I.Gıyaseddin Keyhüsrev ve II. Rükneddin Süleymanşah Dönemleri (1192 -1211)
I. Gıyaseddin Keyhüsrev'in I. Dönemi
Türkiye Selçuklu Sultanı II. Kılıç Arslan 1186 yılında ülkeyi on bir oğlu arasında taksim etmiş, en küçük oğlu Keyhüsrev’e de melik sıfatıyla merkezi Uluborlu (Borgulu) olan Kütahya ve Eskişehir yörelerine kadar uzanan Bizans sınırındaki vilayetleri vermişti. II. Kılıç Arslan en uygun adayın küçük oğlu Keyhüsrev olduğuna karar vermiş, kendi rızasıyla onu 1191 yılı gibi veliaht tayin etmiştir.
I. Gıyaseddin Keyhüsrev'in I. Saltanat Dönemi (1192 -1196)
Babası II. Kılıç Arslan, yaklaşık bir yıl önce kendisinden sonra Keyhüsrev’e bağlı kalacakları hususunda devlet erkânına yemin ettirdiği için saltanatı ele geçirmekte hiç zorlanmadı. Keyhüsrev 10 Eylül 1192 tarihinde Selçuklu tahtına oturdu. Gıyaseddin Keyhüsrev, 1196 yılında Bizans’a askeri harekâta başladı. Sultan Keyhüsrev bu harekâttan yaklaşık 5 bin esir ve pek çok ganimetle döndü.
II. Gıyaseddin Keyhüsrev'in ve II. Rükneddin Süleymanşah Arasındaki Taht Mücadelesi ve Yapılan Anlaşma
Kılıç Arslan’ın oğulları arasında en kudretlilerinden olan Tokat meliki Süleymanşah, kendini yeterince güçlü hissettiğinde gerekli hazırlıkları tamamlayarak Sivas ve Kayseri’ye hâkim olduktan sonra Konya’ya, kardeşi Sultan Gıyaseddin Keyhüsrev’in üzerine yürüdü. Süleymanşah güçlü bir ordu ile Konya’ya vardı. Keyhüsrev, ağabeyi Süleymanşah’dan ahidname aldıktan sonra şehri teslim etti ve tahtı terk etmeye mecbur kaldı. Böylece Ekim 1196 tarihinde Türkiye Selçuklu Devleti tahtına II. Süleymanşah geçmiş oldu.
II. Rükneddin Süleymanşah Dönemi (1196 -1204)
Meliklik Dönemi ve Saltanat Mücadelesi
Süleymanşah, Tokat çevresine melik tayin edilmesinden sonra Bizans sınırları boyunca uzanan uç bölgelerinde, diğer kardeşleri Gıyaseddin Keyhüsrev ve Muhyiddin Mesud gibi Bizans idaresindeki Hristiyanlara karşı seferler düzenledi. Kızılırmak ve Yeşilırmak vadileri boyunca ve Doğu Karadeniz sahillerine yaptığı seferlerle kıyı bölgelerini ve bu arada Samsun’u ele geçirdi. Memleketini Karadeniz sahillerine kadar genişletti.
II. Rükneddin Süleymanşah’ın İlk Yılları
Sultan II. Rükneddin Süleymanşah’ın tahta çıkmasını takiben cülusu bütün vilayetlere, uçlara, komşu devletlere ve Abbasi halifesine bildirildi. Sultan Süleymanşah saltanatı elde ettikten sonra Anadolu’da yeniden Selçuklu birliğini kurmaya, kardeşleri tarafından muhtelif ellerle yönetilen memleketleri onlardan alarak Selçuklu ülkesini tek bir siyasi irade altına toplamaya başladı.
II. Rükneddin Süleymanşah ve Bizans
II. Rükneddin Süleymanşah’ın Kilikya Seferi
II. Rükneddin Süleymanşah ülkenin büyük çoğunluğunu idaresine aldıktan sonra Ermeni Krallığı'nın işgal ettikleri Türk topraklarını kurtarmaya karar verdi ve 1199 yılında Kilikya’ya bir sefer düzenledi. II. Leon’un işgal ettiği Ereğli Kalesi ve başka yerler geri alındı.
II. Rükneddin Süleymanşah’ın Saltuk İli'ne Gelişi ve Gürcistan Seferi
II. Rükneddin Süleymanşah Gürcistan’a sefer yapmaya karar verdi ve Micingerd Kalesi civarında bulunan Erzurum -Kars kervan yolu civarında ordugâh kurdu. Burada Temmuz 1202’de yapılan savaşta Süleymanşah yenilerek askerleriyle birlikte bölgeden ayrılıp Erzurum’a çekildi.
II. Rükneddin Süleymanşah’ın Son Yılları ve Ölümü
Gürcistan seferinin kötü akıbetine rağmen Süleymanşah ve Selçuklu nüfuzunun Doğu Anadolu’da yayılması devam etmekteydi. Bu sırada kardeşi Melik Muhyiddin Mesud’un hâkimiyetine son vermek isteyen Süleymanşah, harekete geçip Ankara’yı uzun bir süre kuşattı ve sonunda şehri ele geçirerek kardeşinin yönetimine son verdi. Ardından yeni bir Gürcistan seferi için çıktığı yolculuk sırasında, Konya -Malatya arasında hastalanıp 6 Temmuz 1204 tarihinde vefat etti.
I. Gıyaseddin Keyhüsrev'in II. Dönemi (1205 -1211)
Gurbet Hayatı
I. Gıyaseddin Keyhüsrev, Konya tahtını kardeşi Süleymanşah’a terk ettiği 1196 yılından yeniden sultan olacağı 1205 yılına kadar yaklaşık 9 yıl uzun ve maceralı bir gurbet hayatı yaşadı. Süleymaşah’ın ölümü üzerine Keyhüsrev, ordusuyla Konya’ya gelip şehri kuşattı. Şubat 1205 yılında yeniden Türkiye Selçuklu sultanı olarak tahta çıktı. Süleymanşah’ın ölümünden sonra Samsun’un bu sıkışık durumundan rahatsız olan Sultan, hemen harekete geçerek Trabzon Rum imparatoru Aleksios’su yenilgiye uğratıp bölgenin rahat bir nefes almasını sağladı.
Antalya’nın Fethi
Sultan I. Gıyaseddin Keyhüsrev, Avrupa ve Mısır’dan gelen ticaret gemilerinin uğrak yeri olan, dolayısıyla Akdeniz’de önemli bir ihracat ve ithalat limanı durumunda bulunan Antalya’nın fethi için harekete geçti ve 5 Mart 1207 tarihinde şehri fethetti.
Kilikya Ermeni Krallığı Üzerine Seferi
Ermeniler 1206 yılında Türkmenlerin göç sahası olan Göksu’ya hücum ederek pek çok esir almış, mal ve hayvanları yağmalamış, Halep sınırını aşmış hatta Elbistan’ı dahi kuşatmışlardı. Bundan ötürü 1208 -1209 tarihinde I. Gıyaseddin Keyhüsrev, ordusuyla Ermenilerin üzerine sefere çıktı ve Maraş’a vardı. Ermenilerden bir takım belde ve kaleleri aldı. Bunlar arasında en mühimi Petrus Kalesi idi.
I. Gıyaseddin Keyhüsrev’in Alaşehir Seferi ve Şehadeti
I.Gıyaseddin Keyhüsrev'in Karadeniz, Akdeniz kıyalarındaki faaliyetleri ve Ermenilere karşı kazandığı zaferler İznik imparatoru Laskaris ile aralarını açtı. İznik tahtına geçmek isteyen sabık imparator III. Aleksios Angelos da Sultan’ı Laskaris’e karşı tahrik etti. Sultan, beraberinde III. Aleksios olduğu halde Laskaris’e karşı harekete geçti. Denizli -Ladik arasındaki Antiochia şehri civarında yapılan savaşta bir Rum askeri tarafından şehit edildi (1211).