi gerektiğini ileri sürmektedir.
Emergenik Kalıtım Epigenetik Gelişim Kuramı (1999)
Dean Keith Simonton (1999) ortaya atmış olduğu kuramda üstün yeteneğin genetik yapısının nasıl oluştuğunu ve gelişiminin nasıl bir seyir izleyebileceğini açıklamaya çalışmıştır. Kurama göre üstün yeteneğin oluşumu çok boyutlu ve düşünüldüğünden çok daha karmaşık bir süreci içermektedir.
Ayrımsal Üstün Zekâ ve Üstün Yetenek Kuramı (2000)
Francoys Gagne (2000) ortaya atmış olduğu Ayrımsal Üstün Zekâ ve Üstün Yetenek Kuramı ile üstün zekâlı bireylerin eğitimlerinde genellikle birbirleri yerine kullanılan “üstün zekâ” ve “üstün yetenek” kavramları arasındaki farkı açıklamaya çalışmıştır. Gagne’ye göre üstün zekâ, içten gelen, eğitilmemiş ve doğuştan var olan doğal kapasiteyi ifade etmektedir. Üstün yetenek ise doğuştan gelen kapasitenin sistematik bir şekilde gelişmesi ile ortaya çıkan beceri ve yetenekleri ifade etmektedir. Bir bireyin üstün zekâlı ya da üstün yetenekli olarak sayılabilmesi için akranları arasında ilk %10’luk dilime girmesi gerektiğini ifade etmektedir. Kuram üstün zekâ, üstün yetenek, katalizörler (çevresel ve bireysel), deneyim-öğrenme ve şans olmak üzere 5 farklı boyut içermektedir.
Üstün zekâ ve özel yetenek konusunda ortaya atılan kuramlar incelendiğinde bir kısmı birbiri ile paralel görüşler ortaya atarken bir kısmının da diğer kuramlarda bulunmayan faktörlerden söz ettiğini görmekteyiz. Kuramlar, görüşlerini ortaya atan bilim insanlarının bakış açılarını içerdiği ve üstün zekâ ve özel yetenek konusunda göz önüne aldıkları özelliklerin farklılaşması sebebiyle kuramları karşılaştırmak yerine kendi içerisinde değerlendirmenin daha uygun olacağı düşünülmektedir.